9.Etkinlik.
İntibah’ın Olay örgüsü
* Babasının ölümü üzerine Ali Beyin bunalıma girmesi
* Annesinin onu arkadaşlaryla Çamlıca'ya göndermesi
*Ali Bey’in Çamlıca'da Mahpeyker ile karşılaşması ve aşık olması
*Ali Be’in Mahpeyker’i görmek için her gün Çamlıcaya’ya gitmesi
*Mahpeyker'in nasıl bir kadın olduğunun anlatılması
*Ali bey ve Mahpeyker’in gizli gizli buluşmaları
*Mahpeyker’in Ali Bey’i ikna etmek içi türlü yollar denemesi
*Mahpeyker’in Ali Bey’den intikam alma planları yapması
Ali Bey’in durumuna üzüldüm. İnsanın sevdiği zaman gözünün bir şey görmediği düşüncesi burada etkili bir şekilde işlenmiş.
1.Hayır bu bir kurmaca metindir. Gerçek yaşamda benzerleri yaşanabilir.
10. Etkinlik
Tanzimat döneminde Batılı yaşam tarzı toplumu etkisi altına almıştır. Halk belli günlerde Çamlıca, Beyoğlu, Kağıthane gibi eğlence mekanlarına gidiyor buralarda eğleniyordu. Osmanlıdaki kahve kültürünün yerini pastahane kültürü aldı. Buralara kadınlar da gitmeye başladı. Bu ahlaki yapıda çözülmeye dönüştü. Romanda bu yaşam biçiminin toplumsal yıkımları anlatılmaktadır.
2. İntibah romanının kahramanları: Ali Bey, Mahpeyker, Dilaşup, Fatma Hanım, Abdullah Efendi, Atıf Bey, Mesut Efendi…
Ali Bey : Yakışıklı, iyi eğitim ve terbiye almış bir gençtir.
Mehpeyker : Küçük yaşta erkeklere satılmış, çok güzel ve kurnaz bir hayat
Kadınıdır.
Dilaşup : Ailesinden koparılarak ve cariye olarak satılan çok güzel,
Temiz kalpli, inançlı bir genç kadındır.
Ali Bey ile Atıf Bey, iyi arkadaştır.
Mehpeyker, güzelliği ile Ali Bey’i kendine bağlamış bir hayat kadınıdır.
Fatma Hanım,Ali Bey’in annesi;
Dilaşup,Fatma Hanım’ın,oğlu Ali Bey için satın aldığı cariyedir.
Mesut Efendi, Atıf Bey’in dayısıdır.
Abdullah Efendi ise; Mahpeyker’in zengin,Arap dostudur.
11.Etkinlik.
,Mahpeyker, Dilaşup, Abdullah Efendi tiptir. Bu kişiler belirli bir yönleriyle ortay çıkmış ve bu değişmemiştir. Mahpeyker, Düşük Ahlaklı, sinsi, kindar bir hayat kadını tipini temsil eder. Abdullah Efendi: Merhametsiz, Gerektiğinde menfaati için adam öldürebilecek kadar cani bir tipi temsil eder.
Dilaşup: cariye tipidir. Fedakar, sadık dürüst bir kişiliği temsil eder.
Ali Bey, Mesut Efendi, Atıf Bey, Hırvat, Fatma Hanım karakterdir. Belli bir yönü ön plana çıkmamış, zaman içinde değişim göstermişlerdir.
12.Etkinlik
Evet,bu tiplere sokakta karşılaşma ihtimali vardır. Romandaki tipler gerçek hayattan esinlenerek oluşturulmuşlardır.
3.
Romanın geçtiği mekanlar:
ÇAMLICA, Tanzimat nesliyle özdeşleştirilerek yüceltilmektedir. Oysa ki Çamlıca romanda bunun tam tersi bir anlama sahiptir. Mekân her ne kadar “firdevs-i a’lânın yere inmiş bir kıt’ası” (Namık Kemal, 2000, s.7) yani cennetten bir parçaymış gibi tasvir edilse, önemli olayların gerçekleşmesine sebep olan ve aynı zamanda onlara mekân olan bir yer olsa da aslında yazarın gözünde olumsuz bir anlama sahiptir. Çünkü tüm kötülüklerin başlangıç yeri ve sebebi Çamlıca veya onun gerisinde yatan batılı zihniyettir. Yine aslında tüm kötülüklerin sebebi olan Ali Bey de Felatun Bey ve Bihruz’da olduğu kadar vurgulu ifade edilmese de batılılaşmış bir züppedir. Tüm budalalıklarıyla babasının kendisine emanet etmiş olduğu yuvayı veya evi yok etmiştir
İKİNCİ MEKAN EV Romanda evin tasviri yapılmamakla birlikte eve ait unsurlar zaman zaman Ali Bey’in
eve girip çıkışı sırasında isim olarak anılır. Sadece adları anılan bu kısım veya unsurlar
sırasıyla evin bahçesi, kapısı, üst kata çıkmaya yarayan merdiven Ali Bey’in odasının kapısı
ve Ali Bey’in yatağıdır. Anlaşılacağı üzere bunlar Ali Bey’in eve girişi çıkışı sırasında takip
ettiği güzergah boyunca adları zorunlu olarak anılan unsurlardır.
4. Masalda mekan bilinen bir yer değildir. Bilinmeyen bir mekan tasviri vardır. Bu genellikle bir saray veya bir ormandır. İntibah'taki mekan is gerçek mekandır. Kurmaca değildir. Bilinen var olan bir yerdir.
5. İntibah romanında zaman olayın yaşanması ve yazılması ile aynı zamanı gösterir. Verilen ifadelerde bunu görüyoruz. Anlatıcı olayın içindedir.
6. Evet zamanı takvimde gösterebiliriz. Fakat bu gösterim gün, ay, yıl gibi değil romandan anlaşılan zamandır. Olayın anlatılanlardan yola çıkara Tanzimat döneminde geçtiği söylenebilir.
7. Masallarda geçen zaman kavramı belirsizdir. Olaylar,tarihin bilinen bir diliminde geçmez.
8. İntibahta zaman daha belirgindir. Tarihin bilinen bir dilimde geçer. Gerçek yaşama daha uygundur.
13. etkinlik
Romanda zaman, mekan ve kişiler olayın ortaya çıkmasında yardımcı unsurlardır. Bu unsurlar arasında bir uyum vardır. Olayın yaşandığı zaman dilimi ile mekan ve kişiler uyuşmaktadır.
9. Romanda iyi- kötü çatışması verilmektedir. Dilaşup ve Mahpeyker bu çatışmanın ortasındadır. Dilaşup iyi kadın tipini Mahpeyker ise erkekleri baştan çıkaran kötü kadın tipini temsil eder. Yine Ali Bey- Abdullah Efendi tipleri de bu iyi kötü çatışmasını verir.
10. Tanzimat döneminde Batının etkisiyle sosyal yaşamda çözülmeler başlamış, aile kavramı yara almıştır. Bu romanda bozulan aile yapısı ahlak anlayışı eleştirilmiştir. Dolayısıyla tema sosyal hayatı yansıtır, gerçek yaşamdan alınmıştır.
14. Etkinlik.
Eserde romantizmin etkisi daha ağır basmaktadır. Romantizmde yazar olayı kesip kendi görüşlerini de aktarır. Bu romanda yazar olaya müdahale etmiş kendi kişiliğini gizlememiştir. Ayrıca konu olarak sıradan bir hayat süren insanların yaşamı ele alınmış. Duygusallık ön plana çıkmıştır.
“İntibah” romanında ele alınan.. son pişmanlık fayda vermez teması sosyal hayatla ilişkilidir. Çünkü yaşanan olaylar sosyal hayatta karşımıza çıkabilecek olaylardır.
