Bu yazının tamamı http://edebiyatfatihi.blogspot.com/ sitesinden alınmıştır. Kaynak siteyi mutlaka ziyaret edin.
3.ÜNİTE
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI
(1896-1901)
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATININ
OLUŞUMU
- SERVET-İ FÜNUN VE EDEBİYATI CEDİDENİN NE ANLAMA GELDİĞİ SERVET-İ FÜNUN DERGİSİNİN NE ZAMAN VE KİM TARAFINDAN ÇIKARILDIĞI
HAZIRLIK:
- TÜRK EDEBİYATINDA GAZETECİLİĞİN ARDINDAN GELİŞEN DERGİCİLİKTIKLAYINIZ)
- Tanzimat’tan beri edebiyatta büyük bir değişim yaşanıyordu. Tanzimat öncesinde, islâmiyet’in etkisinde gelişen “Divan edebiyatı” egemendi. Tanzimat’tan sonra edebiyat yön değiştirmiş ve Batının etkisine girmeye başlamıştı. Bu büyük yön değişimi, sanatçılar arasında tartışmalara yol açmıştı. Divan edebiyatına “eski”, Batı tarzındaki edebiyata “yeni” deniyordu. Bu iki edebiyat taraftarları arasında yapılan tartışmalar ise “eski -yeni tartışması” olarak anıldı.Recaizâde Mahmut - Muallim Naci” TartışmasıServeti-i Fünûn Edebiyatının doğmasında Muallim Naci ile Recaizâde Mahmut Ekrem arasındaki “eski-yeni” tartışması çok önemli bir rol oynamıştır.Muallim Naci, eski edebiyata karşı daha “ılımlı” duruyordu. Yeni edebiyata geçişin yavaş ve doğal bir süreçte olması gerektiğini savunuyordu. O, “eski-yeni sentezi”nin gerçekleştirilmesi amacıyla, eski edebiyatın üstün yönlerine de sadık kalınması gerektiğine inanıyordu. Yerli ve millî niteliklerle donanmış bir yeni edebiyat düşüncesini dillendiriyordu. Türk edebiyatının kökten değil, kısmî bir şekilde modernleştirilmesine taraftardı. Ortada durup, iki tarafın da güzelliklerinden yararlanılması gerektiğini düşünüyordu. Ancak “yeni”ye daha hoşgörülü davranan sanatçıları eleştirmekten de geri kalmıyordu. Recâîzâde Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit’in edebiyatta “biçimi” ve “sağlam üslubu” pek umursamayan yaklaşımlarını eleştiriyordu. Bu nedenle, rakipleri tarafından “eski edebiyatın temsilcisi” olarak algılandı.Bazı genç sanatçılar da eski edebiyatın savunucusu zannettikleri Muallim Naci’ye karşı, yeni edebiyatın kesin ve sert bir savunucusu olarak görülen Recaizâde’nin tarafını tutuyordu. Bunda Recâîzâde’nin, kendisini yeni edebiyatın üstadı görmesinin de büyük etkisi vardı. Recaizâde Mahmut Ekrem, Naci’nin şiirlerini, sadece estetiği öne çıkardığı gerekçesiyle ağır şekilde eleştiriyordu.Bu tartışmada, her ikisinin de etrafında geniş birer halka oluşmuştu. “Muallim”, eski edebiyata dair köklü bilgisiyle; “üstad” olarak görülen Recaizâde ise sanatın ne olduğu konusundaki dikkate değer fikirleriyle çevrelerindekileri etkileri altında tutuyorlardı.Bu dönemde “eski” edebiyatın kesin savunucusu ise Eihac (Hacı) İbrahim Efendi ve onun etrafındaki sanatçılardı. Şeyh Vasfî, Halil Edîp, Faik Esat (Andelîb), Müstecâbilizâde İsmet, Mehmet Celâl, Ahmet Rasim, Sâmih Rıfat gibi sanatçılar “Hazine-i Fünûn”, “Resimli Gazete”, “Musavver Malûmat”, “Musavver Fen ve Edeb”, “irtika” gibi dergi ve gazetelerde Servet-i Fünûn’a karşı sert eleştiriler yönelttiler.Edebiyatta eskiyi savunanlarla ılımlılar, geleneksel yaşam tarzını sürdürdürmüşlerdir. Yeniyi savunanlar ise Batılı yaşam biçimine uymaya çalışmışlardır.Yeniyi savunanlar, Recaizâde Mahmut Ekrem’in teşvikleriyle Servet-i Fünûn dergisi etrafında birleştiler. Fransızca başta olmak üzere çocukluk yıllarında Batı dillerini öğrendiler. Batı edebiyatı zevkiyie yetiştiler. İstanbul’da Batılı bir yaşam biçimi sürdürmeye eğilimli oldular. Edebî yazı ve etkinliklerini Tevfik Fikret’in başkanlığı altında gerçekleştirdiler. Böylece Recâîzâde ile Naci arasındaki çekişme, Servet-i Fünûn edebiyatının doğmasını sağladı.
