Bu yazı ilk kez http://edebiyatfatihi.blogspot.com sitesinde yayınlanmıştır. Bu tarz bilgileri bu sitede bulabilirsiniz.
SAYFA
25:
2.ETKİNLİK:
Tanzimat döneminde Beyoğlu
eskiden beri gayr-ı Müslimlerin (Hristiyan ve Yahudiler)zorunlu ikamet yeri
olarak Batılı yaşamı sürdüren ve Batı’dan gelen yeniliklerin görüldüğü ilk yer
olma özelliğine sahiptir.19.yüzyılda Beyoğlu’nda Batı mimarisiyle yapılan
binalar bulunmakta eğlence ve Avrupai bir yaşamın ön planda olduğu dini
kaygılardan uzak bir hayat sürülmüştür.
İstanbul’un en eski yerleşim yeri
olan Surlar içindeki İstanbul ise Osmanlı geleneksel sosyal yaşam
yapısını koruyan Doğu-İslam kültürünün hakim olduğu merkez
konumundadır.
1. TANZİMAT DÖNEMİNDE GAZETECİLİĞE NİÇİN ÖNEM
VERİLMİŞTİR?
· Gazetenin Batılı
devletlerdeki işlevinin ve gücünün anlaşılması
· Gazetenin ticari
bakımdan kitaba göre daha avantajlı olması,pazarlanmasının kolay
olması
· Halkın anlayabileceği
bir dille yazılması
· Gazetenin basılan
kitaplarla ve oynan tiyatro oyunlarıyla ilgili haber
vermesi
· Roman ve tiyatro
eserlerinin tefrika edilmesini sağlaması ileriki yıllarda şiirlere ve edebiyat
konularına halkın kolayca ulaşmasını sağlaması
· Toplumsal konuların
edebi türlere girmesini sağlaması
2)
TANZİMAT DÖNEMİNDE YAYIMLANAN GAZETELER VE BU GAZETELERİN
ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
TANZİMAT DÖNEMİNDE ÇIKARILAN GAZETELER
I-TAKVİM-İ VEKÂYİ ( 1831)
Toplumlarda gazetenin
iki önemli görevi vardır. İktidarın bildirdiklerini halka iletmek ve halkı
siyasi güncel olaylar hakkında bilgilendirmek. 1826 yılında Yeniçeri Ocağını
kaldıran ve devlet yönetiminde reform hareketlerine girişen II. Mahmut'un bu
gelişmelere paralel olarak 1831 de Takvim-i Vekayinin Osmanlıca ilk resmi gazete
sıfatı ile çıkması tesadüf olamaz. 1830 yıllar II.Mahmut'un iktidarı
merkezleştirmeyi amaçladığı bir dönemdir. Padişah, reformlarının
gerçekleşmesinde siyasi basın gücünün farkındadır. Yurt içinde kamoyu
oluşturmayı hedeflediği kadar imparatorluktaki reform ve değişileri batı
dünyasına duyurma arzusu içinde Arapça, Ermenice,Farsça, Fransızca, ve Rumca
baskılarıda yayımlanmıştır. Ayrıca Mısır 'da Kavalalı Mehmet
Ali Paşa'nın teşebbüsü ile 1831 de Takvim-i Mısriyye yayımlanmıştır. Osmanlı
Devletine karşı etkin bir propaganda aracı olarak kullanılmıştır. Takvim-i
Vakayi haftalık olarak yayınlanan bir gazetedir. Resmi ilanların yanı sıra iç ve
dış gelişmelere ilişkin haberler yer almaktaydı. Resmi bir gazete olmasından
dolayı makale içerikleri devletin görüşleri doğrultusundaydı. 1860'tan sonra
sadece resmi duyurular ve kabul edilen yasa metinleri yayınlanır oldu.
II.Abdülhamit devrinin büyük bir kısmında yayınlanmasına karşın, 1878 yılından
1891 yılına kadar yayınlanmadı. 1892 de yeniden yayın hayatı durdu. 1908 de Jön
Türk İhtilali sırasında yenıden yayınlandı. Türkiye Cumhuriyeti döneminde onun
yerini Resmi Gazete almıştır.
