Ünite Sonu Ölçme ve Değerlendirme
A. Aşağıdaki metni okuyunuz ve metinle ilgili soruları cevaplayınız.
1. Yukarıdaki metinde hangi anlatım türlerinden yararlanılmıştır?
CEVAP:
Öyküleyici, betimleyici ve mizahi anlatım türlerinden yararlanılmıştır.
2. Metindeki altı çizili kelimelerin türlerini defterinize yazınız. (DİKKAT: Kitaptaki soru bu şekilde düzeltilecek ve aşağıda incelenen kelimelerin altları metin üzerinde çizilecektir.)
CEVAP:
-den beri: edat
İlk: niteleme sıfatı
Kayarak: zarf-fiil
Beni: şahıs zamiri
Ağlatmaya: isim-fiil
Boşa: durum zarfı
Alaylı: niteleme sıfatı
Ki: bağlaç
Koşup: zarf-fiil
Ne: soru zamiri
-a rağmen: edat
Oldukça: miktar zarfı
Rekorumdu: isim
Yalnız: edat
Nasıl: soru zarfı
Kendimi:dönüşlülük zamiri
Bulmuşum: fiil
Elindeki: işaret sıfatı
Rastgele: durum zarfı
-dan sonra: edat
Kuşbakışı: durum zarfı
Demin: zaman zarfı
Pek: miktar zarfı
Hoş: durum zarfı
Şu: işaret sıfatı
Yok: isim
Mahlûk: isim
Peh: ünlem
Bile: bağlaç
En: miktar zarfı
Hastanın: adlaşmış sıfat
Yani: bağlaç
Aynı: niteleme sıfatı
Kaç: soru sıfatı
Yemem: fiil
Hiç: miktar zarfı
Vejetaryen: isim
Gibi: edat
Değil: edat
Bu: işaret zamiri
Sayın: unvan sıfatı
Hâlâ: durum zarfı
Yalnız: bağlaç
Artık: zaman zarfı
Var: isim
B. Aşağıda boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz.
Fiiller; yapısına göre basitfiiller, türemiş fiiller ve birleşikfiiller diye üçe ayrılır.
Öznesi belli olan fiile çatı bakımından etken fiil, öznesi belli olmayan fiile edilgenfiil denir.
Daha çok ansiklopedilerde ve ders kitaplarında kullanılan; Tarihi metinler. Felsefi metinler, Bilim¬sel metinler gibi bölümleri olan anlatım türüne öğretici anlatım denir.
Bağlaç olan “yalnız”ın yerine “fakat” getirilebilir; edat olan “yalnız”ın yerine ise “sadece”getirilebilir.
“İle” sözcüğünün yerine “ve” getirebiliyorsak bu sözcük bağlaçtır.
Hayali (düşsel) anlatımla kaleme aldığımız metinlerde bazen gerçek hayattan çıkıp hayal dünya¬sına doğru bir yolculuk başlatabiliriz.
Herhangi bir konu üzerinde okuyucuyu ya da dinleyiciyi düşünmeye yöneltmek, önceden yerleş¬miş düşünceleri değiştirmek amacıyla kullanılan anlatım türü kanıtlayıcı anlatımdır.
“O” ve “onlar” kelimeleri cümlede kişi isminin yerini tutmuşsa şahıs zamiri; insan dışında¬ki varlıkların yerini tutmuşsa işaret zamiridir.
İsim ya da fiil köklerine ve gövdelerine getirilen isim yapım ekleriyle oluşturulmuş sıfatlara yapı bakımından türemiş sıfat denir.
C. Aşağıdaki cümlelerde geçen ünlemlerin hangi anlamlarda kullanıldıklarını boş bırakılan yerlere yazınız.
1. Aaa, bu soruyu yapmışsın! (şaşırma)
2. Bunları bize yapan sensin ha! (kızgınlık)
3. Sakın bizi unutma ha! (hatırlatma)
4. Hah, tam da biz seni konuşuyorduk! (sevinç, onama)
5. Vay efendim kimler gelmiş! (sevinme)
6. Vah vah! Ufacık çocuk ince hastalığa yakalanmış. (üzülme)
7. Hey benim can yoldaşım, hey benim arkadaşım! (seslenme)
8. Hey, yanlış tarafa gidiyorsunuz! (uyarma)
9. Ooo, sen işi bayağı ilerletmişsin Ruhi Bey! (şaşırma)
10. Of, şu üniversiteyi bir bitirsek! (bezginlik)
D. Aşağıdaki yargıları doğru-yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.
(Y) Mizahi anlatım, özellikle düşünceyi kanıtlamak ve verilen bilgi ve değerleri kullanarak sentez yapmak amacıyla oluşturulan metinlerde çok yararlanılan bir anlatım türüdür.
(D) Söyleşmeye bağlı anlatımda jest ve mimikler anlatımın gücünü arttırır.
(D) Mizahi anlatımda ses, taklit, hareket ve konuşma amaca ulaşmada çok önemlidir.
(Y) Söyleşmeye bağlı anlatım daha çok deneme, makale, fıkra ve eleştiri gibi öğretici metinlerde kullanılır.
(D) Fiiller, ünlem olmadığı hâlde bazı cümlelerde ünlem görevinde kullanılabilir.
(Y) Düşsel anlatımla oluşturulan metinlerde sosyal yaşam tüm gerçekliğiyle gözler önüne serilir.
(Y) Düşsel anlatımla oluşturulan metinlerde yazarın amacı, bir düşünce veya tezi savunup bu ko¬nudaki haklılığını kanıtlamaktır.