SAYFA 84:
1.ETKİNLİK:
Tanzimat dönemi edebiyatı Batı etkisinde yenilikler getirdiği için "Edebiyat-ı Cedide" olarak adlandırılmış , daha sonra Servet-i Fünuncular için önceleri bir alay olarak kullanılmış , daha sonra isim olarak yerleşmiştir.Yeniliğin üstüne yenilik yapmaya çalıştıkları için Servet-i Fünunculara Edebiyat-ı Cedideciler de denmiştir.
2.ETKİNLİK:
- SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİNDEKİ eğilimleri şu şekilde açıklayabiliriz:a. Yeniyi Savunanlar: Tanzimat sonrası Türk edebiyatında Recaizade Mahmut Ekrem ve onun etrafında bir araya gelenler, yani Servet-i Fünun sanatçıları yeniyi savunanları temsil etmektedirler.b. Orta Yolu Savunanlar (Ilımlılar): Ilımlıların başında Muallim Naci yer almıştır. Muallim Naci, divan şiirine (eski edebiyata) karşı “ılımlı” yaklaşmıştır; Batı edebiyatının etkisiyle gelişen yeni edebiyata geçişin yavaş ve doğal bir süreçte gerçekleşmesi gerektiğine inanmıştır. Muallim Naci, eski edebiyatın tamamen atılmasına karşı çıkarak iyi yönlerinin korunması gerektiğini ileri sürmüş ve yeni edebiyatla bir sentez oluşturma yolu aramıştır.Eskiyi tamamen reddetmeyen, Batı’yı da olduğu gibi taklide kalkmayan bu gruba “orta görüşte olanlar (ılımlılar)” denmiştir. Muallim Naci, Ahmet Mithat Efendi, Ahmet Rasim gibi sanatçılar bu gruba dâhil edilir.c. Eskiyi (Divan Edebiyatı Geleneğini) Savunanlar: Hacı İbrahim Efendi ve grubu, eski edebiyatın kesin savunuculuğunu yapmışlardır.Eski edebiyatı savunanlarla ılımlılar, geleneksel yaşama biçimini sürdürmüşler; yeniyi savunanlar ise Batılı yaşama biçimini benimsemişlerdir.SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİNDE YENİYİ SAVUNAN SANATÇILARIN GENEL ÖZELLİKLERİ
- Yeniyi savunanlar ; yani Servet-i Fünun sanatçıları Recâizade Ekrem'in yönlendirmesiyle "Servet-i Fünun" dergisi etrafında toplanmışlardır.
- Yaşları ortalama 25 olan bu genç sanatçılar başta Fransızca olmak üzere çocuk yaşlarda Batı dillerini öğrenmiş ve Batılı eserlerini orijinallerinden okumuşlardır.
- Hemen hepsi Tanzimat döneminde açılan yabancı okullarda öğrenim görmüş, Batı kültürüyle yetişmişlerdir.
- II.Abdulhamit'in baskıcı yönetimi bu sanatçıların içlerine kapanmalarına ve sadece kendi ıstıraplarını karamsar bunalımlı bir şekilde dile getirmelerine neden olmuştur.
- Bu koşullardan dolayı sanatta estetik ve zevki ön planda tutmuş, toplumsal sorunlardan uzak durmuşlardır.
- Servet-i Fünun sanatçıları 2.Abdulhamit'in uyguladığı baskıcı yönetiminden çok etkilenerek 2.Abdulhamit'ten nefret ederler.
- Bu bunalımlardan kurtulmak gerçeklerden kaçıp kendi hayal dünyalarına sığınmak istemişlerdir.
- Tanzimat sanatçıları sosyal konumları bakımından yüksek tabakadan çıkmış ve yüksek memur kesimiyle yakından ilişkili içinde bulunmuşlardır.Servet-i Fünun nesli ise orta tabakadan oluşmuş ve Tanzimat sanatçılarının yaşadıkları çevreye yabancı kalmışlardır.