II-CERİDE-İ HAVADİS(
1840)
Ceride-İ Havadis, Türk
basın tarihinin ilk özel türkçe gazetesi olarak kabul edilir ancak devletten
yardım alması yarı resmi bir yapı doğurmuştur. William Churchill adında bir
ingiliz tarafından 1840 yılında çıkarılmaya başlanmıştır. sadece haber içerikli
olan gazete ilk yayınlandığı günlerde hiç ilgi görmemiş, ilk üç sayı bedava
dağıtılmıştır. gazete haftalık olarak çıkarılmaya başlanmış ardından on günde
bir çıkarılması kararlaştırılmıştır. ardından William Churchill siyasi nüfuz
kullanarak devletten ayda 2500 kuruşluk yardım almayı başarmıştır. gazetede, dış
ülkelerden muhabirleri vasıtasıyla dış haberlere yer verilmiştir. bu özelliği
nedeniyle gazete seçkin zümre tarafından takip edilmiştir. gazeteye
iskenderiye’den haber gönderen bir muhabir türk basın tarihinin ilk muhabiri
sayılmaktadır. Gazetenin diğer bir özelliği ilanlara yer vermesidir. ilk ölüm
ilanları bu gazetede yer almıştır. 1854 Kırım savaşına, gazete savaş
muhabirlerini göndermiştir, gazete 1864 yılında 1212 sayıyı geride bırakarak
kapanmıştır.
III- TERCÜMAN-I
AHVAL(1860)
Tercüman-ı Ahvâl,
İstanbul'da 1860-1866 arasında yayımlanan ilk özel Türkçe gazetedir. Bu gazete
hem gazetecilik hem de edebiyat yönünden tam bir dönüm noktası olmuştur. Sosyal
ve siyasal olayların yoğunluk arzettiği halk tarafından merak ve heyecanla
izlenen olaylar bu gazetede yayınlanmıştır.Bir övgü gazetesi değil , düşünceve
tartışma gazetesi olmuş,fertlerin düşünce ve kanatlarını açığa vurulmasına katkı
sağlamış, imtiyazlı baş yazı geleneği ilk bu gazetede başlamış, tefrika ve
tartışmalar, haberi ön plana çıkaran araştırmalar, eğitim sisteminin
aksaklıkları ve siyasi elaştiri örnekleri yine ilk bu gazetede yer almıştır 22
Ekim 1860'ta Agah Efendi tarafından çıkarıldı. Önceleri pazar günleri çıkan
gazete 22 Nisan 1861'deki 25. sayısıyla birlikte haftada üç gün yayımlanmaya
başladı. Gazete zamanla Ceride-i Havadis gazetesiyle rekabet edebilmek için
yayınını beş güne çıkardı. Bahçekapı'da bir matbaada basılan gazete, matbaanın
altındaki bir tütüncü dükkanından satılıyordu.
Şinasi, Ahmed Vefik
Paşa, Ziya Paşa, Refik Bey'in sık sık bu gazetede yazıları yer aldı. Bu
yazılarda Osmanlı toplumunun geri kalma nedenleri ve ülkede olup bitenler
tartışılıyordu.Ayrıca edebi eserlerin de yayımlandığı gazetede, batılı anlamda
ilk Türkçe oyun olan Şinasi'nin Şair Evlenmesi de (1860) dizi olarak
yayınlamıştı.
Gazete, Ziya Paşa'nın
kaleme aldığı sanılan ve eğitim sistemine sert eleştirilerde bulunan bir yazı
yüzünden Mayıs 1861'de iki hafta süreyle kapatıldı. Bu olay Türk basınında yayın
durdurmanın ilk örneği oldu. 792 sayı yayımlanan Tercüman-ı Ahval 11 Mart
1866'da yayınına son verdi
NOT: Mukaddemesi ilk makale
özelliği taşır
IV- TASVİR-İ EFKÂR(
1862)
Tercüman-ı Ahvalin
açtığı yolda çok emek ve titizlikle yayın hayatına giren, daha ileri bir adam
atan (Tasvir-i Efkar) olmuştur. Şinasi’nin kalemiyle özgürlük düşüncesini
yayması bakımından bu gazetenin Türk basın tarihinde çok önemli bir yeri vardır.
O dönemin en özlü ve kültürlü yazıları onun kaleminden
çıkmıştır
İlk sayıdaki giriş
bölümünde gazetenin amacının haber ulaştırmak, halkın kendi yaraları düşünmeyi,
kendi sorunları üzerinde durmayı, öğretmek olduğu belirtilmiş bulunmaktadır.
padişahın tahta çıkış ve doğum günlerinde övgüler koymayı reddeden Şinasi
parlamenter sistemi savunmuş, bu konuyla ilgili olarak Avrupa Basınından
çeviriler yayınlanmıştır.
