9. Sınıf ses bilgisi ve telaffuz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
9. Sınıf ses bilgisi ve telaffuz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9. Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 59 - 60 - 62 Soruları ve Cevapları ( Ekoyay Yayınları )


Atatürk’ün “Nu tuk” adlı kitabından metinler okuyunuz.

CUMHURİYETİN 10. YILDÖNÜMÜ NEDENİYLE   ATATÜRK'ÜN NUTKU

Türk Ulusu!
Kurtuluş Savaşı'na başladığımız 15'inci yılındayız. Bugün
cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır.

Kutlu olsun!

Bu anda büyük Türk Ulusunun bir bireyi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın
en derin sevinici ve coşkunluğu içindeyim.

Yurttaşlarım!



Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk
kahramanlığı ve yüksek Türk Kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Bundaki
başarıyı, Türk Ulusunun ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak
azimle yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı hiçbir zaman yeterli
görmeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak zorunluluğunda ve
azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en bayındır ve uygar ülkeleri düzeyine
çıkaracağız. Ulusumuzu en geniş refah araç ve kaynaklarına sahip
kılacağız. Ulusal kültürümüzü çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne
çıkaracağız. Bunun için, bize zaman ölçüsü geçmiş yüzyılların gevşetici
görüşüne göre değil, çağımızın hız ve hareket kavramına göre
düşünülmektedir. Geçen zamana oranla, daha çok çalışacağız. Bunda da
başarılı olacağımıza kuşkum yoktur. Çünkü Türk ulusunun karakteri
yüksektir. Türk ulusu çalışkandır. Türk Ulusu zekidir. Çünkü Türk Ulusu,
ulusal birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Çünkü Türk
Ulusunun yürütmekte olduğu yükselme ve uygarlık yolunda, elinde ve
kafasında tuttuğu meşale, müsbet bilimdir. Şunu da önemle belirtmeliyim
ki, yüksek bir insan topluluğu olan Türk Ulusunun tarihsel bir niteliği
de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki
ulusumuzun yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan
zekasını, bilime bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, ulusal birlik
duygusuna ara vermeden ve her türlü araç ve önlemlerle besleyerek
geliştirmek ulusal ülkümüzdür. Türk ulusuna çok yaraşan bu ülkü, onu,
bütün insanlığa gerçek huzurun sağlanması yolunda, kendine düşen uygarca
vazifeyi yapmakta başarılı kılacaktır. Büyük Türk Ulusu! Onbeş yıldan
beri, giriştiğimiz işlerde başarı vaat eden çok sözlerimi işittin.
Mutluyum ki, bu sözlerimin, hiçbirinde, ulusumun, hakkımdaki güvenini
sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı inanç ve kesinlikle
söylüyorum ki, ulusal ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk
Ulusunun büyük ulus olduğunu bütün uygar dünya, az zamanda, bir kere daha
tanıyacaktır. Hiçbir an kuşkum yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük uygar
niteliği ve büyük uygar yeteneği, bundan sonra ki gelişmesi ile,
geleceğin yüksek uygarlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.
Türk Ulusu!

