bu yazının tamamı edebiyatfatihi.blogspot.com sitesinden alınmıştır. Kaynak siteyi mutlaka ziyaret ediniz.
SAYFA
65:
HAZIRLIK
ÇALIŞMALARI:
1) İslâmiyet, bu dini kabul eden
Türklerin duyuş ve düşünüşünü, dünya görüşünü, yaşayış tarzını değiştirmiştir.
Bu dönemde kentlerin ve kentsel yaşamın oluşması sonucunda toplumdatabakalaşma meydana
gelmiş, bu da Arap ve Fars kültürlerinin yüzyıllar boyunca beslediği büyük
bir zevk ayrılığını doğurmuştur.
Gerçekten kentlerde, medrese ve saray çevresinde oluşan yüksek
zümre edebiyatı, gerek dil gerek içerik gerekse ölçü ve biçim bakımından yeni
uygarlığın etkisine hızla girmiştir. Halkın edebiyatı ise içerik bakımından
değişmekle birlikte dil, ölçü ve
biçim yönlerinden eski geleneğine bağlı kalarak gelişmesini sürdürmüştür. Böylece Türk edebiyatı, aydınlar
için ayrı, halk için ayrı olmak üzere iki
kolda gelişme
göstermiştir.
Genellikle medrese öğrenimi gören ve İslâmî bilimleri öğrenen
yüksek zümre şairleri, Fars edebiyatını örnek almakla birlikte, aynı konu ve
temaları, aynı ölçü ve biçimleri kullanarak, kendi üslûplarının damgasını taşıyan klâsik bir
edebiyat meydana getirmeyi başarmışlardır. Geçen
yıl örneklerini gördüğünüz bu Klâsik Türk Edebiyatı'nı, ileride daha geniş
olarak inceleyeceğiz.
İslâmiyet’in Türk edebiyatı üzerindeki etkilerini
belirtirken tasavvuf düşüncesine de değinmek gerekir. Bu İslâm mistisizminin özellikle
Türk Halk Edebiyatı içinde Dinî - Tasavvufî Türk
Edebiyatı diye ayrı bir dal oluşturduğunu, yine
geçen yılki derslerinizden biliyorsunuz.
Demek
ki İslâmiyet, toplumda bir zevk
ayrılığına yol açmakla birlikte, Türk
edebiyatının birtakım yeni değerler kazanarak zenginleşmesinde ve böylece çok
yönlü bir gelişme göstermesinde etkili olmuştur.
2)
Gök Tanrı İnancı
Gök Tanrı İnancı, tarihi Türk topluluklarının hepsinde görülen bir inanç sistemidir. Bu inanç, başka inançlarla hiçbir şekilde karışmaksızın bozkır Türk topluluğunun asıl dini olmuştur. Bu sistemde Tanrı, en yüksek varlık olarak inancın merkezinde bulunur.
Gök Tanrı İnancı, tarihi Türk topluluklarının hepsinde görülen bir inanç sistemidir. Bu inanç, başka inançlarla hiçbir şekilde karışmaksızın bozkır Türk topluluğunun asıl dini olmuştur. Bu sistemde Tanrı, en yüksek varlık olarak inancın merkezinde bulunur.
Gök Tanrının Taşıdığı Özellikler
Eski Türklerde inanılar ancak tek bir Tanrı vardı ve bu Tanrı’ya, saygı ifadesi olarak yüce Tanrı anlamına gelen Gök Tanrı denilmiştir. Şafağı söktüren, bitkilere can veren, insanların hayatlarını bağışlayan, dilediği zaman insanlara verdiği canı alan, cezalandıran, affeden odur. Atları, kuzuları çoğaltan, yeni doğmuş bir kuzunun sesini duyan, Türk milletinin kağanını o seçer. Türk Kağanına kut ve güç verir.
Göktürk kitabelerinde Tanrının özellikleri İslam dininde belirtilen Allahın sıfatlarına çok yakınlık göstermektedir. Tanrı sonsuz bir hayata sahiptir ezeli ve ebedidir. Tanrı her şeyi yaratır. Tanrı yaşatır ve öldürür. Tanrı üstün bir kudret sahibidir. Tanrı insan kaderine hâkimdir, insana güç, başarı, zafer verir. Tanrı her şeyi en iyi bilendir, insana bilgi verendir. Tanrı esirgeyici ve koruyucudur. Tanrı kulunun duasını kabul eder. İnsan Tanrının buyruğunda onun kuludur.