11. olamamıştır. Çünkü Ali Bey, dış dünyaya karşı tecrübesiz biridir. Ayrıca babasına aşırı bağlı olması ve sürekli onun korumasında yetişmesi zayıf bir kişiliği ortay koymaktadır. Babasının desteği ortadan kalkınca b zayıf kişilik dış dünyaya karşı korumasız kalmıştır.
12. Ali Bey romanda hayatın tehlikelerine karşı tecrübesiz bir genci temsil etmektedir bu yüzden olaylar daha çok onun üzeride dönmektedir. Romanın başkahramanıdır.
13. metinde konuşan kişi anlatıcıdır. Roman olayı her yönüyle bilen biri tarafından anlatılmaktadır. Bir gölge gibi kahramanları takip eder fakat ortada görünmez. Kahramanların her halini bilir. Bu özellikler hakim(ilahi) bakış açısı anlatıcıda görülür.
14.Ali Bey Mahpeyker’i namuslu ve güzel biri bulduğu için aşık olmuştur. O güne kadar kadınlarla fazla muhatap olmamış mahpeykeri görünce aşık olmuştur.
15. eserin eğitici yönü vardır. Yazar son kısımda “Son pişmanlık fayda vermez” ifadeleriyle
açıkça temayı ortaya koyar.
15. etkinlik.
Tanzimat döneminde sosyal temalar işlenmiştir. Özellikle yanlış Batılılaşma, una bağlı olarak bozulan aile yapısı Tanzimat döneminin en önemli konularıdır. Namık Kemal de eserini aile konusu üzerine kurmuştur.
16. Tanzimat I. Dönem sanatçıları “sanat toplum içindir” görüşünü benimsemişler. Eserlerinde toplumsal konulara yer vermişlerdir. Bu eserde de aile yapısı irdelenmiştir.
17. romanda Çamlıca, konak, cariye, gibi mekanı ve şahısları anlatan mahalli unsurlara rastlıyoruz.
18. Namık Kemal bu eseri toplumu bilinçlendirmek, eğitmek için ele almıştır.
16. Etkinlik.
Her ikisinde de aşk ve aile kavramı ortak olarak kullanılmıştır.
17. Etkinlik.
Tahir ile Zühre halk hikayesidir. Bu hikayede zaman ve mekanın özellikleri tam belirgin değildir. Olay zinciri vardır. Rastlantılara sık ver verilir. Olağanüstülükler göze çarpar. Anlatım daha sade günlük konuşma dili ile yazılmıştır. Aşk teması işlenmiştir.
İntibahta ise zaman, mekan ve kişiler daha belirgin, dil daha edebidir. Aşk, ana temayı vermek için kullanılmıştır.
19.Namık Kemal ilk şiirlerini çocuk denecek yaşlarda yazmaya başlamıştır. Şinasi'yle tanışıncaya değin, şiirlerinde tasavvuf etkileri görülür. Bu dönemde özellikle Yenişehirli Avni, Leskofçalı Galib gibi şairlerden etkilenmiştir. Şinasi'yle tanışmasından sonra şiirlerindeki içerik de değişmiştir. Günlük konuşma dilinden alıntıların yanı sıra, o zamana değin geleneksel Türk şiirinde görülmemiş olan "hürriyet kavgası", "esaret zinciri", "vatan", "kalb-i millet" gibi yepyeni kavramlarla birlikte, doğrudan doğruya düşüncenin aktarılmasını amaçlayan bir tür "manzum nesir" oluşturmuştur. Türk şiirini Divan şiirinin edilgen edasından kurtarmıştır. Bütün bu nitelikler onun Vatan Şairi olarak anılmasına yol açmıştır.
Tiyatro türüne özellikle önem veren Namık Kemal, altı oyun yazmıştır. Bir yurtseverlik ve kahramanlık oyunu olan Vatan Yahut Silistire yalnız ülke için değil, Avrupa'da da ilgi uyandırmış ve beş dile çevrilmiştir.
Namık Kemal'in ilk romanı olan İntibah 1876'da yayımlanmıştır.
Namık Kemal romanı ve tiyatroyu toplumsal yaşama soktuğu gibi, edebiyat eleştirisini de Türkiye'ye ilk getiren kişilerden biri olmuştur. En önemli eleştiri yapıtları Tahrib-i Harâbât ile Takip'dir. Eleştirilerinde canlı, dolaysız bir üslup kullanmıştır. Tahrib-i Harâbât, Ziya Paşa'nın Harâbât adlı güldestesine karşı yazılmış sert bir eleştiri niteliğindedir. Namık Kemal gazeteci olarak da Türk kültürü içinde önemli bir yer alır. Döneminin hemen hemen bütün yenilik yanlısı ve ilerici gazetelerinde yazmıştır.
20. yazar görüşlerini eserine yansıtmada başarılıdır. Olaylar gerçek yaşamdan alınmıştır. Kahramanlar ve işlenen konu gerçek yaşamda karşılaşılabilecek olaylardır.
21. her edebi eser yazarın hayatından izler taşır. Namık Kemal, kendi hayat anlayışını bu eser yoluyla orta koymuştur.
Sayfa 12 YORUMLAMA, GÜNCELLEŞTİRME
(klasik murabba-Namık Kemal’in şiiri şeklinde)
ölçü:ikisinde de aruz ölçüsü
söyleyiş tarzı:ağır-Sert, coşkulu
ses benzerlikleri:İkisinde de uyak redif kafiye
şiir dili:Arapça, Farsça, Türkçe-Namık Kemal’in şiiri olan büyük ihtimal Türkçe emin değilim
İmge ve çağrışımlar:ikisinde de bulunur. Ancak Namık Kemal bu imge ve çağrışımlara yeni anlamlar yüklemiştir.
Nazım Birimi:İkisinde de dörtlük
Temain, Felsefe-Vatan, Millet
Benzerlikler ve farklılıkları da ikisi de aynı olanları benzerliğe farklı olanları farklılıklarına yazın
D-Y
1-Y
2-D
3-D
ÇOKTAN SEÇMELİ
1-C
2-D
3-B
BOŞLUK DOLDURMA
Her edebi eserin, yazıldığı dönemin siyasi ve sosyal olaylar ile ilişkisi vardır.(buraya tarihi kültürel vs. eklenebilir. O sizin isteğinize bağlı.)
-Sahn-ı saman medresesi açıldı.
-Kanunname-i Ali Osman Kanunları yayımlandı ve devletin devamı için kardeş katli serbest bırakıldı.
-Halifelik Osmanlılara geçti. Osmanlı Devleti İslam lideri oldu.
(2.ODE boş )
3.ODE
-Bükreş Anlaşması(Osmanlı-Sırplar)
-Edirne Anlaşması(Osmanlı-Sırplar)
-Berlin Anlaşması(Osmanlı-Rusya)
-Kütahya Anlaşması(Osmanlı-Mehmet Ali Paşa)
-Hünkar İskelesi Anlaşması(Osmanlı-Rusya)
-Balta Limanı Anlaşması(Osmanlı-İngiltere)
-Londra Boğazlar Sözleşmesi(Osmanlı-Rusya)
-Osmanlı-Rus Savaşı
-Kırım Savaşı(Osmanlı-Rusya)
-Paris Anlaşması(Osmanlı-Rusya)
-93 Harbi(Osmanlı-Rusya)
-Ayastefanos(yeşilköy) Anlaşması(Osmanlı-Rusya)
HAZIRLIK SAYFA:15
3-batı çağdaşlığına çıkma arzusu
4-İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı-İslami Devir Türk Edebiyatı-Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı
Kanun ve insanların eşitliği
-17. YY’dan sonra Osmanlı ekonomisinin bozulmasından bahsediyor.