(Y) Tartışmacı ve kanıtlayıcı anlatımda; ihtimal bildiren, kesinleşmemiş, kanıtlanmamış bilgiler kul¬lanılır.
(Y) Tarihte yaşanmış olaylar, savaşlar, göçler, felaketler arşiv belgelerine hep düşsel anlatım unsur¬ları kullanılarak aktarılmıştır.
(D) Yer-yön belirteçleri isim çekim eki aldığında belirteç olmaktan çıkar, ad olur.
(D) Açıklayıcı anlatımda dil ve ifade sade, gösterişsiz ve pürüzsüzdür.
(D) Trafik kuralları, bazı eşyaların kullanma kılavuzları, ilaçların kullanma kılavuzları emredici anla¬tıma örnek verilebilir.
(Y) “Yarın ben de sizinle tiyatroya geliyorum.” cümlesinde geniş zaman kipi, gelecek zaman kipi ye¬rine kullanıldığı için zaman kayması oluşmuştur.
(Y) Edilgen fiillerde gerçek özne, dönüşlü fiillerde ise sözde özne vardır.
(Y) “Bir” kelimesi “tek” kelimesinin karşılığı ise belgisiz sıfat; değilse asıl sayı sıfatıdır.
(D) Betimlemede görme, işitme, tatma, dokunma ve koklama duyularına yönelik bir anlatım var¬dır.
(Y) Öyküleyici anlatımda bir olay veya durumun anlatılması şart değildir.
E. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru an¬lamı zamirle sağlanmamıştır?
A) Dün okulda beni kim aramıştı?
B) Sevgili dost, dün akşam yine nerelerdey¬din?
C) Bu pazar elindeki kitapların kaçını inceledin?
D) Sen İstanbul’un en çok neresini seversin?
E) Bu durumda sen hangi dağda kurt öldü¬ğünü düşünüyorsun?
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir yoktur?
A) Herkes şehirden kaçmayı düşünüyor.
B) Böyle davranırsanız elinize ne geçer?
C) Dünkü toplantıda yine ortalığı karıştırdın.
D) Burada her türlü elektronik eşya bulmak mümkün.
E) Toplantıda başkanı tek destekleyen oydu.
3. Aşağıdakilerden hangisi bir ünlem cümle¬sidir?
A) Gece gündüz hep o olayı düşündü durdu.
B) Nerede bekleyeceksin beni, diye sordu.
C) Ne sen beni düşündün ne de ben seni.
D) Ne de tozlu, çamurlu bir yolunuz varmış.
E) Söylediklerin beni çok üzdü.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde türemiş bir zarf kullanılmıştır?
A) Hiç kimse bana seni şikâyet etmedi.
B) Bence en güzeli ona cevap vermemen.
C) Akşam oldu ve sokakta kimse kalmadı.
D) Yarışmaya katılacağı için çok heyecanlı görünüyor.
E) Yine topa rastgele vurdu ve top gol oldu.
5. Dün annemin mezarına gittim. Kar yağıyor¬du. Bakımsız üç – beş ağaç, görüntüyle örtü-şen beyaz taşlar, büyük bir ıssızlık sonra… sa¬atlerce orada, ellerimi önüme koyup otur¬dum. Olağanüstü bir gündü, orada öylece dururken büyük bir şiddetle sarsıldım. Kar al¬tındaki kabarmış toprağa, anneme, annemin o naif varlığına ağladım. Sonra… sonra bir mucize gerçekleşir umuduyla baktım yerdeki kabarık toprağa. Kar saçlarıma, kirpiklerime doluşurken kalktım, yürüdüm.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Sözcüklerin duygusal anlamlarından ya¬rarlanılmıştır.
B) Eksiltili cümleler kullanılmıştır.
C) Öykülemeye başvurulmuştur.
D) Benzetmeler yapılmıştır.
E) Niteleyici öğeler kullanılmıştır.
6. Turna katarları geçiyordu golün üstünden, gölgeleri maviye dönüşerek. Van Gölü, günün her anında bir renk cümbüşünde yunup arını¬yordu. Bir bakmışsın, göl bir anda som turun¬cuya kesmiş. Bir bakmışsın, gölün ucundan bir mor şimşeği girmiş, bütün gölü som mo¬ra boyayarak öteki ucundan çıkmış, ak kö¬püklü dalgalarla bütün gölü süsleyerek.
Bu betimlemede (tasvirde) bulunmayan özellik aşağıdakilerden hangisidir?
A) İşitsel öğelere yer verme
B) Ayrıntılar üzerinde yoğunlaşma
C) Görsel öğelere ağırlık verme
D) Doğayı devinim içinde yansıtma
E) Doğa olaylarını kişileştirme
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik yapılı bir zarf kullanılmamıştır?
A) Adam bana bugün geleceğini söylemişti.
B) Hızlı konuşunca kimse dediğini anlamadı.
C) Onunla biraz daha yakından ilgilenmemi istedi.
D) Bu saçma şeyleri bana ayaküstü söyledi.
E) Gelişigüzel konuştuğuna bakma, iyi biridir.
8. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde eylemin yapısı farklıdır?
A) Sümbülleri erken yetiştirdi bahar yağmur¬ları.
B) Sen ne hasretler uçurmuşsundur turnala¬rın kanatlarında!
C) Bir kuytuya atılır bir gün parıldayan çam iğneleri.
D) Bari kıyısından gideyim şu yeryüzü gurbe¬tinin.
E) Salınırdı gönlümüzün serin salkımlı söğüt¬leri.
9. “Düşünceyi kanıtlamanın bir yolu da o konu¬da uzman bir kişinin sözlerine yer vermek: alıntı yapmak ya da tanık göstermektir.”