Şinasi’ye göre gazete
ilimin ve eğitimin gelişmesi sorunları ele alacak ve halkın anlayacağı dille
yayınlanacaktır. bu amaçla yayın ve eğitimle ilgili haberlere önem vermiş, hatta
bunlarla ilgili ilanları parasız basmıştır.Tasvir-i Efkar haftada iki gün
çıkıyordu. Gazete iç ve dış haberler için ayrı ayrı sütunlar ayırmış ve bunlar
‘’Havadis-i Dahiliye ve ‘’Havadis-i Hariciye’’ diye süslü başlıklarla
verilmiştir. Şinasi, kamuoyu, düşünce özgürlüğü gibi konularda uyarıcı
başyazılar yazıyordu.
.Gazeteyi üç yıla
yakın bir süre Şinasi çıkardı.O sıralarda bir arkadaşının tutuklanmasından
tedirgin olan Şinasi,1865 İlk baharında Paris’e kaçtı.Fazıl Mustafa Paşanın
kendisini bu yolda desteklemiş olduğu öne sürülür.
Şinasi’nin
ayrılışından sonra gazetenin başına Namık Kemalin geçtiğini görüyoruz.
Şinasi’nin etkisi altında kalan Namık Kemal daha 25 yaşında iken başyazı yazmaya
başladı. Yazılarında özgürlük konularına değiniyor ve aydın çevrelerde geniş
yankılar uyandırıyordu. 1867de çıkan ‘’Şark meşalesi ‘’ başlıklı bir yazı dizisi
üzerine Namık Kemal in gazeteciliği yasak değildi. Bunun üzerine Namık Kemal de
Avrupa ya kaçtı ve gazetenin yönetimi Recaizade Mahmut Ekrem'e kaldı. . Tasvir-i
Efkar 835 sayı yayınlanmıştır.Tasviri Efkarın eğitim ve edebiyat alanlarında
yepyeni bir yaklaşım oluşturduğu da kabul edilir. Halk dilini ön plana
çıkarması, sade anlatım ve keskin fikirli stili, gazetesine izin için yaptığı
başvurusundaki olabildiğince Türkçe anlatım ilgisine sadık kaldığını gösterir.
Okuyucu mektuplarına ve fikirlerine sütunlarını açmıştır. Arap harfleriyle
dizgiyi kolaylaştırmak için dizgi kasasındaki harf sayısını 112 ye
indirmiştir.
V-AYİNE-İ VATAN
(1866)
Ayine-i
Vatan,Eğribozlu Mehmed Arif Bey’in gazetesi 1866’da çıkmıştır.İlk resimli
gazetedir. Kapatıldıktan sonra İstanbul adıyla yeniden
çıkmıştır.
VI- MUHBİR GAZETESİ
(1866)
Kurucusu Ali
Suavi’dir..Hükümeti sert bir dille eleştirdiğindinden gazete kapanmıştır. Yurt
dışında çıkan bu muhalif basının ekseriyeti Türkçe olmakla birlikte; Fransızca,
Arapça, Almanca, İngilizce ve hatta İbranice olarak yayın yapıyordu. Bu
gazetelerin en eskisi, Ali Süavi’nin Avrupa’ya kaçmasından sonra Londra’da
yayınlamaya başladığı Muhbir’dir. Fransızca ve İngilizce ekler de veren Muhbir,
Mustafa Fazıl Paşanın maddi desteğiyle 1867-1868 yıllarında 50 sayı kadar
yayınlandı. Muhbir’den sonra Yeni Osmanlıların yayın organı olan Hürriyet, Ziya
Paşa ve Namık Kemal tarafından 1868-1869 yıllarında Londra’da seksen dokuz sayı
çıkarıldı. Ali Süavi’nin, Sadrazam Ali Paşa hakkındaki bir yazısı üzerine,
İngiltere adliyesi tarafından takibata uğrayınca, 1870 yılında Cenevre’de Ziya
Paşa tarafından on bir sayı olarak çıkarıldı. Altmış üçüncü sayıdan itibaren
Namık Kemal gazeteden ayrıldı ve 1869’da yurda döndü. Ziya Paşa ise 1871’de
döndü. Ali Süavi, Mustafa Fazıl Paşanın verdiği para ile Paris’te Ulum adlı bir
gazete çıkarmaya başladı. İnkılap fikirlerini yayan ilk
gazetedir
VII-TERAKKİ GAZETESİ
(1868)
Terakki, 1868’de Ali
Raşid ve Filip Efendi’lerin çıkarttığı gazetenin bir hususiyeti haftada bir
kadınlara mahsus bir gazete çıkarmasıdır. Yine haftalık mizah nüshası da
vardır.