Osmanlı Devleti’ni güçlü kılan Sosyal, Siyasi Etkenler
1-Tanzimat Fermanı’nın açıklanması
2-Toprak düzeninde değişme olması
3-Okul sayısı arttırıldı.
4-Halkın okuma yazma öğrenmesine hız verildi.
1-Ana ticaret yollarının değişmesi
2-Osmanlı yöneticileri batıda oluşan ekonomik değişmelerin, üretim ilişkilerindeki gelişmelerin farkına varamaması.
3-İmparatorlukların büyük bir ordu ve donanma beslemeleri
2-Tek Kurtuluş Yolu
3-
4-Muhteşem Yenilik
5-Toprak İşleyenindir
6-İkileşme
7-Yenileşme
Devlet güvenliğinin tehlikede olduğunu gösterir.
Hürriyete dayalı bir kanunla idare edilmeleri ve Avrupa’da büyük yapıların görülmesi
İkisi de yapılan yeniliklerden memnun.
Osmanlı’nın ilerlemesini istiyorlar.
İslam’ın güzel olduğunu belirtiyorlar.
1 – Doğru , Yanlışlar
D
Y
Y
D
2 – Boşluk Doldurma
Tanzimat
Batılaşma
3 – Boş
1 – B
2 – C
3 – C
4 – D
5 – D
6 – D
7 – Boş
8 – B – D olabilir.
9 – D
10 – E
Medrese – Geleneksel Eğitim
Darülfünun – Modern Eğitim
Pozitivizm – Deney ve Gözlem
permalink
-takvim-i vekâyi
-Ceride-i Havadis
-Tercüman-ı Ahval
-Tasvir-i Efkâr
-Ayine-i Vatan
-Muhbir Gazetesi
-Terakki Gazetesi
-Mümeyyiz Gazetesi
-İbret Gazetesi
-Musavver Gazetesi
-Tercüman-ı Hakikat
-Mizan Gazetesi
-İkdam gazetesi
Takvim-i Vekayi
takvim-i vekayi haftada bir defa yayımlanmak üzere ilk resmi gazete olarak kurulmuştur. Asıl amacı resmi tebliğ ve haberleri yayınlamak olan gazete ilk zamanlarda iç ve dış olaylara dair haberlerde veriyordu fakat sonraları bu önemli mahiyetini kaybetmiş ve içindekiler padişah iradeleri, ilgi çekmeyen resmi haberlerle sınırlı kalmıştır.
Gazetenin dizaynı, muhtevası Takvim-i Vekayi’den farklı değildir.
Gazete 1854 Kırım Savaşı hakkında yaptığı haberler ile adından söz ettirir hale gelmiştir.Rağbet artmıştır.Çünkü Türklerin dışa açılan penceresi halini almıştır.Yayın niteliği olarak yarı resmidir.
özel teşebüsler ile kurulan ilk Türk gazetesidir.Gazeteyi Agâh Efendiyle Şinasi birlikte çıkarmışlardır.Tercüman-ı Ahval’de sanayiye, bankacılığa, ticarete, postacılığa dair çeşitli yazılar çıkmaktaydı. Yabancı basından yapılan çevirilere de gazete de sık sık rastlanmaktadır.Tercüman-ı Ahval ve Ruznâme-i Ceride-i Havadis arasında çıkan bir tartışma sonucu Tercüman-ı Ahval, 26 Aralık 1860 tarihli sayısında Ceride-i Havadis sahibinin İngiliz olduğunu ve gazetenin gelirinden başka hükümetten de nakdî yardım aldığını açıklamıştır.
Tanzimat edebiyatında gazetenin önemi büyüktür. Tanzimat toplum için yazmayı hedeflediklerinden gazeteyi düşüncelerini topluma ulaştırmanın bir aracı olarak değerlendirmişlerdir. Bir çok türün ilk örnekleri gazetede yayımlanmıştır
A)Osmanlı – Rus Savaşı ve Edirne Antlaşması (1828 – 1829)
• Yunanistan’a bağımsızlık verilecek iç işlerinde bağımsız olacak
• Osmanlı Devleti bazı topraklarını Rusya’ya verecekti
Bunun üzerine Rusya Osmanlı Devleti’ni tek başına parçalamaya karar vererek kabul edilemez isteklerde bulundu. Bu istekler;
• Osmanlı sınırları içinde yaşayan bütün Ortodoksların Rusya’nın himayesine verilmesi
• Boğazlarla ilgili olarak Hünkar İskelesi Antlaşması’na benzer yeni bir antlaşma yapılmasıydı.
İngiltere ve Fransa ile anlaşan Osmanlı Devleti Rus isteklerini reddetti. Bunun üzerine Rusya Kafkasya ve Balkanlardan saldırıya geçti (1853). Osmanlı ordusu hem Balkanlarda hem de Kafkasya’da Rus ordusunu yendi. Ruslar Sinop limanında demirli bulunan bir Osmanlı donanmasını yaktı (1853).
İngiltere ve Fransa ile İtalya’daki Piyemonte Hükümeti Osmanlı Devleti’ne destek amacıyla asker gönderdi. Müttefik kuvvetler Kırım’a çıkarma yaptılar. Zor durumda kalan Rusya barış istedi. Paris Antlaşması imzalandı. Buna göre;
• Osmanlı Devleti Avrupa devleti sayılacak Avrupa devletler hukukundan yararlanacaktoprak bütünlüğü Avrupa devletlerinin garantisi altında olacak
• Karadeniz’de hiçbir devlet tersane ve donanma bulundurmayacak
• Boğazlar 1841 Londra Boğazlar Sözleşmesi’ne göre yönetilecekti.
Osmanlılar galip devlet olmasına rağmen antlaşmanın Karadeniz’le ilgili maddesinden dolayı yenik devlet durumuna düşmüştür. Rusya elde ettiği kazançlarının çoğunu kaybetmiştir. Antlaşmanın sonuna Islahat Fermanı da eklenmiştir.
1877 – 1878 Osmanlı – Rus Savaşı ve Berlin Antlaşması
Berlin Antlaşması Sonuçları
• Kars ,Ardahan ve Batum Ruslara bırakılacak. Teselya Yunanistan’a verilecekti.
• Bosna – Hersek’in yönetimi geçici olarak Avusturya’ya bırakılacaktı.
Bu antlaşmadan sonra İngiltere ve Fransa Osmanlı toprak bütünlüğünü koruma politikasından vazgeçtiler. Bunun sonunda;
1878′de Kıbrıs’ı üs olarak alan İngiltere 1882′de Mısır’ı da işgal ederek Hindistan yolunu güvenceye aldı.
1830′da Cezayir’i işgal etmiş olan Fransa 1881′de Tunus’u da işgal etti.
Bundan sonra Osmanlı Devleti’nin dağılması hızlanarak devam etti.
Soru 4 :Coğrafi Keşiflerin etkisiyle ticaret yollarının yön değiştirmesi ve gümrük gelirlerinin büyük ölçüde azalması
17. yüzyılda Avusturya ve İran ile yapılan savaşların yüklü harcamalara yol açması
İhracatın azalması, ithalatın artması ve kapitülasyonların giderek Avrupalı devletlerin sömürü aracı haline gelmesi
Sömürgelerden Avrupa’ya yüklü miktarda altın ve gümüşün gelmesi, bu madenlerin bir miktarının Osmanlı ülkesine girmesi ve paranın değerini düşürerek enflasyonu artırması
Vergilerin yükseltilmesi üzerine köylerde yaşayan insanların vergilerini ödeyemeyerek tarımsal üretimi bırakmaları
Saray masraflarının artması
gibi nedenler etkili olmuştur. Köyden şehre göçler sonucu üretim azalmıştır fazladan asker alımı ile askeri masrafların artması gibi nedenlerde etkili olmuştur.
Soru 6 : Hürriyete dayalı bir kanunla idare edilmeleri ve Avrupa’da büyük yapıların görülmesi.