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde düşünce¬nin kanıtlanması için bu yola başvurul¬muştur?
A) Yarın, “gelecek” demektir. Geleceği kazan¬mak, yorgunluk göstermekle değil rahatı¬na kıyabilmekle olur. Böyle demek kolay fakat gerçek nedir?
B) Nem, duvarı nasıl yıkarsa gam da insanı öyle yıkar. Nem ve gam, içine sızdıkları varlıkları uzun sürede, ağır ağır, içten içe çürütüp yıkmayı bildirir.
C) “Nerede o eski günler, ak yaşmaklı anne¬lerin hiç canımızı acıtmadan hem de bi¬zimle sohbet ederek sütümüzü sağdığı günler?” diyordu yaşlı sayılan inek, yanındaki genç arkadaşına.
D) Çalışmak ve başarmak birbirine sıkı sıkıya bağlı iki eylemi belirtirler. İnsan niçin çalı¬şır? Soru çok kısa ve özgündür.
E) İnsanı güzel yapan, güzel gösteren yalnız fizik güzelliği midir? Başka bir deyişle; yü¬zü güzel olanın huyu da güzel olur mu? El¬bette ki… “Güzel bir giyim, iyi bir öğüt mektubudur.” diyen modacılar da aynı şe¬yi savunmuyorlar mı?
10.Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki bekler¬din;
Kıyametler koparmak neydi,ey bülbül, nedir derdin?
Bu dizelerde altı çizili sözcüklerin türleri aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla veril¬miştir?
A) Ad-bağlaç-zarf-ünlem-ad
B) Ad-bağlaç-zamir-ünlem-ad
C) Fiil-edat-sıfat-ünlem-ad
D) Ad-bağlaç-zamir-ünlem-fiil
E) Fiil-edat-sıfat-ünlem-ad
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ve” bağ¬lacı sıfatları bağlamıştır?
A) Kışın buzlu ve yağışlı yollarda yürürken çok dikkatli olmak gerekir.
B) Köyümün mis kokan çam ağaçları ve yay¬lalarımız gözlerimin önünde tütüyor âdeta.
C) Tane tane ve kısık bir sesle konuşarak tüm dinleyicileri etkiliyordu.
D) Tatilden dönünce bilgisayarının başına oturdu ve yeni kitabını yazmaya başladı.
E) Hamile kadınlara ve yaşlılara otobüste yer vermek bir insanlık göstergesidir.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer-yön belirteci kullanılmıştır?
A) Ne kadar az yüksekten uçarsan düştüğün zaman o kadar az incinirsin.
B) İleri düşünceye sahip insanlar, çocuklarına iyi bir eğitim yatırımı yapmaktadır.
C) Sabaha karşı geri dönen yavru kuşlar, ca¬mın önündeki ekmek kırıntılarını gagalamaya başladılar.
D) Üstü başı perişan yaşlı bir kadını saatlerce dışarıda ayazda beklettiler.
E) İdealler yıldızlar gibidir, onları tutmak mümkün olmaz ama karanlık gecelerde
yolumuza onlar rehberlik ederler.
13. Ey oğul! Ananı, atanı say!
İnancını kaybedersen
Yeşilken çöllere dönersin.
Gördüğünü görme! Bildiğini bilme!
Sevildiğin yere sık gidip gelme!
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdaki yargılar¬dan hangisi söylenemez?
A) Fiillerin hepsi emir kipiyle çekimlenmiştir.
B) Emredici anlatım özelliklerinden yararla¬nılmıştır.
C) Bir tane bağ-fiil kullanılmıştır.
D) 4.dizedeki sıfat-fiiller nesne görevinde kul¬lanılmıştır.
E) Son dizedeki sıfat-fiil dolaylı tümleç göre¬vinde kullanılmıştır.
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlam (zaman) kayması yoktur?
A) Bundan sonra böyle hareketler yapmaya¬caksınız!
B) Yarın bizimle birlikte tiyatroya gelir misin?
C) Senin söylediklerini ben hiçbir zaman an¬layamıyorum.
D) Sinemayla ilgili bildiğim her şeyi ilk defa size anlatıyorum.
E) Bir gün ben de belki meşhur bir şair olu¬rum.
15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem, yapı bakımından birleşik bir fiil değildir?
A) Henüz Türkçe kelimeleri söyleyemeyen ve doğru dürüst cümle bile kuramayan beş yaşındaki anaokulu öğrencileri bile İngiliz¬ce öğrenebiliyor.
B) Yorgunluğuna katlanamamaktan ötürü geliştirilmeden bırakılmış şiirlerden zevk alamıyorum.
C) Bugün bizim kısa şiirleri uzun şiirlere ya da uzun şiirleri kısa şiirlere yeğlememizin hangi nedenlere dayandığı sorusu kolay kolay çözülemez.
D) Bir yazar, kullandığı her kelimenin dış âlemde veya insan hayatında neye tekabül ettiğini bilmelidir.
E) Konuşmalarımız, “sap derken saman de¬mek” gibi boş şeylerle geçivermiş yıllardır.
16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek fiil kullanılmamıştır?
A) İnsanları kandırmak büyük suçtur.
B) Bu, dedemden öğrendiğim ilk ders oldu.
C) Geri durulmaz, diretilmez, karşı geline¬mez bir kesinlik bu.
D) Dedemin yanında, benim de eski bir acım var, diyemedim.
E) Senin adın sana verilmiş bir armağandır oğul!
17. Hayalimde tek izgi bir sen kalmışsın, sen!
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye abla!
Bu dizelerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi söylenemez?