VIII-MÜMEYYİZ GAZETESİ
(1869)
Mümeyyiz,1869’da çıkan
gazetenin sahibi Sıtkı Efendi’dir. En büyük meziyeti çocuklar ait bir nüshasının
olmasıdır.hafta içi 5 gün yayımlanan bir gazete idi. İlk sayısı Çarşamba’ya denk
düşmesine rağmen geri kalan baskıları gazetenin Cuma günkü baskılarının yanında
ve aynı ismi, Mümeyyiz ismini taşıyan, yanında ise “çocuklar için gazetedir”
yazısı bulunan bir ilave olarak Mümeyyiz, dönemin Süpyan Mektepleri’nde
(ilkokul) verilen eğitime ek olarak çocuklara, daha çağdaş daha Batılı eğitimle
destek vermeyi ve bu yolla uzun vadede de olsa Türk toplumunun daha eğitimli ve
daha çağdaş bir konuma gelmesi hatta Batılı ülkelere karşı yitirdiği eski
itibarını ve gücünü yakalaması için çözüm üretmeyi
hedeflemişti.
IX-İBRET GAZETESİ
(1870)
1870 yılında yayın
hayatı başlayan gazetenin adı iki yıllık çalkantılı bir dönem geçirdikten sonra
Ahmet Mithat Efendi tarafından “kiralanır” ve 1872’den başlayarak Namık Kemal,
Ebüzziya Tevfik gibi ünlü adların bulunduğu kadrosuyla çıkmaya başlar. Başyazarı
Namık Kemal’dir. Özellikle Namık Kemal’in yazıları nedeniyle ilgi gören gazete,
yine Namık kemal yüzünden 1873’de kapatılır. Sebebi de yazarın “Vatan Yahut
Silistire” adlı oyunudur. Oyunu beğenen ve tezahüratlarla İbret gazetesi önünde
toplanan halkın heyecanı Osmanyı Sarayını ayağa kaldırınca gazete 1873 yılı
Nisan ayında kapatılır. Ebüzziye Tevfik ile Ahmet Mithat Efendi Rodos adasına
gönderilir. Gazete ancak 132 sayı yayınlanabilmiştir. Namık Kemal bu gazetede,
özgürlükçü fikirleri savunmuş, basının işlevlerini ve önemini
vurgulamıştır.
X-MUSAVVER GAZETESİ
(1872)
Musavver,1872’de
çıktı. En önemli özelliği tercümelere yer vermesi ve Fotoğraflı olarak
yayımlanan ilk gazete olmasıdır.
XI-TERCÜMAN-I HAKİKAT(
1878)
II. Abdülhamid
döneminde yayımlanan en önemli gazete,1878’de çıkmaya başlayan Tercüman-ı
Hakikat Gazetesi, Ahmed Mithad Efendinin başarılı kalemi ile ve hükumeti tenkid
etmeyen büyüklere şantaj, sansasyon özelliğinde olmayan ciddi haberciliğiyle bu
devrin en uzun ömürlü ve itibarlı gazetesi oldu. Daha sonraki senelerde Ahmet
Midhat Efendinin damadı Muallim Naci’nin idare ettiği bir edebi ilave verdi. Bu
son derece ciddi ve terbiyevi bir edebiyat mecmuasıydı. Çocuklar için haftalık
ilaveler verdi. Bu gazetede telif romanlar tefrika edildiği gibi, batı
klasikleri de veriliyordu. Midhat Efendi bu arada 150’den fazla roman ve ilmi
kitap yayınladı. Kitaplar, çekici ve akılcı bir üsluba sahib olduğundan, okutucu
ve öğreticiydi. On dört ciltlik Avrupa Tarihi, üç ciltlik Dünya Tarihi serileri,
o devirde halk tarafından merakla okundu.
Ayrıca, Tercüman-ı
Hakikat gazetesi tarafından açılan yardım kampanyası Osmanlı hükûmetinin yaptığı
yardımların paralelinde olarak, İstanbul’da yayımlanan ve Ertuğrul’un battığını
ilk kez Bahriye bakanı da dahil kamuoyuna duyuran Tercüman-ı Hakikat gazetesi
tarafından da şehit ailelerine ve yetimlerine yardım toplanmaya başlanmıştı. Bu
gazete gericiliğe ve tutuculuğa savaş açmıştır. Daha sonraları Ağaoğlu
Ahmet’inde sert yazılar yazdığı gazete , devamlı suretle ittihatçılarla yapılan
tartışmaların yayın aracı olmuştur. Balkan Harbi’nden sonra Ahmet Mithat’ın
ölümü üzerine gazete Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar yayınlarını sürdütmüş
daha sonra kapanmıştır.