Soru 7 :İkisi de yapılan yeniliklerden memnun.Osmanlının ilerlemesini istiyorlar.İslamın güzel olduğunu belirtiyorlar.
Soru 8 : Islahat Fermanı, Kırım Harbinin son yıllarında hazırlanarak Paris Andlaşmasının imzalanmasından altı hafta önce, 28 Şubat 1856’da Bâb-ı Âlî’de bütün bakanlar, yüksek memurlar, şeyhülislâm, patrikler, hahambaşı ve cemaat ileri gelenleri önünde okunarak ilân edildi ve Paris Andlaşmasını hazırlayan devletlere bildirildi. Kitaplarda Islahat Fermanının “dış baskı” sonucu çıkarıldığının yazılması âdettir. Kırım Harbinde, İngiltere, Fransa ve Avusturya Osmanlı İmparatorluğunu Rusya’ya karşı desteklemişti. 1856 Paris Konferansı öncesinde, Osmanlı İmparatorluğunu Rusya’nın müdahalelerine karşı korumanın bedeli ve Osmanlı İmparatorluğunun Avrupa Devletleri ailesine katılmasının şartı olarak Avrupa Devletleri birtakım şartlar ileri sürdüler. Bu şartlar Islahat Fermanının esasları olarak Ali Paşa ile İstanbul’daki İngiliz ve Fransız elçileri arasında kararlaştırıldı. Islahat Fermanı da Tanzimat Fermanı gibi Padişah Abdülmecid tarafından ısdar edilmiştir.
SORU: TANZİM ETME VE KÖKTEN DEĞİŞTİRME ARASINDAKİ FARKLILIKLAR NELERDİR?Düzeltme, düzenleme, düzen verme anlamlarına gelen tanzim etme var olanın gereksinimlere göre yeniden düzenlenmesidir.Kökten değişim ise yüzeyde değil derinlemesine yapılan değişimdir.Örneğin eski bir konağı restore edip ihtiyaca uygun şekilde eklentiler yapmak tanzim etmek, konağı yıkıp yerine yepyeni bir bina yapmak kökten bir değişimdir.
Öykü,roman,makale,deneme ve fıkra gibi türler Tanzimat edebiyatıyla (1860-1896)edebiyatımıza girmiştir.İlk çeviri roman Yusuf Kamil Paşanın Fenelondan çevirdiği Telemak adlı eserdir,ilk yerli roman ise 1872de Şemsettin Sami tarafından yazılan Taşşuk-ı Talat ü Fitnattır.(Talat ve Fitnatın Aşkları) İlk edebi roman : Namık Kemal tarafından 1876′da yazılan İntibahtır. Batılı tekniğe uygun ilk kusursuz roman ise Aşk-ı Memnudur.İLK yerli tiyatroyu ise Şinasi 1859 yılında yazmıştır: Şair Evlenmesi İlk makale: 1860′ta Şinasi tarafından Mukaddime adıyla, Tercüman-ı Ahvalde yazılmıştır.
SORU: TANZİMAT FERMANI İLE ADLİ,SİYASİ,ASKERİ,MALİ VE İDARİ ALANLARDA GERÇEKLEŞTİRİLEN YENİLİKLER NELERDİR?
YENİLEŞME DÖNEMİ HAKKINDA
Divan örgütü kaldırılarak yerine bakanlıklar (nazırlıklar) kuruldu.
-Meclis-i ahkam-ı adliye (mahkeme) kuruldu
-Yeni meclisler komisyonlar kuruldu
-Ceza ve ticaretle ilgili yasalar çıkarıldı, yabancılarında katıldığı karma ticaret mahkemeleri kuruldu.
-Padişahın yetkileri kısıtlandı yönetim yetkisi meclise verildi.
- Ülke vilayetlere sancaklara kazalara köylere ayrıldı valiler kaymakamlar görevlendirildi
Ceket, pantolon ve fes giyme zorunluluğu getirildi
-Yeni yollar yapıldı, ilk demiryollarının yapımına başlandı.
-Belediyeler kuruldu
-İlk nüfus sayımı yapıldı (askere gidecekleri belirlemek için)
-Kıyafet değişikliği yapıldı, devlet memurlarına ceket gömlek fes giyme zorunluluğu getirildi.
-Halk avrupai yaşama özenmeye başladı, evlerde yurtdışından mobilyalar ve ev eşyaları kullanılmaya başlandı, eğlence şekilleri değişti.
-Yeniçeri ocağı kaldırıldı
-Nizam-ı cedid kuruldu
-Ordunun eğitim şekli değişti.
-Ordu beş ordu şeklinde teşkilatlandırıldı.
-Askerlik süresi beş yıl olarak belirlendi.
-Askere alma işi kura ile yapılmaya başlandı.
-İlk eğitim bakanlığı kuruldu (meclis-i maarif-i umumiye)
-Rüştiyelerin (ortaokul) sayısı arttırıldı.
-İlk kız rüştiyesi kuruldu
-Rüştiye üzerinde eğitim veren idadilerin ilki kuruldu.
-Robert koleji, galatasaray sultanisi, duşşafaka adlarında ilk özel okullar açıldı.
-Mektebi mülkiye (siyasal bilimler fakültesi) açıldı.
-Darülfünun (üniversite) kuruldu
-Avrupaya öğrenci gönderilip, öğretmenler getirildi.
Tanzimat Fermanı ile getirilmek istenen yenilikler devlet yöneticileri tarafından devletin varlığını sürdürebilmesi ve devletin eski gücüne tekrar kavuşması amacıyla yaptırılmıştır.
SORU: 19.YÜZYIL TANZİMAT DÖNEMİNDE İSTANBULDA SÜRDÜRÜLEN İKİ FARKLI YAŞAMI KARŞILAŞTIRINIZ?SONUÇLARI İFADE EDİNİZ.
Tanzimat döneminde Beyoğlu eskiden beri gayr-ı Müslimlerin (Hristiyan ve Yahudiler)zorunlu ikamet yeri olarak Batılı yaşamı sürdüren ve Batıdan gelen yeniliklerin görüldüğü ilk yer olma özelliğine sahiptir.19.yüzyılda Beyoğlunda Batı mimarisiyle yapılan binalar bulunmakta eğlence ve Avrupai bir yaşamın ön planda olduğu dini kaygılardan uzak bir hayat sürülmüştür.
İstanbulun en eski yerleşim yeri olan Surlar içindeki İstanbul ise Osmanlı geleneksel sosyal yaşam yapısını koruyan Doğu-İslam kültürünün hakim olduğu merkez konumundadır.
SORU: Turfanda mı Turfa mı? romanından hareketle Tanzimat Dönemi eserlerinin yazılış amacı nedir?
Tanzimat dönemi eserlerinde Sanat halk içindir. Anlayışıyla halkı eğitme,bilgilendirme amacı vardır.Bu dönemde edebiyat amaç değil araç olarak görülmüştür.
