1.
Birinci metin destan dönemine aittir. Bu şiirde savaş
teması işlenmiştir. Günümüz Türkçesine
göre anlaşılması zor olsa da dil yabancı etkilerden uzaktır. Şiirde yer yer halk
söyleyişlerine de rastlanmaktadır.
Diğer şiir işlenen konu da
savaş konusudur. Yabancı kelimeler yoktur. “Gurşanın” kelimesi bugün “kuşanın” şeklinde kullanılmaktadır.
2.
Yukarıdaki resimlerde binalar yapılırken temelinden
çatısına varıncaya kadar birçok işlem
yapılmaktadır. Kum, çimento, demir, tuğla… gibi küçük parçalar birleştirilerek
bütünü oluşturmaktadır. Yani binayı oluşturan unsurlar küçük birer parça iken
birleşerek bütünü oluşturuyorlar.
3.
Büz yazılarda dize yerine cümle veya paragraf kullanılır.
Cümleler bir araya gelerek paragrafı oluşturur. Şiirde ise dizeler bir araya
gelerek bentleri , beyitleri veya kıtaalrı oluşturur.
4.
Birinci şiirde dünyanın geçiciliği, ikinci şiirde Yunus
sevgi, üçüncü şiirde ayrılık duygusu işlenmiştir.
5.
Evet vardır. Düz yazı bir varlığı bilgi amaçlı anlattığı
için olduğu gibi verir. Şiir ise bunu değiştirerek estetik bir biçimde verir.
Yani sanat yapar. Resim ise bunu boya,
fırça, tuval gibi malzemeler kullanarak yapar.
6.
Şiir okunduğu zaman insanda duygu düşünce, ses, ritim,
ahenk uyandırır. Düz yazıda ise bunarla gerek yoktur. Düz yazı bilgi vermeyi
amaçladığı için düşünceler doğrudan verilir.
Şiirde derinlik vardır. Az
sözle çok şey anlatılır. Düz yazı günlük konuşma diline yakındır.
Şiirde günlük konuşmanın aksine
bir sıra dışılık olur. Duyguları nasıl aktardığı ön plana çıkar. Düz yazıda ise
sıra dışılık yoktur.
7.
Şiirin okunuşu daha ahenklidir. Çünkü şiiri yapısını
oluşturan ahenk unsurları bunu sağlamaktadır.
8.
Şiiri düz yazıya çevirince şiirdeki ahenk unsurları
kaybolur, ritim ortadan kalkar. Düz yazıda ahenk unsurları olan kafiye, redif,
ölçü, ses tekrarları yoktur.
9.
Karanlık muma , gece bir uçuruma, sessizlik dumana
benzetilmiş. Bu benzetmelerle gerçek anlamdan uzaklaşılmış.
10.
Her şiir için bunu söylemek doğru olmaz. Bazı şiirler
vardır ki tamamen gerçek hayatı yansıtır. Günümüz edebiyatındaki toplumsal
gerçekçilik akımı bu tarz şiir anlayışını dile getirmektedir.
11.
Birinci resim gerçektir, diğeri ise gerçeğin bir
yansımasıdır. Fotoğraf resme göre daha gerçekçidir.
12.
Siz e kalmış.
13.
Birinci resim
oya,yemeni işlemesi, ikinci resim çanta, üçüncü resim halı işlemesi, dördüncü
resimde ise Anadolu kültürünün bir yansıması olan yayık var. Kültür geçmişten
günümüze biriktirilen değerler bütünüdür.
14.
Temaları
ortaktır.
15.
Kağızmanlı
Hıfzı’dan alına parçanın dili daha sadedir. Yalnız birinci metnin dili bize göre
sade gibi görünmese de İslamiyet öncesi Türk edebiyatı ürünlerinde dil yabancı etkilerden
uzaktır.
16.
Çünkü herkesin ifade tarzı ve bakış açısı farklıdır. Buna
bağlı olarak anlatımı da farklı olacaktır.
17.
Çok farklı yorumlar getirilebilir. Şiirin özelliği
yorumlanabilir olmasıdır. Bana göre hayat anlatılmaktadır.
18.