XII-MİZAN GAZETESİ
(1886)
Mizan Gazetesi : 21
Ağustos 1886’da haftalık mizan gazetesi çıkarılmıştır. bu gazeteyi Mizancı Murat
adıyla anılan Murat bey çıkarmıştır. Gazetede iç ve dış politika konularına ,
ekonomi eğitim , maliye ile ilgili çeşili problemlerin çözümüne yer
verilmiştir.Mizan Gazetesi 1897’de kapatılmıştır.
Not: tasvir-i Efkar, Tercüman-ı
Hakikat, Mizan gazeteleri halkın okuma alışkanlığının artmasında etkili
olmuşlardır.
XIII-İKDAM
GAZETESİ (1894)
Ahmet Cevdet
tarafından İstanbul’da çıkarılan günlük gazete. Yazarları Bâbanzade İsmail
Hakkı, Abdullah Zühtü, Ahmet Rasim idi. 24 Temmuz günü Hüseyin Cahit’te onlara
katılmıştır. Abdülhamid döneminde birkaç defa kapatılmıştır. Ahmed Cevdet (Oran)
kurduğu bu gazeteyi “siyasi Türk Gazetesi” olarak
nitelemiştir
Sonuç olarak
baktığımızda, Tanzimat ile birlikte Batı ya ait pek çok edebi tür edebiyatımıza
başarıyla uyarlanmıştır. Günümüzdeki yayınlanan pek çok yayın çeşidinin
temelleri bu dönemde atılmıştır. Yukarıda belirtilen gazetenin dışında pek çok
gazete bu dönemde yayınlanmış halkı bilgilendirme görevini başarıyla yapmıştır.
Bu dönemde dikkat çeken bir başka önemli konu 1860 ta Türk basınının devlet ve
hükümete karşı tavır alması,diğer dillerde yayınlanan gazetelerinde devletin
birlik ve bütünlüğünü bozucu yayınlar yapması üzerine devlet bazı tedbirler
almıştır.1864 te Matbuat Nizamnamesi düzenlenmiştir. Nizamname ile daha önce
kurulmuş olan Babıali Tercüme odası, Matbuat müdürlüğü gibi kurumlara yeni
görevler veriliyordu. Bunlar; siyasi nitelikteki yayınlara ruhsat vermek,
yayınların içeriğini kontrol etmek, gazetelere verilecek resmi ilanları
düzenlemek, Avrupa'da ülke aleyhi yayınlar yapan mecmuaların ülke içine
girmesine engel olmak,aykırı davrananlara para ve hapis cezası uygulamak.
Böylece devlet başta padişah ve diğer mensuplarını koruma altına almış oluyordu.
Bu durum 1909 a kadar devam etmiştir.
4.ETKİNLİK:
Bu
türler aracılığıyla Tanzimat Döneminde halk bilinçlendirilmeye ve eğitilmeye
çalışılmıştır.
TANZİMAT SANATÇILARI NASIL YETİŞMİŞLERDİR?
TANZİMAT SANATÇILARI NASIL YETİŞMİŞLERDİR?
- · Tanzimat dönemi sanatçıları, genel olarak toplumun zengin kesiminden çıkmış, iyi yetişmiş kişilerdir. Halk kökenli değillerdir; ama halkı bilinçlendirip uyandırmaya çalışmışlardır."Toplum için sanat" düşüncesini benimsemişlerdir.
Bu sanatçıların
yetişmeleri tümüyle eski kültürle olmuştur.
Tanzimatçıların
idealleri ile uygulamaları, inançları ile yaşantıları arasında büyük
farklılıklar vardır. Bu yüzden Tanzimat döneminde hep bir "ikilik" söz
konusudur.
Dilde sadeleşme
düşüncesini savunmuşlardır; ancak bu düşünce
uygulanamamıştır.
Divan şiirini
şiddetle eleştirmişler, ancak özellikle biçim yönünden Divan şiiri örneği
sayılacak şiirler yazmışlardır (Gazel, kaside, terkib-i bent). Hece ölçüsünü ve
Halk ede¬biyatını savunmuşlar, ama bu düşüncelerini de -birkaç örnek dışında-
uygulamaya geçirememişlerdir.