SORU: TANZİMAT DÖNEMİNDE YAYIMLANAN GAZETELER VE BU GAZETELERİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
TANZİMAT DÖNEMİNDE ÇIKARILAN GAZETELER
I-TAKVİM-İ VEKÂYİ ( 1831)
Toplumlarda gazetenin iki önemli görevi vardır. İktidarın bildirdiklerini halka iletmek ve halkı siyasi güncel olaylar hakkında bilgilendirmek. 1826 yılında Yeniçeri Ocağını kaldıran ve devlet yönetiminde reform hareketlerine girişen II. Mahmut’un bu gelişmelere paralel olarak 1831 de Takvim-i Vekayinin Osmanlıca ilk resmi gazete sıfatı ile çıkması tesadüf olamaz. 1830 yıllar II.Mahmut’un iktidarı merkezleştirmeyi amaçladığı bir dönemdir. Padişah, reformlarının gerçekleşmesinde siyasi basın gücünün farkındadır. Yurt içinde kamoyu oluşturmayı hedeflediği kadar imparatorluktaki reform ve değişileri batı dünyasına duyurma arzusu içinde Arapça, Ermenice,Farsça, Fransızca, ve Rumca baskılarıda yayımlanmıştır. Ayrıca Mısır ‘da Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın teşebbüsü ile 1831 de Takvim-i Mısriyye yayımlanmıştır. Osmanlı Devletine karşı etkin bir propaganda aracı olarak kullanılmıştır. Takvim-i Vakayi haftalık olarak yayınlanan bir gazetedir. Resmi ilanların yanı sıra iç ve dış gelişmelere ilişkin haberler yer almaktaydı. Resmi bir gazete olmasından dolayı makale içerikleri devletin görüşleri doğrultusundaydı. 1860′tan sonra sadece resmi duyurular ve kabul edilen yasa metinleri yayınlanır oldu. II.Abdülhamit devrinin büyük bir kısmında yayınlanmasına karşın, 1878 yılından 1891 yılına kadar yayınlanmadı. 1892 de yeniden yayın hayatı durdu. 1908 de Jön Türk İhtilali sırasında yenıden yayınlandı. Türkiye Cumhuriyeti döneminde onun yerini Resmi Gazete almıştır.
II-CERİDE-İ HAVADİS( 1840)
Ceride-İ Havadis, Türk basın tarihinin ilk özel türkçe gazetesi olarak kabul edilir ancak devletten yardım alması yarı resmi bir yapı doğurmuştur. William Churchill adında bir ingiliz tarafından 1840 yılında çıkarılmaya başlanmıştır. sadece haber içerikli olan gazete ilk yayınlandığı günlerde hiç ilgi görmemiş, ilk üç sayı bedava dağıtılmıştır. gazete haftalık olarak çıkarılmaya başlanmış ardından on günde bir çıkarılması kararlaştırılmıştır. ardından William Churchill siyasi nüfuz kullanarak devletten ayda 2500 kuruşluk yardım almayı başarmıştır. gazetede, dış ülkelerden muhabirleri vasıtasıyla dış haberlere yer verilmiştir. bu özelliği nedeniyle gazete seçkin zümre tarafından takip edilmiştir. gazeteye iskenderiyeden haber gönderen bir muhabir türk basın tarihinin ilk muhabiri sayılmaktadır. Gazetenin diğer bir özelliği ilanlara yer vermesidir. ilk ölüm ilanları bu gazetede yer almıştır. 1854 Kırım savaşına, gazete savaş muhabirlerini göndermiştir, gazete 1864 yılında 1212 sayıyı geride bırakarak kapanmıştır.
III- TERCÜMAN-I AHVAL(1860)
Tercüman-ı Ahvâl, İstanbul’da 1860-1866 arasında yayımlanan ilk özel Türkçe gazetedir. Bu gazete hem gazetecilik hem de edebiyat yönünden tam bir dönüm noktası olmuştur. Sosyal ve siyasal olayların yoğunluk arzettiği halk tarafından merak ve heyecanla izlenen olaylar bu gazetede yayınlanmıştır.Bir övgü gazetesi değil , düşünceve tartışma gazetesi olmuş,fertlerin düşünce ve kanatlarını açığa vurulmasına katkı sağlamış, imtiyazlı baş yazı geleneği ilk bu gazetede başlamış, tefrika ve tartışmalar, haberi ön plana çıkaran araştırmalar, eğitim sisteminin aksaklıkları ve siyasi elaştiri örnekleri yine ilk bu gazetede yer almıştır 22 Ekim 1860′ta Agah Efendi tarafından çıkarıldı. Önceleri pazar günleri çıkan gazete 22 Nisan 1861′deki 25. sayısıyla birlikte haftada üç gün yayımlanmaya başladı. Gazete zamanla Ceride-i Havadis gazetesiyle rekabet edebilmek için yayınını beş güne çıkardı. Bahçekapı’da bir matbaada basılan gazete, matbaanın altındaki bir tütüncü dükkanından satılıyordu.
Şinasi, Ahmed Vefik Paşa, Ziya Paşa, Refik Bey’in sık sık bu gazetede yazıları yer aldı. Bu yazılarda Osmanlı toplumunun geri kalma nedenleri ve ülkede olup bitenler tartışılıyordu.Ayrıca edebi eserlerin de yayımlandığı gazetede, batılı anlamda ilk Türkçe oyun olan Şinasi’nin Şair Evlenmesi de (1860) dizi olarak yayınlamıştı.
Gazete, Ziya Paşa’nın kaleme aldığı sanılan ve eğitim sistemine sert eleştirilerde bulunan bir yazı yüzünden Mayıs 1861′de iki hafta süreyle kapatıldı. Bu olay Türk basınında yayın durdurmanın ilk örneği oldu. 792 sayı yayımlanan Tercüman-ı Ahval 11 Mart 1866′da yayınına son verdi
NOT: Mukaddemesi ilk makale özelliği taşır
IV- TASVİR-İ EFKÂR( 1862)
Tercüman-ı Ahvalin açtığı yolda çok emek ve titizlikle yayın hayatına giren, daha ileri bir adam atan (Tasvir-i Efkar) olmuştur. Şinasinin kalemiyle özgürlük düşüncesini yayması bakımından bu gazetenin Türk basın tarihinde çok önemli bir yeri vardır. O dönemin en özlü ve kültürlü yazıları onun kaleminden çıkmıştır
İlk sayıdaki giriş bölümünde gazetenin amacının haber ulaştırmak, halkın kendi yaraları düşünmeyi, kendi sorunları üzerinde durmayı, öğretmek olduğu belirtilmiş bulunmaktadır. padişahın tahta çıkış ve doğum günlerinde övgüler koymayı reddeden Şinasi parlamenter sistemi savunmuş, bu konuyla ilgili olarak Avrupa Basınından çeviriler yayınlanmıştır.
Şinasiye göre gazete ilimin ve eğitimin gelişmesi sorunları ele alacak ve halkın anlayacağı dille yayınlanacaktır. bu amaçla yayın ve eğitimle ilgili haberlere önem vermiş, hatta bunlarla ilgili ilanları parasız basmıştır.Tasvir-i Efkar haftada iki gün çıkıyordu. Gazete iç ve dış haberler için ayrı ayrı sütunlar ayırmış ve bunlar Havadis-i Dahiliye ve Havadis-i Hariciye diye süslü başlıklarla verilmiştir. Şinasi, kamuoyu, düşünce özgürlüğü gibi konularda uyarıcı başyazılar yazıyordu.
.Gazeteyi üç yıla yakın bir süre Şinasi çıkardı.O sıralarda bir arkadaşının tutuklanmasından tedirgin olan Şinasi,1865 İlk baharında Parise kaçtı.Fazıl Mustafa Paşanın kendisini bu yolda desteklemiş olduğu öne sürülür.
Şinasinin ayrılışından sonra gazetenin başına Namık Kemalin geçtiğini görüyoruz. Şinasinin etkisi altında kalan Namık Kemal daha 25 yaşında iken başyazı yazmaya başladı. Yazılarında özgürlük konularına değiniyor ve aydın çevrelerde geniş yankılar uyandırıyordu. 1867de çıkan Şark meşalesi başlıklı bir yazı dizisi üzerine Namık Kemal in gazeteciliği yasak değildi. Bunun üzerine Namık Kemal de Avrupa ya kaçtı ve gazetenin yönetimi Recaizade Mahmut Ekrem’e kaldı. . Tasvir-i Efkar 835 sayı yayınlanmıştır.Tasviri Efkarın eğitim ve edebiyat alanlarında yepyeni bir yaklaşım oluşturduğu da kabul edilir. Halk dilini ön plana çıkarması, sade anlatım ve keskin fikirli stili, gazetesine izin için yaptığı başvurusundaki olabildiğince Türkçe anlatım ilgisine sadık kaldığını gösterir. Okuyucu mektuplarına ve fikirlerine sütunlarını açmıştır. Arap harfleriyle dizgiyi kolaylaştırmak için dizgi kasasındaki harf sayısını 112 ye indirmiştir.