A) Kişisel özlem, coşkun bir anlatımla dile getirilmiştir.
B) Öyküleyici anlatım özellikleri kullanılmıştır.
C) Betimleyici anlatım özelliklerinden yararla¬nılmıştır.
D) Farklı türde zamirler kullanılmıştır,
E) Farklı türde sıfatlar kullanılmıştır.
18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ne” söz¬cüğü tür bakımından diğerlerinden farklı¬dır?
A) Şiirden ne anlamak gerekiyorsa şair onu dile getirmelidir.
B) O, ne yazdığını bilmeyen, burnu havada bir şairdir.
C) Ona gerçekten ne diyeceğimi bilemiyo¬rum.
D) Ne yaptım ne ettim, gönlünü yine de ala¬madım.
E) Ne yalan söyleyeyim, bu şairin şiirlerini hiç beğenmedim.
19.I. Bursa’da bir eski cami avlusu.
II. Küçük şadırvanda sakırdayan su;
III. Orhan zamanından kalma bir duvar…
IV. Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Yukarıdaki numaralanmış dizelerle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi söylenemez?
A) I. dizede bir isim hem niteleme hem de belgisiz sıfat almıştır.
B) II.dizede iki ayrı niteleme sıfatı kullanılmış¬tır.
C) III.dizede bir isim-fiil, niteleme sıfatı göre¬vinde kullanılmıştır.
D) I.ve III. dizede “bir” sözcüğü, belirtme sı¬fatı olarak kullanılmıştır.
E) IV. dizede “bir” sözcüğü, belirtme sıfatı olarak kullanılmıştır.
20. (1)Artık tabiatın ince, nazik ve kırılgan ruhunu görüyordu. (II)Yaprakların nasıl sararmış ve birçoğunun düşüp çamurlarda çürümüş ol-duğunu artık görüyordu. (III)Şimdi, bu renk ve güzel kokuların, ne kadar vefasız, ne kadar ele avuca sığmaz, elde iken kıymeti bilinme¬miş, öylece harcanmış bir hazine olduğunu acıacı görüyordu. (IV)İşte artık ne bir çiçek kalmıştı ne de güzel bir koku… (V)Artık küçücük bir tahammül de kalmamıştı, hepsi çürü¬müştü.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) I.cümlede bir ad, birden fazla sıfat tarafın¬dan nitelenmiştir.
B) II.cümlede “nasıl” sözcüğü, soru sıfatı olarak kullanılmıştır.
C) III.cümlede bir ad hem niteleme hem be¬lirtme sıfatı almıştır.
D) IV.cümlede “bir” sözcüğü belgisiz sıfat olarak kullanılmıştır.
E) V.cümlede bir niteleme sıfatı, küçültme eki almıştır.
21. Duvarlara yazın, ağaçlara kazıyın…
Yani deneyin bütün olanakları,
Hiç olmazsa; iki yaprak
Samanlı kâğıda yazın,..
Ama sakın geç kalmayın!
Aşkınızı söylemeye…
Bu dizelerde aşağıdaki sözcük türlerinden hangisi yoktur?
A) ünlem B) İlgeç C) Bağlaç D) Ön ad E) Belirteç
22. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem edat hem de bağlaç kullanılmıştır?
A) Sen bunlara aldırma çünkü öylesine söy¬lenmiş sözler onlar.
B) Onları öyle özledim ki çocuk gibi yollarını gözlüyorum.
C) Trafik çok sıkışıktı hatta az kalsın geç kala¬caktım.
D) Arkadaşlar neredeyse gelirler, sen sakın merak etme.
E) Bunlar yıllardır her işi böyle rast gele ya¬parlar zaten.
23. I. İsterdim bu eski yerde seninle
II. Baş başa uyumak son uykumuzu
III. Bu hayal içinde… Ve ufkumuzu
IV. Çepçevre kaplasın bu ziya, bu renk
V. Havayı dolduran uhrevi ahenk
Yukarıdaki numaralanmış dizelerle ilgili olarak aşağıdaki cümlelerden hangisi söylenemez?
A) I.dizede “birliktelik” anlamında bir edat kullanılmıştır.
B) II.dizede ikileme zarf görevinde kullanıl¬mıştır.
C) III.dizede bağlaç kullanılmıştır.
D) IV.dizede pekiştirmeli sözcük, sıfat göre¬vinde kullanılmıştır.
E) V.dizede bir isim, birden fazla sıfat tarafın¬dan nitelenmiştir.
24. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ile” (le,-la) bağlaç görevinde kullanılmıştır?
A) Adamın en büyük hayali bisikletiyle dünya turuna çıkmakmış.
B) Yaz oldu mu buralar çiçeklerle ve çeşit çe¬şit bitkilerle donanır.
C) Dün akşam arkadaşlarıyla final maçını iz¬lemek için İstanbul’ gitti.
D) Okulumuzla ilgili tüm haberleri medyadan derleyip arşivliyorum.
E) Tren yoluyla karayolunun birleştiği yerde bir trafik kazası olmuş.
25.I. Bütün sevgileri atıp içimden.
II. Varlığımı yalnız ona verdim ben.
III. Elverir ki bir gün bana derinden,
IV.Ta derinden bir gün bana “Gel” desin.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdaki cümlelerden hangisi söylenemez?
A) I. dizede bağ-fiil, zarf görevinde kullanıl¬mıştır.
B) II.dizede durum zarfı kullanılmıştır.
C) III.dizede “bir gün” sözcük grubu zaman zarfıdır.
D) III.dizede “derinden” sözcüğü durum zar¬fıdır.
E) IV. dizede hem zaman zarfı hem de durum zarfı kullanılmıştır.