- RECAİZADE İLE MUALLİM NACİ ARASINDAKİ ÇATIŞMASININ NEDENLERİ
- Tanzimat’tan beri edebiyatta büyük bir değişim yaşanıyordu. Tanzimat öncesinde, islâmiyet’in etkisinde gelişen “Divan edebiyatı” egemendi. Tanzimat’tan sonra edebiyat yön değiştirmiş ve Batının etkisine girmeye başlamıştı. Bu büyük yön değişimi, sanatçılar arasında tartışmalara yol açmıştı. Divan edebiyatına “eski”, Batı tarzındaki edebiyata “yeni” deniyordu. Bu iki edebiyat taraftarları arasında yapılan tartışmalar ise “eski -yeni tartışması” olarak anıldı.Recaizâde Mahmut - Muallim Naci” TartışmasıServeti-i Fünûn Edebiyatının doğmasında Muallim Naci ile Recaizâde Mahmut Ekrem arasındaki “eski-yeni” tartışması çok önemli bir rol oynamıştır.Muallim Naci, eski edebiyata karşı daha “ılımlı” duruyordu. Yeni edebiyata geçişin yavaş ve doğal bir süreçte olması gerektiğini savunuyordu. O, “eski-yeni sentezi”nin gerçekleştirilmesi amacıyla, eski edebiyatın üstün yönlerine de sadık kalınması gerektiğine inanıyordu. Yerli ve millî niteliklerle donanmış bir yeni edebiyat düşüncesini dillendiriyordu. Türk edebiyatının kökten değil, kısmî bir şekilde modernleştirilmesine taraftardı. Ortada durup, iki tarafın da güzelliklerinden yararlanılması gerektiğini düşünüyordu. Ancak “yeni”ye daha hoşgörülü davranan sanatçıları eleştirmekten de geri kalmıyordu. Recâîzâde Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit’in edebiyatta “biçimi” ve “sağlam üslubu” pek umursamayan yaklaşımlarını eleştiriyordu. Bu nedenle, rakipleri tarafından “eski edebiyatın temsilcisi” olarak algılandı.Bazı genç sanatçılar da eski edebiyatın savunucusu zannettikleri Muallim Naci’ye karşı, yeni edebiyatın kesin ve sert bir savunucusu olarak görülen Recaizâde’nin tarafını tutuyordu. Bunda Recâîzâde’nin, kendisini yeni edebiyatın üstadı görmesinin de büyük etkisi vardı. Recaizâde Mahmut Ekrem, Naci’nin şiirlerini, sadece estetiği öne çıkardığı gerekçesiyle ağır şekilde eleştiriyordu.Bu tartışmada, her ikisinin de etrafında geniş birer halka oluşmuştu. “Muallim”, eski edebiyata dair köklü bilgisiyle; “üstad” olarak görülen Recaizâde ise sanatın ne olduğu konusundaki dikkate değer fikirleriyle çevrelerindekileri etkileri altında tutuyorlardı.Bu dönemde “eski” edebiyatın kesin savunucusu ise Eihac (Hacı) İbrahim Efendi ve onun etrafındaki sanatçılardı. Şeyh Vasfî, Halil Edîp, Faik Esat (Andelîb), Müstecâbilizâde İsmet, Mehmet Celâl, Ahmet Rasim, Sâmih Rıfat gibi sanatçılar “Hazine-i Fünûn”, “Resimli Gazete”, “Musavver Malûmat”, “Musavver Fen ve Edeb”, “irtika” gibi dergi ve gazetelerde Servet-i Fünûn’a karşı sert eleştiriler yönelttiler.Edebiyatta eskiyi savunanlarla ılımlılar, geleneksel yaşam tarzını sürdürdürmüşlerdir. Yeniyi savunanlar ise Batılı yaşam biçimine uymaya çalışmışlardır.Yeniyi savunanlar, Recaizâde Mahmut Ekrem’in teşvikleriyle Servet-i Fünûn dergisi etrafında birleştiler. Fransızca başta olmak üzere çocukluk yıllarında Batı dillerini öğrendiler. Batı edebiyatı zevkiyie yetiştiler. İstanbul’da Batılı bir yaşam biçimi sürdürmeye eğilimli oldular. Edebî yazı ve etkinliklerini Tevfik Fikret’in başkanlığı altında gerçekleştirdiler. Böylece Recâîzâde ile Naci arasındaki çekişme, Servet-i Fünûn edebiyatının doğmasını sağladı.