Gök Tanrının özelliklerinden özetle söz etmek gerekse şunlar söylenebilir: Gök Tanrı öncelikle tektir, eşi ve benzeri yoktur. Yaratıcıdır; bilinen ve bilinmeyen her şeyi o yaratmıştır. Savaşlarda onun iradesiyle zafere ulaşılır. İradesinde uzak olanları cezalandırır. Canlılara yaşam verir. Ölüm Gök Tanrının iradesine bağlıdır. Varlıklara yaşam verdiği gibi o canları geri almak ona mahsustur. İnsanlar ölümlü, Tanrı ise ebedidir.
Eski Türklerde inanılar ancak tek bir Tanrı vardı ve bu Tanrı’ya, saygı ifadesi olarak yüce Tanrı anlamına gelen Gök Tanrı denilmiştir. Şafağı söktüren, bitkilere can veren, insanların hayatlarını bağışlayan, dilediği zaman insanlara verdiği canı alan, cezalandıran, affeden odur. Atları, kuzuları çoğaltan, yeni doğmuş bir kuzunun sesini duyan, Türk milletinin kağanını o seçer. Türk Kağanına kut ve güç verir.
Göktürk kitabelerinde Tanrının özellikleri İslam dininde belirtilen Allahın sıfatlarına çok yakınlık göstermektedir. Tanrı sonsuz bir hayata sahiptir ezeli ve ebedidir. Tanrı her şeyi yaratır. Tanrı yaşatır ve öldürür. Tanrı üstün bir kudret sahibidir. Tanrı insan kaderine hâkimdir, insana güç, başarı, zafer verir. Tanrı her şeyi en iyi bilendir, insana bilgi verendir. Tanrı esirgeyici ve koruyucudur. Tanrı kulunun duasını kabul eder. İnsan Tanrının buyruğunda onun kuludur.
Gök Tanrının özelliklerinden özetle söz etmek gerekse şunlar söylenebilir: Gök Tanrı öncelikle tektir, eşi ve benzeri yoktur. Yaratıcıdır; bilinen ve bilinmeyen her şeyi o yaratmıştır. Savaşlarda onun iradesiyle zafere ulaşılır. İradesinde uzak olanları cezalandırır. Canlılara yaşam verir. Ölüm Gök Tanrının iradesine bağlıdır. Varlıklara yaşam verdiği gibi o canları geri almak ona mahsustur. İnsanlar ölümlü, Tanrı ise ebedidir.
1.ETKİNLİK:
b)
Mani İlahisinde Mani Dininin etkileri (Nirvana,üstteki ve alttaki tüm tanrılar)
, Atebetü'l Hakayık'ta ise İslam Dininin etkileri (Tanrının birliği, Peygambere
övgü)
SAYFA 67:
İslamiyetin kabulü ile Türklerin sosyal, siyasi ve kültürel
hayatındaki değişimleri belirtiniz.
İslâmiyet, getirdiği inanç sistemi ile Türklerin yaşam tarzını
ve hukuk düzenini değiştirmiştir. Ancak, Türkler, bu yeni inanç sistemi ve yaşam
tarzı içinde de ulusal kişiliklerini oluşturan yiğitlik, mertlik, at
sevgisi ve binicilik, konukseverlik, hoşgörü, sözünü tutma,
yöneticilik ve güç
işlerin üstesinden gelme gibi üstün niteliklerini
korumuşlardır. Halk arasında gelişen eski dil ve edebiyat da yeni değerlerle
zenginleşerek varlığını sürdürmüştür
B) SES
DEĞİŞİMLERİ:
d>t değişimi
ing> in
b>p değişimi
ol> o (l
düşmüş)
k>g değişimi
t>d değişimi
ni eki ü şeklini
almış.
Bu metin geçiş dönemi metni
olduğu için İslamiyet önceki dönemdeki metinlerin dil özelliklerini az çok
taşımaktadır. Arapça kelimelerin eserde kullanıldığını görmekteyiz. “resul,
habib, hamd, ilahi” bu kelimeler İslam dinini kabul ettikten sonra Türk
edebiyatında görülmeye başlanmıştır.Ses değişimlerin nedeni ise Türkiye
Türkçesinin ses özelliklerinden kaynaklanmaktadır.