A. Aşağıdaki metni okuyunuz ve metinle ilgili soruları cevaplayınız.
1. Yukarıdaki metinde hangi anlatım türlerinden yararlanılmıştır?
CEVAP:
Öyküleyici, betimleyici ve mizahi anlatım türlerinden yararlanılmıştır.
2. Metindeki altı çizili kelimelerin türlerini defterinize yazınız. (DİKKAT: Kitaptaki soru bu şekilde düzeltilecek ve aşağıda incelenen kelimelerin altları metin üzerinde çizilecektir.)
CEVAP:
-den beri: edat
İlk: niteleme sıfatı
Kayarak: zarf-fiil
Beni: şahıs zamiri
Ağlatmaya: isim-fiil
Boşa: durum zarfı
Alaylı: niteleme sıfatı
Ki: bağlaç
Koşup: zarf-fiil
Ne: soru zamiri
-a rağmen: edat
Oldukça: miktar zarfı
Rekorumdu: isim
Yalnız: edat
Nasıl: soru zarfı
Kendimi:dönüşlülük zamiri
Bulmuşum: fiil
Elindeki: işaret sıfatı
Rastgele: durum zarfı
-dan sonra: edat
Kuşbakışı: durum zarfı
Demin: zaman zarfı
Pek: miktar zarfı
Hoş: durum zarfı
Şu: işaret sıfatı
Yok: isim
Mahlûk: isim
Peh: ünlem
Bile: bağlaç
En: miktar zarfı
Hastanın: adlaşmış sıfat
Yani: bağlaç
Aynı: niteleme sıfatı
Kaç: soru sıfatı
Yemem: fiil
Hiç: miktar zarfı
Vejetaryen: isim
Gibi: edat
Değil: edat
Bu: işaret zamiri
Sayın: unvan sıfatı
Hâlâ: durum zarfı
Yalnız: bağlaç
Artık: zaman zarfı
Var: isim
B. Aşağıda boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz.
Fiiller; yapısına göre basitfiiller, türemiş fiiller ve birleşikfiiller diye üçe ayrılır.
Öznesi belli olan fiile çatı bakımından etken fiil, öznesi belli olmayan fiile edilgenfiil denir.
Daha çok ansiklopedilerde ve ders kitaplarında kullanılan; Tarihi metinler. Felsefi metinler, Bilim¬sel metinler gibi bölümleri olan anlatım türüne öğretici anlatım denir.
Bağlaç olan “yalnız”ın yerine “fakat” getirilebilir; edat olan “yalnız”ın yerine ise “sadece”getirilebilir.
“İle” sözcüğünün yerine “ve” getirebiliyorsak bu sözcük bağlaçtır.
Hayali (düşsel) anlatımla kaleme aldığımız metinlerde bazen gerçek hayattan çıkıp hayal dünya¬sına doğru bir yolculuk başlatabiliriz.
Herhangi bir konu üzerinde okuyucuyu ya da dinleyiciyi düşünmeye yöneltmek, önceden yerleş¬miş düşünceleri değiştirmek amacıyla kullanılan anlatım türü kanıtlayıcı anlatımdır.
“O” ve “onlar” kelimeleri cümlede kişi isminin yerini tutmuşsa şahıs zamiri; insan dışında¬ki varlıkların yerini tutmuşsa işaret zamiridir.
İsim ya da fiil köklerine ve gövdelerine getirilen isim yapım ekleriyle oluşturulmuş sıfatlara yapı bakımından türemiş sıfat denir.
C. Aşağıdaki cümlelerde geçen ünlemlerin hangi anlamlarda kullanıldıklarını boş bırakılan yerlere yazınız.
1. Aaa, bu soruyu yapmışsın! (şaşırma)
2. Bunları bize yapan sensin ha! (kızgınlık)
3. Sakın bizi unutma ha! (hatırlatma)
4. Hah, tam da biz seni konuşuyorduk! (sevinç, onama)
5. Vay efendim kimler gelmiş! (sevinme)
6. Vah vah! Ufacık çocuk ince hastalığa yakalanmış. (üzülme)
7. Hey benim can yoldaşım, hey benim arkadaşım! (seslenme)
8. Hey, yanlış tarafa gidiyorsunuz! (uyarma)
9. Ooo, sen işi bayağı ilerletmişsin Ruhi Bey! (şaşırma)
10. Of, şu üniversiteyi bir bitirsek! (bezginlik)
D. Aşağıdaki yargıları doğru-yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.
(Y) Mizahi anlatım, özellikle düşünceyi kanıtlamak ve verilen bilgi ve değerleri kullanarak sentez yapmak amacıyla oluşturulan metinlerde çok yararlanılan bir anlatım türüdür.
(D) Söyleşmeye bağlı anlatımda jest ve mimikler anlatımın gücünü arttırır.
(D) Mizahi anlatımda ses, taklit, hareket ve konuşma amaca ulaşmada çok önemlidir.
(Y) Söyleşmeye bağlı anlatım daha çok deneme, makale, fıkra ve eleştiri gibi öğretici metinlerde kullanılır.
(D) Fiiller, ünlem olmadığı hâlde bazı cümlelerde ünlem görevinde kullanılabilir.
(Y) Düşsel anlatımla oluşturulan metinlerde sosyal yaşam tüm gerçekliğiyle gözler önüne serilir.
(Y) Düşsel anlatımla oluşturulan metinlerde yazarın amacı, bir düşünce veya tezi savunup bu ko¬nudaki haklılığını kanıtlamaktır.
