ÖZET: Ketencik Brassicaceae familyasında yer alan, eski bir kültür bitkisi olup, Türkiye’de marjinal alanlarını
değerlendirebilecek alternatif bir yağ bitkisidir. Ketenciğin yağ elde etmek amacıyla tarih öncesinden beri kültürü yapılmıştır.
Fakat ketencik üretimi zamanla yavaş yavaş azalmış ve günümüzde geniş alanlarda yetiştirilmemektedir. Bununla birlikte,
düşük çevre isteği ve ürünlerinin yaygın olarak kullanılabilirliği sayesinde bitki büyük ilgi görmüştür. Ketencik yağının özel
kompozisyonu çok cazip gözükmektedir. Ketencik yağının doymamış yağ asitleri oranı soya, ayçiçeği ve kolza yağı gibi
yaygın olarak kullanılan bitkisel yağların doymamış yağ asitlerinin oranından fazladır. Ayrıca, ketencik yağı tipki keten yağı
(% 50-55 α-linolenik asit ihtiva eden) gibi yüksek oranda çoklu doymamış yağ asitlerine sahiptir. Özel yağ asitleri
kompozisyonundan dolayı ketencik, yakın zamanda, yaygın olarak bilinen ve önemli bir bitkisel yağ kaynağı haline
gelecektir.
2. KETENCİĞİN BİTKİSEL ÖZELLİKLERİ
Kültürü yapılan ketencik çeşitleri bir yıllık olup
yabanı formlar genel olarak çok yıllıktır. Bitki boyu
O. Kurt, F. Seyis
117
genel olarak 25-100 cm arasında değişir. Bitki
habitusu tek gövde şeklinde büyür (Şekil 1a; 1c).
Gövde yuvarlak olup, üzeri tüylü ve genellikle
aşağıdan dallanır. Yapraklar mızrak biçiminde, 5-8 cm
uzunluğunda ve kenarları düzdür. Çiçek; 4 adet yeşil
renkte çanak yaprak, 4 adet sarı ya da sarımsı beyaz
renkte taç yaprak, 6 adet erkek organ ve bir adet dişi
organdan oluşur. Ketencik bitkisi kendine döllenen bir
bitkidir. Meyve, kapsül biçiminde olup, 0.7-2.5 mm
çapında, portakal renginden kahverengine kadar
değişen renktedir (Robinson, 1987; Zubr, 1997).
Kapsül 8-16 tohum ihtiva eder. Tohumun uzunluğu
genişliğine göre daha fazla olup, şekil olarak buğday
tohumunu andıran bir görünümü vardır. Kültürü
yapılan çeşitlerin tohum rengi koyu sarıdan açık
kahverengine kadar değişir ve parlaktır (Şekil 1b).
Tohumun 1000 tane ağırlığı 0.8-1.8 gram arasında
değişir.
4. KETENCİĞİN TARIMI
Ketencik bitkisi yazlık ve kışlık olarak
yetiştirilmektedir. Ketencik nispeten kurağa dayanıklı
olup, ağır killi ve organik toprak hariç farklı iklim ve
toprak yapısına sahip çok değişik alanlarda
yetişebilmektedir. Yazlık çeşitlerin yetişme süresi
yaklaşık 120 gün civarında olup, çimlenmeden
itibaren yaklaşık 60 günde çiçeklenme periyoduna
ulaşır. Ketencik, Samsun ekolojik koşullarında kışlık
olarak Kasım ayı içinde ekilir ve Haziran ayı sonunda
hasat edilir. Ketencik tohumunun küçük olması
nedeniyle ekim için toprak hazırlığının iyi yapılması
oldukça önemlidir. Ekim öncesinde ikileme ile
çimlenen yabancı otların toprağa katılması, yabancı ot
rekabeti açısından oldukça önemlidir. Toprağın
yabancı otlarla aşırı derecede kaplı olması durumunda,
çıkış öncesi Trifluralin (150 g/da) aktif maddesine
sahip yabancı ot ilaçları ile toprağın ilaçlanması,
yabancı otlarla rekabet etmek için yeterlidir.