Sonsuzluğa akıp giden her on yılda, bu büyük ulus bayramını daha büyük
onurla, mutluluklarla, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.
Ne mutlu Türküm diyene!
29 Ekim 1933
Bölgenizin yerel konuşmasına ait ses kayıtları veya yazılı metinler bulunuz
ZVİT’İN AVCILARI BİLE Bİ BAŞGA OLURDU ESKİDEN…
Gocana’m köşe başına oturmuş, kendi halinde sessizlik içindeydi. Hal hatır sormak bahanesiyle yanına yaklaştım. “Gocana’yı gonuşdurayım biraz dedim kendi kendime.”
 “Gocana” dedim.
“Hıhh” dedi bana. Ben ekledim. “Gocana, dedem iyi bir avcı mıydı?”
“Teneşirde yunsun onun avcılığı, bana .oku yedirecekti.” dedi. Ben gülmeye başladım.
“De hele bi anlat neyimiş şu .ok, mok mevzusu” dedim.
“Oyuklara galasıca, senin derdin de beni gonuşdurmak gayrı. Ben bilmez miyim ki?”dedi.
Gocana başladı anlatmaya: Haylı oldu. Deden nekmet ağşamdan avcı arkadaşlarıyla gavilleşmiş. Üç gişiymişler. Gecenin bi dünü yatağından kalktı geyinip, eline gafesdeki kekliğini, omzuna da dolma tüfengini asdı goyuldu yayla yoluna.
Olanları songradan anlattı gayrı bana. Ne halt ettiklerini. Ben de ondan duyduklarımı nakledeyim sana. Ama eyi diğne beni. Gulaklarını eyi aç. Başka yerlere de pertliyip durma. Ben anlatırken bana eyi bak.
Dedim ya gecening bir dünü evden çıkıp getti. Keben başında durup aralarında yeniden bir porguram gurmuşlar. Sen şuradaki kümeleye oturacan, ben buradaki kümeleye oturacağım deyi. Biri Gayabaşı’na, biri Çığralı’nın tepeye, deden nekbet de Erkeç İni’ne kümeleye oturmak üzere dağılmışlar.
Dedeng nekbet Erkeç İni’nin önügndeki goyağa kümeleye oturacakmış. Gecenin bi dününde taa oraya ulaşmış. Kümeleyi bi golaçan etmiş. Yıkık yerlerini onarmış. Mazgal deliğini felan pürlerlen çevirmiş. Sarmalamış açık yerleri. Kekliğini de bastırığa bastırıp kümeleye oturmuş.

Tekerlemeler araştırınız. Belirlediğiniz tekerlemeleri hızlı  bir şekilde okuyunuz.
KEDİ
İğnem düştü yakamdan,kedi geldi arkamdan,
Gelme kedi gelme,annem bakıyor balkondan.
TEK TEK TEKERLEME
Tek tek tekerleme,üstü kaymak şekerleme,
Dereye düşme çok soğuk, söyle bana çarçabuk.
SAKSAĞAN
Saksağan sek sek,kuyruğu tümsek
Kuyruğuna binelim bizim köye gidelim.
KARGA
Karga karga "gak" dedi,
"Çık şu dala bak" dedi,
Karga seni tutarım,
Kanadını yolarım.
MISTIK
Mustafa, Mıstık,
Arabaya kıstık,
Üç mum yaktık,
Seyrine baktık.
OYUN
Oooo..
İğne battı
Canımı yaktı
Tombul kuş
Arabaya koş
Arabanın tekeri
İstanbul un şekeri
Hop hop
Bundan başka
oyun yok.
ÖRDEK
Çık çıkalım çayıra
Yem verelim ördeğe
Ördek yemi yemeden
Ciyak miyak demeden
Aldım baktım kimi çıkardım

Televizyonda haber sunuculuğu yapan kişilerin konuşmaları ile çevrenizdeki insanların konuşmalarını telaffuz yönünden karşılaştırınız. Ulaştığınız sonuçları maddeler hâlinde tahtaya yazınız.
Televizyonda haber sunuculuğu yapan kişiler daha düzgün konuşmakta vurgu ve tonlamalara dikkat etmekte, ses tonlarını anlatılmak istenen duyguya göre değiştirmektedirler. Bu yönüyle çevremizdeki insanların konuşmalarından daha etkili olduğu görülür.

Tabiatta duyduğunuz seslerle insan sesi arasında fark var mıdır? İnsanlar tabiattaki seslerin hepsini niçin çıkaramaz?
İnsan sesi ile tabiattaki sesler arasında fark vardır. İnsan sesi daha gelişmiş, daha düzenli ve daha etkilidir. İnsan yaratılışı itibarıyla tabiattaki her sesi çıkaramaz. Her varlığın kendine göre verilmiş bir sesi vardır.
Tek düze bir ses tonuyla konuşanlar niçin dikkatle dinlenemez?
Tek düze ses tonuyla konuşmak dikkat dağılımına neden olur. Bir süre sonra insana ninni gibi gelir. Duygu değeri verilmeyen bir konuşma monotonlaşır. Bu yüzden dinleyiciler uzun süre böyle bir konuşmayı dinleyemez.
Atatürk ve Alparslan gibi tarihimize yön veren kişilerin başarılarında, çok iyi birer
hitabet ustası olmalarının payı var mıdır? Niçin?
Evet, vardır. Savaşta motivasyon önemlidir. Askerlerin savaşa motive edilmesi , cesaretlerinin artırılması için etkileyici konuşmalar yapmak önemlidir.