(Y) Tartışmacı ve kanıtlayıcı anlatımda; ihtimal bildiren, kesinleşmemiş, kanıtlanmamış bilgiler kul¬lanılır.
(Y) Tarihte yaşanmış olaylar, savaşlar, göçler, felaketler arşiv belgelerine hep düşsel anlatım unsur¬ları kullanılarak aktarılmıştır.
(D) Yer-yön belirteçleri isim çekim eki aldığında belirteç olmaktan çıkar, ad olur.
(D) Açıklayıcı anlatımda dil ve ifade sade, gösterişsiz ve pürüzsüzdür.
(D) Trafik kuralları, bazı eşyaların kullanma kılavuzları, ilaçların kullanma kılavuzları emredici anla¬tıma örnek verilebilir.
(Y) “Yarın ben de sizinle tiyatroya geliyorum.” cümlesinde geniş zaman kipi, gelecek zaman kipi ye¬rine kullanıldığı için zaman kayması oluşmuştur.
(Y) Edilgen fiillerde gerçek özne, dönüşlü fiillerde ise sözde özne vardır.
(Y) “Bir” kelimesi “tek” kelimesinin karşılığı ise belgisiz sıfat; değilse asıl sayı sıfatıdır.
(D) Betimlemede görme, işitme, tatma, dokunma ve koklama duyularına yönelik bir anlatım var¬dır.
(Y) Öyküleyici anlatımda bir olay veya durumun anlatılması şart değildir.
E. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru an¬lamı zamirle sağlanmamıştır?
A) Dün okulda beni kim aramıştı?
B) Sevgili dost, dün akşam yine nerelerdey¬din?
C) Bu pazar elindeki kitapların kaçını inceledin?
D) Sen İstanbul’un en çok neresini seversin?
E) Bu durumda sen hangi dağda kurt öldü¬ğünü düşünüyorsun?
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir yoktur?
A) Herkes şehirden kaçmayı düşünüyor.
B) Böyle davranırsanız elinize ne geçer?
C) Dünkü toplantıda yine ortalığı karıştırdın.
D) Burada her türlü elektronik eşya bulmak mümkün.
E) Toplantıda başkanı tek destekleyen oydu.
3. Aşağıdakilerden hangisi bir ünlem cümle¬sidir?
A) Gece gündüz hep o olayı düşündü durdu.
B) Nerede bekleyeceksin beni, diye sordu.
C) Ne sen beni düşündün ne de ben seni.
D) Ne de tozlu, çamurlu bir yolunuz varmış.
E) Söylediklerin beni çok üzdü.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde türemiş bir zarf kullanılmıştır?
A) Hiç kimse bana seni şikâyet etmedi.
B) Bence en güzeli ona cevap vermemen.
C) Akşam oldu ve sokakta kimse kalmadı.
D) Yarışmaya katılacağı için çok heyecanlı görünüyor.
E) Yine topa rastgele vurdu ve top gol oldu.
5. Dün annemin mezarına gittim. Kar yağıyor¬du. Bakımsız üç – beş ağaç, görüntüyle örtü-şen beyaz taşlar, büyük bir ıssızlık sonra… sa¬atlerce orada, ellerimi önüme koyup otur¬dum. Olağanüstü bir gündü, orada öylece dururken büyük bir şiddetle sarsıldım. Kar al¬tındaki kabarmış toprağa, anneme, annemin o naif varlığına ağladım. Sonra… sonra bir mucize gerçekleşir umuduyla baktım yerdeki kabarık toprağa. Kar saçlarıma, kirpiklerime doluşurken kalktım, yürüdüm.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Sözcüklerin duygusal anlamlarından ya¬rarlanılmıştır.
B) Eksiltili cümleler kullanılmıştır.
C) Öykülemeye başvurulmuştur.
D) Benzetmeler yapılmıştır.
E) Niteleyici öğeler kullanılmıştır.
6. Turna katarları geçiyordu golün üstünden, gölgeleri maviye dönüşerek. Van Gölü, günün her anında bir renk cümbüşünde yunup arını¬yordu. Bir bakmışsın, göl bir anda som turun¬cuya kesmiş. Bir bakmışsın, gölün ucundan bir mor şimşeği girmiş, bütün gölü som mo¬ra boyayarak öteki ucundan çıkmış, ak kö¬püklü dalgalarla bütün gölü süsleyerek.
Bu betimlemede (tasvirde) bulunmayan özellik aşağıdakilerden hangisidir?
A) İşitsel öğelere yer verme
B) Ayrıntılar üzerinde yoğunlaşma
C) Görsel öğelere ağırlık verme
D) Doğayı devinim içinde yansıtma
E) Doğa olaylarını kişileştirme
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik yapılı bir zarf kullanılmamıştır?
A) Adam bana bugün geleceğini söylemişti.
B) Hızlı konuşunca kimse dediğini anlamadı.
C) Onunla biraz daha yakından ilgilenmemi istedi.
D) Bu saçma şeyleri bana ayaküstü söyledi.
E) Gelişigüzel konuştuğuna bakma, iyi biridir.
8. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde eylemin yapısı farklıdır?
A) Sümbülleri erken yetiştirdi bahar yağmur¬ları.
B) Sen ne hasretler uçurmuşsundur turnala¬rın kanatlarında!
C) Bir kuytuya atılır bir gün parıldayan çam iğneleri.
D) Bari kıyısından gideyim şu yeryüzü gurbe¬tinin.
E) Salınırdı gönlümüzün serin salkımlı söğüt¬leri.
9. “Düşünceyi kanıtlamanın bir yolu da o konu¬da uzman bir kişinin sözlerine yer vermek: alıntı yapmak ya da tanık göstermektir.”
