Türk milletinin bugün ve gelecekte tam bağımsızlığa huzur
ve refaha sahip olması, devletin millet egemenliği esasına dayandırılması, aklın
ve ilmin rehberliğinde Tür kültürünün çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkarılması
amacı ile temel esasları yine Atatürk tarafından belirtilen devlet hayatına,
fikir hayatına ve ekonomik hayata toplumun temel müesseselerine ilişkin gerçekçi
fikirlere ve ilkelere ATATÜRKÇÜLÜK denir.
Daha farklı bir deyişle Atatürkçülük; akıl ve bilimin
önderliğine, yol göstericiliğine inanan bu inançla, padişah egemenliğini “ulus
egemenliğine”, dogmatik-kapıkulu, bağnaz bir ümmet-cemaat toplumu “ulusa”
padişahın emir kulunu “özgür birey ve yurttaşa”, teokratik-monarşik devleti”
laik demokratik-çağdaş cumhuriyete” yöneltip dönüştürmek demektir.
Atatürkçülüğün kişi ve millet olarak benimsenmesi mevcut ve gelecekteki
saptırıcı ve tutucu cereyanlara karşı koruması Türk Devletinin gelişmesinin,
güçlenmesinin ve parlak geleceğinin güvencesidir.
Günümüz Atatürkçüsü halkına kendi doğrularını aktarmaya
çalışırken onun düşüncelerine de değer veren, halkını aydınlığa taşımaya
çabalarken bu aydınlığın kaynağının gene halktan olduğunu bilen insandır.
Atatürkçü düşünce, akim ve bilimin ışığında bugünün olduğu
kadar geleceğin de gereklerine yanıt verdiği, kendisini sürekli yenileyen çağdaş
bir görüşü simgelediği içindir ki, zamanın akışı içinde her cumhuriyet kuşağının
kaçınılmaz yaşam görüşü, vazgeçilmez yaşam biçimi olarak değerini daima
koruyacaktır.
Çünkü zamanın gereklerine uymak, her çağda çağdaş
kalabilmek Atatürkçülüğün amacıdır..