V-AYİNE-İ VATAN (1866)
Ayine-i Vatan,Eğribozlu Mehmed Arif Beyin gazetesi 1866da çıkmıştır.İlk resimli gazetedir. Kapatıldıktan sonra İstanbul adıyla yeniden çıkmıştır.
VI- MUHBİR GAZETESİ (1866)
Kurucusu Ali Suavidir..Hükümeti sert bir dille eleştirdiğindinden gazete kapanmıştır. Yurt dışında çıkan bu muhalif basının ekseriyeti Türkçe olmakla birlikte; Fransızca, Arapça, Almanca, İngilizce ve hatta İbranice olarak yayın yapıyordu. Bu gazetelerin en eskisi, Ali Süavinin Avrupaya kaçmasından sonra Londrada yayınlamaya başladığı Muhbirdir. Fransızca ve İngilizce ekler de veren Muhbir, Mustafa Fazıl Paşanın maddi desteğiyle 1867-1868 yıllarında 50 sayı kadar yayınlandı. Muhbirden sonra Yeni Osmanlıların yayın organı olan Hürriyet, Ziya Paşa ve Namık Kemal tarafından 1868-1869 yıllarında Londrada seksen dokuz sayı çıkarıldı. Ali Süavinin, Sadrazam Ali Paşa hakkındaki bir yazısı üzerine, İngiltere adliyesi tarafından takibata uğrayınca, 1870 yılında Cenevrede Ziya Paşa tarafından on bir sayı olarak çıkarıldı. Altmış üçüncü sayıdan itibaren Namık Kemal gazeteden ayrıldı ve 1869da yurda döndü. Ziya Paşa ise 1871de döndü. Ali Süavi, Mustafa Fazıl Paşanın verdiği para ile Pariste Ulum adlı bir gazete çıkarmaya başladı. İnkılap fikirlerini yayan ilk gazetedir
VII-TERAKKİ GAZETESİ (1868)
Terakki, 1868de Ali Raşid ve Filip Efendilerin çıkarttığı gazetenin bir hususiyeti haftada bir kadınlara mahsus bir gazete çıkarmasıdır. Yine haftalık mizah nüshası da vardır.
VIII-MÜMEYYİZ GAZETESİ (1869)
Mümeyyiz,1869da çıkan gazetenin sahibi Sıtkı Efendidir. En büyük meziyeti çocuklar ait bir nüshasının olmasıdır.hafta içi 5 gün yayımlanan bir gazete idi. İlk sayısı Çarşambaya denk düşmesine rağmen geri kalan baskıları gazetenin Cuma günkü baskılarının yanında ve aynı ismi, Mümeyyiz ismini taşıyan, yanında ise çocuklar için gazetedir yazısı bulunan bir ilave olarak Mümeyyiz, dönemin Süpyan Mekteplerinde (ilkokul) verilen eğitime ek olarak çocuklara, daha çağdaş daha Batılı eğitimle destek vermeyi ve bu yolla uzun vadede de olsa Türk toplumunun daha eğitimli ve daha çağdaş bir konuma gelmesi hatta Batılı ülkelere karşı yitirdiği eski itibarını ve gücünü yakalaması için çözüm üretmeyi hedeflemişti.
IX-İBRET GAZETESİ (1870)
1870 yılında yayın hayatı başlayan gazetenin adı iki yıllık çalkantılı bir dönem geçirdikten sonra Ahmet Mithat Efendi tarafından kiralanır ve 1872den başlayarak Namık Kemal, Ebüzziya Tevfik gibi ünlü adların bulunduğu kadrosuyla çıkmaya başlar. Başyazarı Namık Kemaldir. Özellikle Namık Kemalin yazıları nedeniyle ilgi gören gazete, yine Namık kemal yüzünden 1873de kapatılır. Sebebi de yazarın Vatan Yahut Silistire adlı oyunudur. Oyunu beğenen ve tezahüratlarla İbret gazetesi önünde toplanan halkın heyecanı Osmanyı Sarayını ayağa kaldırınca gazete 1873 yılı Nisan ayında kapatılır. Ebüzziye Tevfik ile Ahmet Mithat Efendi Rodos adasına gönderilir. Gazete ancak 132 sayı yayınlanabilmiştir. Namık Kemal bu gazetede, özgürlükçü fikirleri savunmuş, basının işlevlerini ve önemini vurgulamıştır.
Musavver,1872de çıktı. En önemli özelliği tercümelere yer vermesi ve Fotoğraflı olarak yayımlanan ilk gazete olmasıdır.
XI-TERCÜMAN-I HAKİKAT( 1878)
II. Abdülhamid döneminde yayımlanan en önemli gazete,1878de çıkmaya başlayan Tercüman-ı Hakikat Gazetesi, Ahmed Mithad Efendinin başarılı kalemi ile ve hükumeti tenkid etmeyen büyüklere şantaj, sansasyon özelliğinde olmayan ciddi haberciliğiyle bu devrin en uzun ömürlü ve itibarlı gazetesi oldu. Daha sonraki senelerde Ahmet Midhat Efendinin damadı Muallim Nacinin idare ettiği bir edebi ilave verdi. Bu son derece ciddi ve terbiyevi bir edebiyat mecmuasıydı. Çocuklar için haftalık ilaveler verdi. Bu gazetede telif romanlar tefrika edildiği gibi, batı klasikleri de veriliyordu. Midhat Efendi bu arada 150den fazla roman ve ilmi kitap yayınladı. Kitaplar, çekici ve akılcı bir üsluba sahib olduğundan, okutucu ve öğreticiydi. On dört ciltlik Avrupa Tarihi, üç ciltlik Dünya Tarihi serileri, o devirde halk tarafından merakla okundu.
Ayrıca, Tercüman-ı Hakikat gazetesi tarafından açılan yardım kampanyası Osmanlı hükûmetinin yaptığı yardımların paralelinde olarak, İstanbulda yayımlanan ve Ertuğrulun battığını ilk kez Bahriye bakanı da dahil kamuoyuna duyuran Tercüman-ı Hakikat gazetesi tarafından da şehit ailelerine ve yetimlerine yardım toplanmaya başlanmıştı. Bu gazete gericiliğe ve tutuculuğa savaş açmıştır. Daha sonraları Ağaoğlu Ahmetinde sert yazılar yazdığı gazete , devamlı suretle ittihatçılarla yapılan tartışmaların yayın aracı olmuştur. Balkan Harbinden sonra Ahmet Mithatın ölümü üzerine gazete Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar yayınlarını sürdütmüş daha sonra kapanmıştır.
XII-MİZAN GAZETESİ (1886)
Mizan Gazetesi : 21 Ağustos 1886da haftalık mizan gazetesi çıkarılmıştır. bu gazeteyi Mizancı Murat adıyla anılan Murat bey çıkarmıştır. Gazetede iç ve dış politika konularına , ekonomi eğitim , maliye ile ilgili çeşili problemlerin çözümüne yer verilmiştir.Mizan Gazetesi 1897de kapatılmıştır.
Not: tasvir-i Efkar, Tercüman-ı Hakikat, Mizan gazeteleri halkın okuma alışkanlığının artmasında etkili olmuşlardır.