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde düşünce¬nin kanıtlanması için bu yola başvurul¬muştur?
A) Yarın, “gelecek” demektir. Geleceği kazan¬mak, yorgunluk göstermekle değil rahatı¬na kıyabilmekle olur. Böyle demek kolay fakat gerçek nedir?
B) Nem, duvarı nasıl yıkarsa gam da insanı öyle yıkar. Nem ve gam, içine sızdıkları varlıkları uzun sürede, ağır ağır, içten içe çürütüp yıkmayı bildirir.
C) “Nerede o eski günler, ak yaşmaklı anne¬lerin hiç canımızı acıtmadan hem de bi¬zimle sohbet ederek sütümüzü sağdığı günler?” diyordu yaşlı sayılan inek, yanındaki genç arkadaşına.
D) Çalışmak ve başarmak birbirine sıkı sıkıya bağlı iki eylemi belirtirler. İnsan niçin çalı¬şır? Soru çok kısa ve özgündür.
E) İnsanı güzel yapan, güzel gösteren yalnız fizik güzelliği midir? Başka bir deyişle; yü¬zü güzel olanın huyu da güzel olur mu? El¬bette ki… “Güzel bir giyim, iyi bir öğüt mektubudur.” diyen modacılar da aynı şe¬yi savunmuyorlar mı?
10.Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki bekler¬din;
Kıyametler koparmak neydi,ey bülbül, nedir derdin?
Bu dizelerde altı çizili sözcüklerin türleri aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla veril¬miştir?
A) Ad-bağlaç-zarf-ünlem-ad
B) Ad-bağlaç-zamir-ünlem-ad
C) Fiil-edat-sıfat-ünlem-ad
D) Ad-bağlaç-zamir-ünlem-fiil
E) Fiil-edat-sıfat-ünlem-ad
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ve” bağ¬lacı sıfatları bağlamıştır?
A) Kışın buzlu ve yağışlı yollarda yürürken çok dikkatli olmak gerekir.
B) Köyümün mis kokan çam ağaçları ve yay¬lalarımız gözlerimin önünde tütüyor âdeta.
C) Tane tane ve kısık bir sesle konuşarak tüm dinleyicileri etkiliyordu.
D) Tatilden dönünce bilgisayarının başına oturdu ve yeni kitabını yazmaya başladı.
E) Hamile kadınlara ve yaşlılara otobüste yer vermek bir insanlık göstergesidir.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer-yön belirteci kullanılmıştır?
A) Ne kadar az yüksekten uçarsan düştüğün zaman o kadar az incinirsin.
B) İleri düşünceye sahip insanlar, çocuklarına iyi bir eğitim yatırımı yapmaktadır.
C) Sabaha karşı geri dönen yavru kuşlar, ca¬mın önündeki ekmek kırıntılarını gagalamaya başladılar.
D) Üstü başı perişan yaşlı bir kadını saatlerce dışarıda ayazda beklettiler.
E) İdealler yıldızlar gibidir, onları tutmak mümkün olmaz ama karanlık gecelerde
yolumuza onlar rehberlik ederler.
13. Ey oğul! Ananı, atanı say!
İnancını kaybedersen
Yeşilken çöllere dönersin.
Gördüğünü görme! Bildiğini bilme!
Sevildiğin yere sık gidip gelme!
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdaki yargılar¬dan hangisi söylenemez?
A) Fiillerin hepsi emir kipiyle çekimlenmiştir.
B) Emredici anlatım özelliklerinden yararla¬nılmıştır.
C) Bir tane bağ-fiil kullanılmıştır.
D) 4.dizedeki sıfat-fiiller nesne görevinde kul¬lanılmıştır.
E) Son dizedeki sıfat-fiil dolaylı tümleç göre¬vinde kullanılmıştır.
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlam (zaman) kayması yoktur?
A) Bundan sonra böyle hareketler yapmaya¬caksınız!
B) Yarın bizimle birlikte tiyatroya gelir misin?
C) Senin söylediklerini ben hiçbir zaman an¬layamıyorum.
D) Sinemayla ilgili bildiğim her şeyi ilk defa size anlatıyorum.
E) Bir gün ben de belki meşhur bir şair olu¬rum.
15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem, yapı bakımından birleşik bir fiil değildir?
A) Henüz Türkçe kelimeleri söyleyemeyen ve doğru dürüst cümle bile kuramayan beş yaşındaki anaokulu öğrencileri bile İngiliz¬ce öğrenebiliyor.
B) Yorgunluğuna katlanamamaktan ötürü geliştirilmeden bırakılmış şiirlerden zevk alamıyorum.
C) Bugün bizim kısa şiirleri uzun şiirlere ya da uzun şiirleri kısa şiirlere yeğlememizin hangi nedenlere dayandığı sorusu kolay kolay çözülemez.
D) Bir yazar, kullandığı her kelimenin dış âlemde veya insan hayatında neye tekabül ettiğini bilmelidir.
E) Konuşmalarımız, “sap derken saman de¬mek” gibi boş şeylerle geçivermiş yıllardır.
16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek fiil kullanılmamıştır?
A) İnsanları kandırmak büyük suçtur.
B) Bu, dedemden öğrendiğim ilk ders oldu.
C) Geri durulmaz, diretilmez, karşı geline¬mez bir kesinlik bu.
D) Dedemin yanında, benim de eski bir acım var, diyemedim.
E) Senin adın sana verilmiş bir armağandır oğul!
17. Hayalimde tek izgi bir sen kalmışsın, sen!
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye abla!
Bu dizelerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi söylenemez?
A) Kişisel özlem, coşkun bir anlatımla dile getirilmiştir.