1) SERVET-İ
FÜNUN DÖNEMİNDE YENİYİ SAVUNAN SANATÇILARIN GENEL ÖZELLİKLERİ
- Yeniyi savunanlar ; yani Servet-i Fünun sanatçıları Recâizade Ekrem'in yönlendirmesiyle "Servet-i Fünun" dergisi etrafında toplanmışlardır.
- Yaşları ortalama 25 olan bu genç sanatçılar başta Fransızca olmak üzere çocuk yaşlarda Batı dillerini öğrenmiş ve Batılı eserlerini orijinallerinden okumuşlardır.
- Hemen hepsi Tanzimat döneminde açılan yabancı okullarda öğrenim görmüş, Batı kültürüyle yetişmişlerdir.
- II.Abdulhamit'in baskıcı yönetimi bu sanatçıların içlerine kapanmalarına ve sadece kendi ıstıraplarını karamsar bunalımlı bir şekilde dile getirmelerine neden olmuştur.
- Bu koşullardan dolayı sanatta estetik ve zevki ön planda tutmuş, toplumsal sorunlardan uzak durmuşlardır.
- Servet-i Fünun sanatçıları 2.Abdulhamit'in uyguladığı baskıcı yönetiminden çok etkilenerek 2.Abdulhamit'ten nefret ederler.
- Bu bunalımlardan kurtulmak gerçeklerden kaçıp kendi hayal dünyalarına sığınmak istemişlerdir.
- Tanzimat sanatçıları sosyal konumları bakımından yüksek tabakadan çıkmış ve yüksek memur kesimiyle yakından ilişkili içinde bulunmuşlardır.Servet-i Fünun nesli ise orta tabakadan oluşmuş ve Tanzimat sanatçılarının yaşadıkları çevreye yabancı kalmışlardır.
3.ETKİNLİK:
SERVET-İ FÜNUN SANATÇILARININ ZEVK VE ANLAYIŞ
ÖZELLİKLERİ
- Servet-i Fünûncular, yaş ortalaması 25 civarında olan genç sanatçılardan oluşuyordu. Servet-i Fünûn dergisinde yazan bu genç sanatçılar, Fransızca biliyor, Fransızca eserleri asıl nüshalarından okuyorlardı.
- Servet-i Fünûncular, Fransız edebiyatının anlatım ve biçim özelliklerinden etkilenmişlerdir. Doğu kültüründen ve edebiyatından uzak kalmışlar, Doğulu yaşam biçimini reddetmişlerdir
- Servet-i Fünûncular, II. Abdülhamit'in başında bulunduğu "isdibdat döneminin" bunalımlı havasını solumuşlardır. II. Abdül-hamit'ten ve onun yönetiminden nefret etmişlerdir. Baskıcı olarak nitelendirilen yönetim biçiminden çok etkilenmişlerdir. Bu yönetim biçiminin, devleti koruma adına özgürlükleri kısıtlama anlayışı, genç sanatçıların ruhunda önemli yaralar açmıştır. Onları bunalıma sürüklemiştir. İstanbul onları sıkmış, bunaltmıştır. Bu bunalımlardan kurtulmak için İngilizlerin sömürgesi olan Yeni Zelanda'ya göçmen olarak gitmek, oraya yerleşmek hayalleriyle avunmuşlardır. Bunun gerçekleşmeyeceğini anlayınca da arkadaşları olan Hüseyin Kâzım'ın, Manisa'nın Sarıçam köyündeki çiftliğine bir köşk yaparak orada yaşamak istemişlerdir.
- Servet-i Fünûn sanatçılarının çoğu, ruhen birbirlerine yakın, içe kapanık, gelecek konusunda karamsar, ağırlaşan siyasi şartlar karşısında bıkkın, doğrudan bir mücadeleyi göze alamayacak kadar çekingen insanlardı.
- Bu dönemde her türlü yayın büyük bir kontrol, basın sıkı bir sansür altında idi. Baskı ve yasaklar onları yıldırıyordu. Bu bakımdan, Servet-i Fünûn sanatçıları siyasetten uzak durdular.
- Servet-i Fünûncuların büyük bir kısmı orta tabakadan gelmişlerdir. Batı medeniyetini ve bu medeniyetin sanat ve edebiyat anlayışını öğrenme olanağı bulmuşlardır. Düzenli eğitim görmeleri, okudukları Batı tarzı okullarda, Avrupalı edebiyatçıları yakından tanımaları, onlarda ortak bir sanat zevkinin doğmasına zemin hazırlamıştır. Fakat aynı sanat zevkine sahip olmalarına rağmen bu zevki yansıtma biçimleri farklıdır.