Ahmet Cevdet tarafından İstanbulda çıkarılan günlük gazete. Yazarları Bâbanzade İsmail Hakkı, Abdullah Zühtü, Ahmet Rasim idi. 24 Temmuz günü Hüseyin Cahitte onlara katılmıştır. Abdülhamid döneminde birkaç defa kapatılmıştır. Ahmed Cevdet (Oran) kurduğu bu gazeteyi siyasi Türk Gazetesi olarak nitelemiştir
Sonuç olarak baktığımızda, Tanzimat ile birlikte Batı ya ait pek çok edebi tür edebiyatımıza başarıyla uyarlanmıştır. Günümüzdeki yayınlanan pek çok yayın çeşidinin temelleri bu dönemde atılmıştır. Yukarıda belirtilen gazetenin dışında pek çok gazete bu dönemde yayınlanmış halkı bilgilendirme görevini başarıyla yapmıştır. Bu dönemde dikkat çeken bir başka önemli konu 1860 ta Türk basınının devlet ve hükümete karşı tavır alması,diğer dillerde yayınlanan gazetelerinde devletin birlik ve bütünlüğünü bozucu yayınlar yapması üzerine devlet bazı tedbirler almıştır.1864 te Matbuat Nizamnamesi düzenlenmiştir. Nizamname ile daha önce kurulmuş olan Babıali Tercüme odası, Matbuat müdürlüğü gibi kurumlara yeni görevler veriliyordu. Bunlar; siyasi nitelikteki yayınlara ruhsat vermek, yayınların içeriğini kontrol etmek, gazetelere verilecek resmi ilanları düzenlemek, Avrupa’da ülke aleyhi yayınlar yapan mecmuaların ülke içine girmesine engel olmak,aykırı davrananlara para ve hapis cezası uygulamak. Böylece devlet başta padişah ve diğer mensuplarını koruma altına almış oluyordu. Bu durum 1909 a kadar devam etmiştir.
SORU: TANZİMAT DÖNEMİNDE GAZETECİLİĞE NİÇİN ÖNEM VERİLMİŞTİR?
· Gazetenin Batılı devletlerdeki işlevinin ve gücünün anlaşılması
SORU: ŞİNASİ,ZİYA PAŞA VE NAMIK KEMALİN YETİŞME TARZLARI VE ALDIKLARI EĞİTİM NASILDIR?
I. dönem Tanzimat edebiyatını oluşturan sanatçılar Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Vefik Paşa, Ahmet Mithat Efendi, Şemsettin Sami’dir.
Bu dönem sanatçıları, genel olarak toplumun zengin kesiminden çıkmış, iyi yetişmiş kişilerdir. Halk kökenli değillerdir; ama halkı bilinçlendirip uyandırmaya çalışmışlardır.
“Toplum için sanat” düşüncesini benimsemişlerdir.
Bu sanatçıların yetişmeleri tümüyle eski kültürle olmuştur.
Tanzimatçıların idealleri ile uygulamaları, inançları ile yaşantıları arasında büyük farklılıklar vardır. Bu yüzden Tanzimat döneminde hep bir “ikilik” söz konusudur.
Dilde sadeleşme düşüncesini savunmuşlardır; ancak bu düşünce uygulanamamıştır.
Divan şiirini şiddetle eleştirmişler, ancak özellikle biçim yönünden Divan şiiri örneği sayılacak şiirler yazmışlardır (Gazel, kaside, terkib-i bent). Hece ölçüsünü ve Halk ede¬biyatını savunmuşlar, ama bu düşüncelerini de -birkaç örnek dışında- uygulamaya geçirememişlerdir.
Tanzimat şiirinde söyleyiş değil, fikirler önem kazanmıştır. Yukarıda da belirtildiği gibi şiirlerde yeni konulara yer vermişlerdir.
Bu dönem sanatçıları aynı zamanda birer devlet adamıdır, idarecidir, siyasetçidir. Özellikle şiirleriyle toplumu etkilemeye ve yönlendirmeye çalışmışlardır. Toplumsal sorunlara çözüm arayışına yönelmişlerdir.
SORU: TANZİMAT EDEBİYATI NE ZAMAN VE HANGİ OLAYLA BAŞLAMIŞTIR?
Tanzimat edebiyatı 1860 yılında Şinasi ve Agah Efendinin birlikte çıkardıkları İLK ÖZEL GAZETE Tercüman-ı Ahval Tanzimat edebiyatının başlangıcı olmuştur.
SORU: TANZİMAT DÖNEMİNDE ORTAYA ÇIKAN EDEBİ TÜRLER HANGİLERİDİR?
Makale,roman,öykü,tiyatro,eleş tiri,fıkra,anı(hatıra)
SORU: TANZİMAT DÖNEMİNDEKİ İLKLER NELERDİR?
Tanzimat Dönemindeki İlkler
* İlk roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat, Şemseddin Sami
* İlk köy romanı: Karabibik, Nabizade Nazım
* İlk realist romancı: Recaizade Mahmut Ekrem
* İlk realist roman: Araba Sevdası, Recaizade Mahmut Ekrem
* İlk edebi roman: İntibah, Namık Kemal
* İlk tarihi roman: Cezmi, Namık Kemal
* İlk kadın romancı: Fatma Aliye
* İlk tiyatro: Şinasinin Şair Evlenmesidir.
* İlk mizah gazetesi: Diyojen (Namık Kemal)
* Matbaada basılan ilk kitap: Vankulu Lügati
* İlk mülakat (röportaj): Rüya,Ziya Paşa
* İlk makale: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi, Şinasi
* İlk kez noktalama işareti kullanılan eser: Tercüman-ı Ahval, Şinasi
* İlk şiir çevirisi: Tercüme-i Manzume, Şinasi
* İlk gazete: Takvim-i Vakayı, sahibi devlet (1831)
* İlk özel sanat, fikir, edebiyat gazetesi: Tercüman-ı Ahval, Şinasi, Agah Efendi (1860)
* İlk anı: Defter-i Amal, Ziya Paşa
* İlk oynanan tiyatro: Vatan yahut Silistre, Namık Kemal
* İlk edebiyat ders kitabı: Talim-i Edebiyat, R. Mahmut Ekrem
* İlk naturalist roman: Zehra, Nabizede Nazım
* İlk öykü: Letaif-i Rivayet, A. Mithat Efendi
* İlk gerçekçi öykü: Küçük Şeyler, Sami Paşazade Sezai
* İlk doğa betimlemesi: Sahra, Abdülhak Hamit Tarhan
* İlk eleştiri:Tahrib-i Harabat,Namık Kemal
Toplumun eğitilmesi önemlidir,bu dönem eserlerinde fayda ön plandadır.
Tanzimat edebiyatı zihniyeti yüzünü her anlamda Batıya dönmüş,Batıdaki gelişme ve değişimleri yakın takibe almış bir karakter gösterir.Başka bir ifadeyle devletin kötü gidişatına çare bulmak için yeni tedbirler alıp kanunlar çıkararak her alanda Batıya yönelmek ve çağın gereklerine uygun olarak yenileşmektir.
tanzimat edebiyatıı
makale,deneme,roman,hikaye,modern tiyatro,eleştiri,anı
DEĞERLENDİRME
doğru-yanlış
D
D
D
Y
TEST
2.C
BOŞLUK DOLDURMA
-tanzimat edebiyatına
-halkı eğitmek amacıyla
5.E
SAYFA21 ÜNİTE DEĞERLENDİRME
1.B
2.B
3.C
4.D
5.D
6.D
7.A
8.C
9E
10.E
14.