Ekim sıraya olmak üzere sıra aralığı 10-15 cm ve
sıra üzere 1-2 cm olacak biçimde ve 1000 tane
ağırlığına bağlı olarak dekara 0.5-0.7 kg tohum atılır.
Bitkinin gübre ihtiyacı topraktaki alınabilir besin
elementlerinin durumuna bağlı olarak orta ve
düşüktür. Optimum saf azot ihtiyacı dekara 10 kg
olup, en uygun uygulama zamanı kışlık ekimlerde
erken sonbaharda, yazlık çeşitlerde ise bitkinin 4-6
yapraklı olduğu dönemdir. Ekim öncesi dekara 3 kg
fosfor ve 5 kg potasyumun uygulanması yeterlidir.
Ketencik makineli hasada uygun bir bitkidir. Yeni
geliştirilen çeşitler, tohum dökmeye mukavimdir.
Hasat zamanı tohumun ihtiva ettiği rutubet oranı % 11
civarında, depolama açısından da %8’den az olması
gerekir. Çeşide, ekolojik koşullara ve yetiştirme
tekniği paketinin uygulanmasına bağlı olarak
değişmekle birlikte dekara verim yazlık ekimlerde 260
kg, kışlık ekimlerde 330 kg civarındadır (Zubr, 1997).
5. KETENCİĞİN KULLANIM ALANLARI
Ketencik yağı, linoleik (omega-6) ve alfa-linolenik
(omega-3) yağ asitleri bakımından zengin bir
kaynaktır. Bu yağ asitleri kandaki LDL-kolesterol
seviyesini azalttığı, kalp ve kalp damarlarının sağlığı
için faydalı olduğu bilinmektedir.
Ketencik yağı, yağı stabil yapan ve yemeklik yağ
olarak kullanılır konuma getiren tokoferoller gibi
birçok doğal antioksidantları ihtiva eder. Yağdaki
tokoferollerin miktarı 700 mg/kg’dır (Zubr, 1997).
Ayrıca ketencik yağının 100 gramında 10 mg E
vitamini bulunmaktadır.
Ketencik yağı geleneksel olarak insan
beslenmesinde kullanılmaktadır. Ayrıca kolza yağı ile
karışık olarak yemeklik olarak kullanılır. Ketencik
yağı bundan başka salatalara, yemeklere, pasta ve cips
hariç kızartmalarda kullanılabilir. Ayrıca mayonez,
sos ve dondurma yapımında kullanılabilir.
Ketencik yağının; 1) cilt bakımı amacıyla vücut
losyonu, banyo köpüğü ve banyo kremi gibi ürünlerin
yapımında, 2) çoklu doymamış yağ asitlerinin özel
dermatolojik etkilerinden dolayı kozmetik sanayinde,
3) sabun ve yumuşak deterjan elde edilmesinde, 4)
lipopeptidlerin ve lipoaminoasitlerin üretiminde 5)
benzer yağ asitlerine sahip olmasından dolayı balık
yağı yerine ikame edilmesinde, 6) sıvı biyodizel
hammaddesi elde edilmesinde, 7) doğal
antioksidantların bir kaynağı olan tekoferollerin elde
edilmesinde, 8) geleneksel aydınlatmada kandil yağı
olarak ve mum yapımında, 8) saf yemeklik yağ ve
salata yağı olarak kullanılmakta olduğunu birçok
araştırıcı tarafından rapor edilmiştir (Peredi, 1969;
Korsrud ve ark., 1978; Sang ve Salisbury, 1987;
Robinson, 1987; Zubr, 1997).
Ketencik yağı, tarım ilaçlarının etkinliğini artırmak
amacıyla katkı maddesi olarak kullanımı yanında
pestisitlere katılan petrol yağının yerine de
kullanılmaktadır (Robinson ve Nelson 1975).