SAYFA 85:
Servet-i Fünun
sanatçılarının sosyal problemler üzerinde durmamalarının nedeni 2.Abdülhamid
dönemin baskıcı siyaset anlayışıdır.
ANLAMA-YORUMLAMA
1) Servet-i Fünunda
"fayda" yerine edebi zevk ve estetik anlayışı hakimdir.Sanatı toplum için değil
sanat için yapmışlardır.
2) Servet-i Fünûncuların büyük bir
kısmı orta tabakadan gelmişlerdir. Batı medeniyetini ve bu medeniyetin sanat ve
edebiyat anlayışını öğrenme olanağı bulmuşlardır. Düzenli eğitim görmeleri,
okudukları Batı tarzı okullarda, Avrupalı edebiyatçıları yakından tanımaları,
onlarda ortak bir sanat zevkinin doğmasına zemin hazırlamıştır. Fakat aynı
sanat zevkine sahip olmalarına rağmen bu zevki yansıtma biçimleri
farklıdır.
3.....
UYGULAMA:Tanzimat ve Servet-i Fünun
edebiyatlarının farklı olmasına neden olan sosyal ve siyasi
nedenler...
TANZİMAT
VE SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATLARINI HAZIRLAYAN SEBEPLER
| |
TANZİMAT
EDEBİYATI
|
SERVET-İ
FÜNUN EDEBİYATI
|
17.yüzyıldan itibaren
Osmanlı Devleti askeri, siyasi, ekonomik , eğitim vb. Batı karşısında zayıf
düşmüştür.Özellikle askeri alandaki başarısızlıklar Osmanlı Devletini ekonomik
olarak da çok güç durumda bırakmıştır.Bu koşullar, Osmanlının Batı dünyasına
uyum sağlayabilmesi için her alanda yenileşme hamlesi başlatılmasını zorunlu
kılmıştır.Askeri alanda başlayan yenileşme hareketleri zamanla farklı alanlarda
da kendini göstermeye başlamıştır.
Tanzimat edebiyatını
hazırlayan sebeplerin başında Osmanlı Devletinin modern dünyaya uymak adına
yaptığı ıslahatlar gelmektedir.Fransa’ya eğitim için öğrenci göndermeye
başlamıştır.Batı kültürünü öğrenen bu aydınların önderliğinde önce Tanzimat
Fermanı ilan edilmiş ve ardından Batıya giden bu ilk öğrencilerden biri
olan Şinasi tarafından Tanzimat edebiyatı
başlatılmıştır.
|
Servet-i Fünun
edebiyatını hazırlayan nedenlerin başında Tanzimat edebiyatıyla başlayan
“eski-yeni” tartışmalarında R.Mahmut Ekrem’in yeniyi savunanları bir araya
getirme düşüncesi yatmaktadır.Batılı kültür ve yaşayışı benimseyen sanatçılar
Recaizadenin bu yönlendirmesine bağlı olarak Servet-i Fünun dergisi etrafında
bir araya gelmişlerdir.
Tanzimat dönemi
sanatçılarının edebi bir grup oluşturmaları ve bu şekilde adlandırılmaları
kendilerine değil, edebiyat tarihçilerine aittir.Servet-i Fünun sanatçıları ise
bilinçli olarak bir araya gelmiş ve edebi bir topluluk
oluşturmuşlardır.
Tanzimat döneminde
yenileşme süreci devlet eliyle başlamış ve bu dönem sanatçıları Tanzimatın son
dönemi hariç genelde büyük bir baskı görmemişlerdir.Servet-i Fünun edebiyatının
doğmasında ise sanatçıların yaşama bakış ve sanat anlayışlarının oluşmasında
etkisi olmuştur.
|
1) D, Y,
D
- 2)RECAİZADE MAHMUT EKREM ETRAFINDA
- TEVFİK FİKRET'E AİT SERVET-İ FÜNUN dergisinden
- 1896-1901
3)D
4) A
5) Recaizade
Mahmut Ekrem farklı dergilerde yazan ve dağınık halde bulunan yenilikçi gençleri
bu dergi etrafında toplayarak yeni bir edebiyat hareketi
başlatmıştır.Servet-i
Fünun dergisi bu dergi etrafında toplanan gençlerin görüşlerini açıklamada
savundukları görüşler doğrultusunda kaleme aldıkları eserlerini yayınlamada bir
araç olmuştur.
NOT: 1 DAKİKADA SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI
VİDEOSU İÇİN