Sanat metinlerinin özelliği farklı yorumlara açık
olmasındadır. Özellikle sembollerin çok kullanıldığı bir metin her okuyucu
tarafından farklı yorumlanır
19.
Sınıfta yapılacak
bir uygulama.
20.
Orhan Veli ilk başlarda hece ölçüsü ve halk edebiyatı nazım
şekilleri ile şiir yazmasına rağmen daha sonraları bu düşüncesinden vazgeçmiş,
dil kurallarına baş kaldırmış, ölçü, nazım birimi, mısra bütünlüğü gibi konulara
karşı çıkmış serbest nazımla şiir yazma geleneğini getirmiştir.
SAYFA 46
ÇÖZÜMLEME İNCELEME
1.a. cevap.
Dönemindeki sosyal,m siyasi,
askeri, dini güçlerin etkilerinden
b. Hayır,bütün sebepleri bire nedene indirmek
doğru olmaz. Bir şiiri anlamak için
yukarıda sayılan dönemin siyasi, sosyal,
askeri, dini, ekonomik yapısı da göz önünde
bulundurulur.
c. Yunus
Emre’nin şiirine dini hayatın izleri görülmektedir. Tasavvuf anlayışı
hakimdir.
Bunu abdal, Mevla, ya hu,
Musa, İsa… gibi ifadelerden anlıyoruz.
Ç. Tanzimat dönemi sanatçılarında
batılılaşma hakimdir. Bu kavramlar bize batı
edebiyatından
gelmiştir. Tazimatın birinci döneminde
sanat toplum içindir görüşü, ikinci döneminde sanat sanat içindir görüşü hakim
olmuştur.
Okuduğumuz şiirde sanat toplum içindir görüşü
hakimdir. Sosyal ve siyasi bir konun işlenmiştir.
d.Tanzimat döneminde Batılılaşma ,
milli edebiyat döneminde ise Türkçülük düşüncesi hakimdir. Tanzimat
döneminde padişahın yanında bir meclis kurulmuş , bütün halklar adalet önünde
eşit hale getirilmiş. Batılı devletler
Osmanlının modernleşmesini ve yapacakları yardımı bu şartlara
bağlamışlardır.
Mili edebiyat döneminde ise ülke savaşlarda
çok güç kaybettiği için milliyetçilik duygusu ağır basmaya elde kalan topraklar
bu sayede kurtarılmaya çalışılmıştır.
e.
Yunus emre dini tasavvufi halk edebiyatının Anadolu’daki temsilcisidir.
Ahmet Yesevi ile başlayan dini tasavvufi halk edebiyatı Yunus emre ile
Anadolu’da zirveye ulaşmıştır.
f. Namık
Kemal'in kasidesi şekil bakımından divan
edebiyatındaki kaside nazım şeklinin özelliklerini gösterir. Farklı olan tarafı
ise konu olarak soyut olan bir kavramı hürriyet kavramını işlemiş olmasıdır.
Kasidede din veya devlet büyükleri övülür.
48.
sayfa
2.a. şiirde yapıyı oluşturan en
küçük birim mısradır. Divan şiirindeki mısraların her birinde bir anlam ve ses
bütünlüğü vardır. Anlam bir mısrada son bulur.
b. mani tek bir dizden oluşur. Gazel ise beş
ile on beş beyit arsında değişir. (Yani on dize ile 30 dize arasında). Bu
farklılığın sebebi gelenektir. Her şiir geleneğinin kendine göre özellikleri
vardır.
49.sayfa
3.a. şiirlerin gruplandırılmasında dize sayıları
etkili olmuştur. İki dize varsa buna beyit, dört dize varsa buna da dörtlük veya
kıta denir.
b. dokuz cümleden oluşmuştur.
Şiirin teması “”kara sevda”dır. Diğer metinlerden farklıdır. Serbest nazımla
yazılmıştır.
c. Kara Sevda serbest nazımla
yazılmıştır. Mısra içi ses
tekrarları(Asonas ve aliterasyon) önemlidir. Uzlet’te ise aruz ölçüsü kullanılmıştır. Ahenk
kafiye , redif, ölçü kullanılarak sağlanmıştır.