Ketencik tohumunun yağı alındıktan sonra geriye
kalan posa kısmı %10 yağ, %45 protein, %13 lif, %5
mineral madde, az miktarda da vitamin ve diğer
maddeler ihtiva eder. Ketencik posasının proteini
arginin, cistin, lysine, methionine ve threonin gibi
temel amino asitlerin varlığı ile karakterize edilir.
Ketencik proteinindeki amino asitlerin kompozisyonu
özellikle kümes hayvanlarını besleme için uygundur
(Fogelfors, 1984).
Ketencik, yüksek kükürt içeriği hariç ketenin
element kompozisyonuna ve protein içeriğine
benzerlik göstermektedir (Robinson 1987). Ketencik
unu biyolojik değer olarak soya unu ile benzerlik
gösterir ve %45-47 ham protein ve %10-11 lif içerir
(Korsrud ve ark., 1978). Önemli miktarda yüksek
glukosinolat ihtiva eden endüstriyel kolza unu ile
kıyaslandığında ketencik ununda sıfır ile eser miktarda
uçucu izotisiyanat bulunmuştur (Korsrud ve ark.,
1978; Sang ve Salisbury, 1987). Dolayısıyla ketencik
yeşil bitki olarak, ketencik unu olarak ve danesinin
protein bakımından zengin posası büyükbaş hayvan
beslemede kullanılabilir. Ayrıca tohum, özellikle
kümes hayvanlarının ve kafes kuşlarının
beslenmesinde kullanılabilir (Fogelfors, 1984).
Her ne kadar temel amino asitler ketencik
diyetinde sınırlı miktarda bulunsa da,
glukosinolatlardan başka gelişmeyi sınırlandıran bazı
faktörlerin mevcut olduğu ifade edilmiştir. Nitekim
Ketencik unu ihtiva eden diyet ile beslenen farelerin
kontrole göre daha az kilo aldığı belirlenmiştir
(Korsrud ve ark., 1978). Dolayısıyla ketencik ununun
diyete yönelik besinlerin hazırlanmasında da kullanım
potansiyeli vardır.
Ketencik tohumu çerezlik olarak da kullanılır.
Ketencik bitkisinin sapı fırça, paketleme ve malç
gibi yalıtım malzemesi yapımında kullanılır.
Ketencik, iyi bir yeşil gübre bitkisidir. Ayrıca ucuz
örtü bitkisi olarak toprak korumada düşük maliyetli
bir bitki olarak yetiştirilebilir.
Ketencik, süs bitkisi olarak çevre düzenlemesi
yapılan (rekreasyon) alanlarda da kullanılmaktadır
(Jones ve Valamoti, 2005).
6. SONUÇ
Ketencik, ekstrem koşullara adaptasyon
bakımından üstün performanslı ve bitki besin elementi
isteği bakımından kanaatkar bir bitkidir. Ayrıca,
yabancı ot rekabetinin iyi olması nedeniyle kimyasal
ilaç kullanımına gereksinim duymaması ketenciğin
çevre dostu yetiştirme sistemlerine uygun karakterde
bitkiler arasında yer almasını sağlamaktadır.
Ketencik yağı, Omega-3 olarak adlandırılan yağ
asitleri bakımından zengin bir kaynağına sahiptir.
Dolayısıyla, ketencik yağının bitkisel yağ olarak
tüketilmesi ile özellikle gelişmiş sanayi ülkelerinde
dengesiz beslenmeden kaynaklanan sağlık
sorunlarının azaltılmasına katkıda bulunulabilir. İlave
olarak, ketenciğin Omega-3 yağ asitlerinin katılması
sonucu Omega-3 yağ asitleri bakımından
zenginleştirilmiş besinlerin tüketilmesiyle beslenme
kalitesini artırılabilir.
Sonuç olarak; besin ve besin endüstrisi dışında
olmak üzere çok geniş kullanım potansiyeline sahip
olması sayesinde ketencik geleceğin önemli alternatif
yağ bitkileri arasında, yakın bir gelecekte, mutlaka hak
ettiği yerini alacaktır.