Tanzimat
şiirinde söyleyiş değil, fikirler önem kazanmıştır. Yukarıda da belirtildiği
gibi şiirlerde yeni konulara yer vermişlerdir.
Bu dönem
sanatçıları aynı zamanda birer devlet adamıdır, idarecidir, siyasetçidir.
Özellikle şiirleriyle toplumu etkilemeye ve yönlendirmeye çalışmışlardır.
Toplumsal sorunlara çözüm arayışına yönelmişlerdir.
SAYFA
26:
3.sorunun
cevabı
- · Gazetenin Batılı devletlerdeki işlevinin ve gücünün anlaşılması
- Gazetenin ticari bakımdan kitaba göre daha avantajlı olması,pazarlanmasının kolay olması
- Halkın anlayabileceği bir dille yazılması
- Gazetenin basılan kitaplarla ve oynan tiyatro oyunlarıyla ilgili haber vermesi
- Roman ve tiyatro eserlerinin tefrika edilmesini sağlaması ileriki yıllarda şiirlere ve edebiyat konularına halkın kolayca ulaşmasını sağlaması
- Toplumsal konuların edebi türlere girmesini sağlaması
Günümüzde ki
gazeteler de toplumu bilgilendirmeye ve yönlendirmeye
çalışmaktadırlar...
4) Tanzimat fermanı ile Tanzimat edebiyatı aynı zamanda
olmamamıştır. 1839 yılında Tanzimat fermanının halka ilan edilmesiyle Osmanlı
devleti aydınlarının yönü doğudan batı uygarlığına çevrilmiştir. Böylece Türk
aydını batıyı tanıma fırsatı bulmuştur. Tanzimat edebiyatının oluşması için
gereken hazırlık dönemi başlamıştır.
5) Tanzimat
sonrası yazılan eserlerde dönemin siyasi baskıları nedeniyle sanatçılar daha çok
bireysel temalara yönelmişlerdir.Aşk, tabiat,hüzün,ölüm,karamsarlık vb. Bireysel
temaları işlemişlerdir.Bu durum Milli Edebiyat dönemine kadar
sürmüştür.
ANLAMA-YORUMLAMA...
1) Bir edebi dönemin başlangıcı siyasi bir olaya
ve zamana bağlanamaz .... Tanzimat’ın ilan edilmesi siyasi bir olaydır ; ama
Tanzimat edebiyatının oluşması için gerekli şeylerin (Tanzimat ın
anlaşılması hayata mâl olması ve böylecede
edebiyata girmesi) ise zamana ihtiyacı vardır... Çünkü hiçbir siyasi olay halk
tarafından anında anlaşılıp hayata giremez ..Muhakkak biR süreç
geçirmek ve anlaşılmak zorundadır..anlaşılsın ki edebiyata konu olabilsin
.Tanzimatta da böyle olmuştur ve ilan edildikten bir süre sonra anlaşılmış
idrak edilmiş ve edebiyata girmiştir.
2)
Fayda ön plandadır.
3) Tanzimat edebiyatı zihniyeti
yüzünü her anlamda Batıya dönmüş,Batı’daki gelişme ve değişimleri yakın takibe
almış bir karakter gösterir.Başka bir ifadeyle devletin kötü gidişatına çare
bulmak için yeni tedbirler alıp kanunlar çıkararak her alanda Batı’ya yönelmek
ve çağın gereklerine uygun olarak yenileşmektir.Bu dönem sanatçıları
toplum için sanat anlayışını benimsemişlerdir.
5.Okuduğumuz
metin de bilgi vermek, eğitmek öğretmek amacıyla
yazılmıştır.
SAYFA
27:
DEĞERLENDİRME:
1)
Y,D,D
<2) Tanzimat edebiyatı 1860
tarihinde Şinasi ve Agah Efendinin birlikte çıkardıkları Tercüman-ı Ahval
gazetesiyle başlamıştır.
Batı
Takvim-i vekayi, Ceride-i
Havadis, özel
Makale,roman,öykü,tiyatro,eleştiri,fıkra...
3)
Takvim-i Vekayi > 1831
Tercüman-ı AHVAL > 1860
Ceride-i Havadis > 1841
Tasvir-i Efkar > 1862
4)
C
5)Tanzimat Fermanı ilan
edilmiştir.Birçok alanda birçok yenilik yapılmıştır.Daha ayrıntılı bilgi için