islamiyetin kabulü ile Türk toplumunda görülen
kültürel değişimler
Türk İslam Toplumlarında, kültürel hayat, islam
kültür çevresinin etkisi altında gelişti. Türklerin bu çevreye girmeleri onların
her alanda ilerlemesine ve yükselmesine sebep oldu. Türk düşüncesi, bir yandan
tarihi gelişimini devam ettirirken diğer yandan İslam düşüncesi ve felsefesiyle
bütünleşti. Bu toplumların hayat tarzlarında islamın yüce ve ebedi ilkelerine,
esaslarına ve kurallarına uyum sağlayacak değişmeler meydana geldi. Hukuk
düzenleri "Şerri" esaslara ve "Törelere" göre yeniden kuruldu, düzenlendi. Arap
ve Fars dil ve kültürlerinin baskısına rağmen, Türk dili korundu.
Karamanoğullarının başlattıkları resmi dilin Türkçe olması hareketi, bazı
olumsuz dönemler dışında devam etti. İslamın koruyuculuğunu üstlenen Türkler,
Türk tasavvuf düşünce ve eylemleriyle müslümanlığın çağlar boyu gelişmesini ve
yönlendiriciliğini sağladılar. Anadolu Türk toplumu oluşturduğu kültür
çevresinde, manevi ve maddi kültür hayatını sürekli şekilde güçlendirdi. Kurduğu
imparatorluklar o çağların siyasette, sosyal düzen ve sosyal adalette, iktisadi
alanda, özellikle bilimde, eğitim ve öğretimde, hukuk hayatında, en medeni ve en
ileri devletleri oldular. Osmanlı imparatorluğu kuruluşundan başlayarak, tarihi
varlık alanından çekilişine kadar altı yüz yıl boyunca İslam Dünyasının, Türk
İslam kültür çevresinin tek temsilcisi oldu. Bir dünya devleti niteliğini
koruyarak, kültür hayatını inançlarda, adalette, dilde, musikide, sanat ve
estetikte, mimaride, folklorda, eğitim ve öğretimde, sosyal ilişkilerde,
diplomasi de özenle güçlendirdi. İnsanlık tarihine sayısız örnekler verdi.
Kültür varlığımızın zenginleşmesini sağladı.
islamiyetin kabulü ile dil
alanında gerçekleşen yenilikler
İlk Müslüman Türk devleti olan Karahanlılardan itibaren
Türkler "Arap" Alfabesini kullanmaya başladılar.1928'e kadar bu durum
sürdü.Alfabe değişse de konuşma dili Türkçe olarak kaldı.İslamiyet'in kabulüyle
Arapça ve Farsça'dan birçok sözcük ve kavram dilimize girmeye başladı.Özellikle
ibadetle ilgili kavramlar Farsça'dan geçmiştir.
ANLAMA-YORUMLAMA:
NİRVANA:Nirvana, kelime anlamı itibariyle sönmüşlük, dinginlik
manevi bilgiye ulaşma demektir..
Nirvana, Batı 'da genelde
anlaşıldığı gibi ölümden sonra değil, burada ve şu anda gerçekleştirilebilecek
bir ruhsal durumdur. istek ve tutkuların yok olması, Istırabın etkili olmayacağı
bir iç barışa, iç suskunluğa, aşkın bir Mutluluğa erişmektir. Nirvana 'ya erişme
isteği de dahil olmak üzere tüm istek ve tutkular bırakılmadan, olanla, gelenle
yetinmekten gelen iyimser bir yetingenlik kazanılmadan Nirvana
gerçekleştirilemez.
b)
Tüm
istek,tutku, arzu ve hırslardan kurtulup ıstırabın etkili olmayacağı bir iç
barışa, iç suskunluğa, sonsuz bir mutluluğa erişmektir.
1) Tek tanrılı bir dine inanmaya
başladılar.
2) Zihinsel yapımızda yer alan temel
inançlar hayatımıza yön veren, duygu, dünce, davranış ve fizyolojimizi
etkileyen en önemli mekanizmalardır.İnsan, biyo-kültürel ve sosyal bir
varlıktır.İnancın yanı sıra kültürel koşullar içinde sosyal ilişkiler, hem
toplumun, hem kültürün hem de bireyin yapısını etkiler. Bireyin tüm yaşamı
çevresine uyum sağlama çabası içinde geçer. Bu uyum çabası doğumdan başlayarak
ölüme kadar süren bir gelişim göstermektedir.
SAYFA
68:
DEĞERLENDİRME:
1) D, D,D
2) GÖKTÜRK,UYGUR,ARAP,
LATİN
3) B
4)D