TANZİMAT FERMANI-EŞİTLİK
MEDRESE-GELENEKSEL EĞİTİM
DARÜLFÜNUN-MODERN EĞİTİM
POTİVİZİM-DENEY VE GÖZLEM
tanzimat edebiyatıı
makale,deneme,roman,hikaye,modern tiyatro,eleştiri,anı
DEĞERLENDİRME
doğru-yanlış
D
D
D
Y
TEST
2.C
BOŞLUK DOLDURMA
-tanzimat edebiyatına
-halkı eğitmek amacıyla
5.E
A)Osmanlı – Rus Savaşı ve Edirne Antlaşması (1828 – 1829)
• Yunanistan’a bağımsızlık verilecek iç işlerinde bağımsız olacak
• Osmanlı Devleti bazı topraklarını Rusya’ya verecekti
Bunun üzerine Rusya Osmanlı Devleti’ni tek başına parçalamaya karar vererek kabul edilemez isteklerde bulundu. Bu istekler;
• Osmanlı sınırları içinde yaşayan bütün Ortodoksların Rusya’nın himayesine verilmesi
• Boğazlarla ilgili olarak Hünkar İskelesi Antlaşması’na benzer yeni bir antlaşma yapılmasıydı.
İngiltere ve Fransa ile anlaşan Osmanlı Devleti Rus isteklerini reddetti. Bunun üzerine Rusya Kafkasya ve Balkanlardan saldırıya geçti (1853). Osmanlı ordusu hem Balkanlarda hem de Kafkasya’da Rus ordusunu yendi. Ruslar Sinop limanında demirli bulunan bir Osmanlı donanmasını yaktı (1853).
İngiltere ve Fransa ile İtalya’daki Piyemonte Hükümeti Osmanlı Devleti’ne destek amacıyla asker gönderdi. Müttefik kuvvetler Kırım’a çıkarma yaptılar. Zor durumda kalan Rusya barış istedi. Paris Antlaşması imzalandı. Buna göre;
• Osmanlı Devleti Avrupa devleti sayılacak Avrupa devletler hukukundan yararlanacaktoprak bütünlüğü Avrupa devletlerinin garantisi altında olacak
• Karadeniz’de hiçbir devlet tersane ve donanma bulundurmayacak
• Boğazlar 1841 Londra Boğazlar Sözleşmesi’ne göre yönetilecekti.
Osmanlılar galip devlet olmasına rağmen antlaşmanın Karadeniz’le ilgili maddesinden dolayı yenik devlet durumuna düşmüştür. Rusya elde ettiği kazançlarının çoğunu kaybetmiştir. Antlaşmanın sonuna Islahat Fermanı da eklenmiştir.
1877 – 1878 Osmanlı – Rus Savaşı ve Berlin Antlaşması
Berlin Antlaşması Sonuçları
• Kars ,Ardahan ve Batum Ruslara bırakılacak. Teselya Yunanistan’a verilecekti.
• Bosna – Hersek’in yönetimi geçici olarak Avusturya’ya bırakılacaktı.
Bu antlaşmadan sonra İngiltere ve Fransa Osmanlı toprak bütünlüğünü koruma politikasından vazgeçtiler. Bunun sonunda;
1878′de Kıbrıs’ı üs olarak alan İngiltere 1882′de Mısır’ı da işgal ederek Hindistan yolunu güvenceye aldı.
1830′da Cezayir’i işgal etmiş olan Fransa 1881′de Tunus’u da işgal etti.
Bundan sonra Osmanlı Devleti’nin dağılması hızlanarak devam etti.
Soru 4 :Coğrafi Keşiflerin etkisiyle ticaret yollarının yön değiştirmesi ve gümrük gelirlerinin büyük ölçüde azalması
17. yüzyılda Avusturya ve İran ile yapılan savaşların yüklü harcamalara yol açması
İhracatın azalması, ithalatın artması ve kapitülasyonların giderek Avrupalı devletlerin sömürü aracı haline gelmesi
Sömürgelerden Avrupa’ya yüklü miktarda altın ve gümüşün gelmesi, bu madenlerin bir miktarının Osmanlı ülkesine girmesi ve paranın değerini düşürerek enflasyonu artırması
Vergilerin yükseltilmesi üzerine köylerde yaşayan insanların vergilerini ödeyemeyerek tarımsal üretimi bırakmaları
Saray masraflarının artması
gibi nedenler etkili olmuştur. Köyden şehre göçler sonucu üretim azalmıştır fazladan asker alımı ile askeri masrafların artması gibi nedenlerde etkili olmuştur.
Soru 6 : Hürriyete dayalı bir kanunla idare edilmeleri ve Avrupa’da büyük yapıların görülmesi.
Soru 7 :İkisi de yapılan yeniliklerden memnun.Osmanlının ilerlemesini istiyorlar.İslamın güzel olduğunu belirtiyorlar.
Soru 8 : Islahat Fermanı, Kırım Harbinin son yıllarında hazırlanarak Paris Andlaşmasının imzalanmasından altı hafta önce, 28 Şubat 1856’da Bâb-ı Âlî’de bütün bakanlar, yüksek memurlar, şeyhülislâm, patrikler, hahambaşı ve cemaat ileri gelenleri önünde okunarak ilân edildi ve Paris Andlaşmasını hazırlayan devletlere bildirildi. Kitaplarda Islahat Fermanının “dış baskı” sonucu çıkarıldığının yazılması âdettir. Kırım Harbinde, İngiltere, Fransa ve Avusturya Osmanlı İmparatorluğunu Rusya’ya karşı desteklemişti. 1856 Paris Konferansı öncesinde, Osmanlı İmparatorluğunu Rusya’nın müdahalelerine karşı korumanın bedeli ve Osmanlı İmparatorluğunun Avrupa Devletleri ailesine katılmasının şartı olarak Avrupa Devletleri birtakım şartlar ileri sürdüler. Bu şartlar Islahat Fermanının esasları olarak Ali Paşa ile İstanbul’daki İngiliz ve Fransız elçileri arasında kararlaştırıldı. Islahat Fermanı da Tanzimat Fermanı gibi Padişah Abdülmecid tarafından ısdar edilmiştir.
b: hak,hukuk,vatan ve en önemlisi de hürrüyet .
soru 14: kendi hayatını ve verdiği mücadeleyi anlatmıştır.
syfa 45: soru 1:aşk,kadın,şarap,tabiat güzellikleri gibi konular işlenmiştir.
soru 2: klasik gazelde bireysel tmalar işlenirken z.paşanın gazelinde toplumsal sorunlar ele alınmıştır.
soru 3:hayır okunamaz.çünkü;burada toplumsal sorun işlenmiştir.bir eleştri vardır .
soru 2:ilk boşluk : bilgi vermek,açıklamak,öğretmek. 2.boşluk sade,açık,anlaşılır.3.boşluk atatürk ilke ve inkılapları.
soru 3:yazarın eserini farklı bakış açısıyla yazmasına ve farklı eserler çıkarmasına neden olur .
soru 4:A
soru 5:halkın eğitim seviyesini yükseltmeye çalıştılar ve edebiyatı bir araç olarak gördüler.
soru 2:tema söyleyiş tarzları farklıdır.övgüleri benzerdir.
soru 3:didaktiktir az da olsa lirik yanı wardır ama genel olarak didaktik olarak kabul ediyoruz cevabı.
4.ETKİNLİK: başlangıç birimi, bitiş birimi,birimler arası bağlantı
1 14
15 17 osmanlı tarihi
18 21 yazarın hürrüyet anlayışı
22 24 hürrüyet sevgisi
25 31 hürrüyetin önemi.
soru 5:bab-ı hükümet= padişah,ey yareli=devlet görevlileri,şiir-i jiyan=halk.
soru 6:bu kavramlar zaten edebiyatımıza tanzimatla gelmiştir.tanzimatın gelmesiyle eserlerimizde kullanılmaya başlanmıştır .
soru 5 : namık kemal-tahribi harabat , abdulhak hamit tarhan-sahra, recaizade mahmut ekrem-pejmürde.(( küçük şeyler sami paşazadenin eseridir.))