B) Öyküleyici anlatım özellikleri kullanılmıştır.
C) Betimleyici anlatım özelliklerinden yararla¬nılmıştır.
D) Farklı türde zamirler kullanılmıştır,
E) Farklı türde sıfatlar kullanılmıştır.
18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ne” söz¬cüğü tür bakımından diğerlerinden farklı¬dır?
A) Şiirden ne anlamak gerekiyorsa şair onu dile getirmelidir.
B) O, ne yazdığını bilmeyen, burnu havada bir şairdir.
C) Ona gerçekten ne diyeceğimi bilemiyo¬rum.
D) Ne yaptım ne ettim, gönlünü yine de ala¬madım.
E) Ne yalan söyleyeyim, bu şairin şiirlerini hiç beğenmedim.
19.I. Bursa’da bir eski cami avlusu.
II. Küçük şadırvanda sakırdayan su;
III. Orhan zamanından kalma bir duvar…
IV. Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Yukarıdaki numaralanmış dizelerle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi söylenemez?
A) I. dizede bir isim hem niteleme hem de belgisiz sıfat almıştır.
B) II.dizede iki ayrı niteleme sıfatı kullanılmış¬tır.
C) III.dizede bir isim-fiil, niteleme sıfatı göre¬vinde kullanılmıştır.
D) I.ve III. dizede “bir” sözcüğü, belirtme sı¬fatı olarak kullanılmıştır.
E) IV. dizede “bir” sözcüğü, belirtme sıfatı olarak kullanılmıştır.
20. (1)Artık tabiatın ince, nazik ve kırılgan ruhunu görüyordu. (II)Yaprakların nasıl sararmış ve birçoğunun düşüp çamurlarda çürümüş ol-duğunu artık görüyordu. (III)Şimdi, bu renk ve güzel kokuların, ne kadar vefasız, ne kadar ele avuca sığmaz, elde iken kıymeti bilinme¬miş, öylece harcanmış bir hazine olduğunu acıacı görüyordu. (IV)İşte artık ne bir çiçek kalmıştı ne de güzel bir koku… (V)Artık küçücük bir tahammül de kalmamıştı, hepsi çürü¬müştü.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) I.cümlede bir ad, birden fazla sıfat tarafın¬dan nitelenmiştir.
B) II.cümlede “nasıl” sözcüğü, soru sıfatı olarak kullanılmıştır.
C) III.cümlede bir ad hem niteleme hem be¬lirtme sıfatı almıştır.
D) IV.cümlede “bir” sözcüğü belgisiz sıfat olarak kullanılmıştır.
E) V.cümlede bir niteleme sıfatı, küçültme eki almıştır.
21. Duvarlara yazın, ağaçlara kazıyın…
Yani deneyin bütün olanakları,
Hiç olmazsa; iki yaprak
Samanlı kâğıda yazın,..
Ama sakın geç kalmayın!
Aşkınızı söylemeye…
Bu dizelerde aşağıdaki sözcük türlerinden hangisi yoktur?
A) ünlem B) İlgeç C) Bağlaç D) Ön ad E) Belirteç
22. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem edat hem de bağlaç kullanılmıştır?
A) Sen bunlara aldırma çünkü öylesine söy¬lenmiş sözler onlar.
B) Onları öyle özledim ki çocuk gibi yollarını gözlüyorum.
C) Trafik çok sıkışıktı hatta az kalsın geç kala¬caktım.
D) Arkadaşlar neredeyse gelirler, sen sakın merak etme.
E) Bunlar yıllardır her işi böyle rast gele ya¬parlar zaten.
23. I. İsterdim bu eski yerde seninle
II. Baş başa uyumak son uykumuzu
III. Bu hayal içinde… Ve ufkumuzu
IV. Çepçevre kaplasın bu ziya, bu renk
V. Havayı dolduran uhrevi ahenk
Yukarıdaki numaralanmış dizelerle ilgili olarak aşağıdaki cümlelerden hangisi söylenemez?
A) I.dizede “birliktelik” anlamında bir edat kullanılmıştır.
B) II.dizede ikileme zarf görevinde kullanıl¬mıştır.
C) III.dizede bağlaç kullanılmıştır.
D) IV.dizede pekiştirmeli sözcük, sıfat göre¬vinde kullanılmıştır.
E) V.dizede bir isim, birden fazla sıfat tarafın¬dan nitelenmiştir.
24. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ile” (le,-la) bağlaç görevinde kullanılmıştır?
A) Adamın en büyük hayali bisikletiyle dünya turuna çıkmakmış.
B) Yaz oldu mu buralar çiçeklerle ve çeşit çe¬şit bitkilerle donanır.
C) Dün akşam arkadaşlarıyla final maçını iz¬lemek için İstanbul’ gitti.
D) Okulumuzla ilgili tüm haberleri medyadan derleyip arşivliyorum.
E) Tren yoluyla karayolunun birleştiği yerde bir trafik kazası olmuş.
25.I. Bütün sevgileri atıp içimden.
II. Varlığımı yalnız ona verdim ben.
III. Elverir ki bir gün bana derinden,
IV.Ta derinden bir gün bana “Gel” desin.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdaki cümlelerden hangisi söylenemez?
A) I. dizede bağ-fiil, zarf görevinde kullanıl¬mıştır.
B) II.dizede durum zarfı kullanılmıştır.
C) III.dizede “bir gün” sözcük grubu zaman zarfıdır.
D) III.dizede “derinden” sözcüğü durum zar¬fıdır.
E) IV. dizede hem zaman zarfı hem de durum zarfı kullanılmıştır.