“Sözün Kıymeti” adlı metinde dilin güzel ve doğru kullanılmasının önemi hakkında nelerden bahsedilmiştir?
Sözün saltanat sürdüğü bir devirde yaşıyoruz. Büyük halk kütlelerini peşi sıra sürükle yen liderlerin topu, tüfeği, keskin kılıcı hep natıkalarıdır.
Fénélon (Fe ne lon) der ki “Hakikaten natuk olan bir hatibin yegâne düşüncesi kendisini dinleyenlere faydalı olmaktır. O sözlerini fikirlerine ve fikirlerini fazilet ve doğruluğa alet eder.”

Metinde geçen “Sözün saltanat sürdüğü bir devirde yaşıyoruz.” cümlesinden ne
anlıyorsunuz?
Bu devirde söz kılıçtan daha etkilidir. İnsanlar savaşı sözle yapmaktadır. Toplumları etkilemek için sözün gücün kullanmaktadır.

ETKİNLİK 1
“alakadar” ve “yegâne” sözcükleri okunurken a’lar uzatılarak ve inceltilerek okunmalıdır.
sanayiciler, tüccarlar, lahzada,kâğıtlara, havadis, muamele  sözcüklerinde  uzatılarak ve inceltilerek okunan sesler  vardır.
2. Etkinlik
“Kitapı okumadan ilaçı çoçukun yurtuna götürme.”
“Kitabı okumadan ilacı çocuğun yurduna götürme


p-b, ç-c , t-d, k-g  sert ünsüz yumuşaması . p,ç,t, k sesleri ünlü ile başlayan bir ek aldığı zaman yumuşayarak b,c,d,g ye dönüşür.



ETKİNLİK 3.

Gösterişsiz se”, “yaptırttırdık”  sözcüklerinin söylenişi kulağa hoş gelmiyor. Çünkü bu sözcükleri söylerken zorlanıyoruz.
Saptırttırdık, yazdırttırdık, ağlattırmışsa….

4. Et kinlik
“la, le, lı, li, lu, lü, lo, lö” hecelerini okuyunuz. Heceleri okurken dudağınızın, ağız
Boşluğunuzun ve dilinizin farklı şekiller almasının sebebini defterinize yazınız.
Her sesin kendine göre bir telaffuz şekli var. Buna göre de dudaklarımız ve dilimiz de şekil alır.  Her sesin bir çıkış noktası vardır. Kimisi diş arasından kimisi, gırtlaktan, kimisi dudakların aldığı şekilden doğarlar.
Kalın    a          ı           o          u
İnce     e          i           ö          ü

5. ETKİNLİK:

dişler                c, ç, d, j, l, n, r, s, fl, t, z
damak             g, ğ, k, y
gırtlak               h


6. etkinlik:

Seslerin özelliklerini bilmek telaffuzumuza etki eder. Sesin nereden  ve nasıl çıkarılması gerektiğini bilen bir kişi onu doğru telaffuz eder. Dil düşüncenin aynasıdır. Dil doğru kullanılırsa düşünceler de doğru iletilir.


“Kâğıt ve kalın ” kelimelerindeki “ka” heceleri aynı şe kilde telaffuz edilmez.  Her iki sözcükte geçen a sesi aynı değildir. Birinde uzatma işareti var. İncelterek ve uzatarak okunur. 


bu yazının tamamı http://yeniedebiyat.blogspot.com/ sitesinden alınmıştır.
Read more