Şiir-İlahi-Nefes-Gazel
3. Oğuz Türkçesinin Anadolu’daki İlk Ürünleri (XIII – XIV. Yüzyıl)
a. Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler (Şiir; İlahi, Nefes, Gazel)
HAZIRLIK
1. Yunus Emre ve Dehhânî’nin sanat anlayışları hakkında bilgi edininiz.
1. YUNUS EMRE:
2. Yunus Emre’nin beğendiğiniz bir ilahisini şiir okuma yarışmasına katılmak üzere ezberleyiniz.
2.
3. “İlahi ve gazel” nazım şekilleri hakkında bilgi edininiz.
3. İLAHİ
Allah’ı övmek ve ona duyulan aşkı dile getirmek, ona yaklaşmak amacıyla söylenen şiirlerdir.
Belli bir makamla söylenir.
Genelde hece ölçüsünün 7-8′li kalıbıyla söylenir. Aruzla söylenenleri de vardır.
Uyak düzeni, dörtlüklerle söylenenlerde koşma tipi; beyitlerle söylenenlerde gazel tipindedir.
Tarikatlara göre değişik isimler almışlardır. Mevleviler ayin, Bektaşiler nefes, Gülşehriler tapuğ, Aleviler deme, Yeseviler de hikmet adını vermişlerdir.
Yunus Emre bu türün önemli isimlerindendir.
GAZEL
Divan şiirinde; çok yaygın olarak kullanılan bir nazım şeklidir. Aruz ölçüsüyle yazılır. Birinci beyit kendi arasında kafiyeli, diğer beyitlerin birinci mısraları serbest, ikinci mısraları birinci beyit ile kafiyelidir. Kafiye düzenini şematik olarak belirtmek gerekirse aa / ba / ca / da / ea / fa şeklinde ifade etmek mümkündür. Gazellerde beyitler arasında mana birliği olabileceği gibi, her beyit ayrı bir konuyu işlemiş de olabilir.
Gazellerde aşk duyguları, şarap âlemleri, tabiat güzellikleriyle birleşmiş bir şekilde, canlı ve akıcı bir üslûpla dile getirilir.
Gazelin ilk beyitine matla, son beyitine makta adı verilir. Matla beyitinden sonra gelen beyite hüsn-i matla, makta beyiti’nden bir önceki beyite ise hüsn-i makta denir. En güzel beyitine beyt’ül gazel, beyitleri arasında konu birliği bulunan gazellere yek-ahenk gazel, her beyiti aynı mükemmellikte söylenmiş olan gazellere ise yek-avaz gazel denir.
Mısra sonlarındaki kafiyelerden aynı olarak mısra içlerinde de kafiye bulunan gazellere musammat gazel adı verilir. Değişik konularda yazılmış olmakla beraber, gazeller genellikle birer aşk şiirleridir. Sevgi bitmez tükenmez temasıdır. Gazellerin isimlendirilmeleri ya rediflerine göre veya ilk mısralarına göre olur. Ayrı kelime halinde redifleri olan gazeller bu rediflerine göre, olmayanlar ise ilk mısralarına göre adlandırılır.
Divan edebiyatının en yaygın kullanılan nazım biçimidir. Önceleri Arap edebiyatında kasidenin tegazzül adı verilen bir bölümü iken sonra ayrı bir biçim halinde gelişmiştir. Gazelin beyit sayısı 5-15 arasında değişir. Daha fazla beyitten olaşan gazellere müyezzel ya da mutavvel gazel denilir.
4. XIII ve XIV. yüzyılda Anadolu’nun soysal, siyasal ve kültürel durumu hakkında bilgi edininiz.
4. XIII. ve XIV. yüzyılın siyasî ve sosyal durumu bir hayli karışıktır. XIII. yüzyılın başlarında Anadolu Selçuklu devleti eski gücünü kaybetmeye başlamıştı. Bu yüzyılın ortalarında, doğudan gelen Moğol akınları durdurulamadığından siyasî birlik bozuldu. Bunun sonunda bazı isyanlar çıktı. Bu çözülme ile birlikte XIV. yüzyılda Anadolu’da çeşitli beylikler görüldü. Yüzyılın sonuna gelindiğinden Osmanlı Beyliği Anadolu’da Türk birliğini yeniden kurmayı başardı.
5. Aruz ölçüsüyle ilgili bilgilerinizi arkadaşlarınızla birlikte tekrar ediniz.
5. Aruz çadırın orta kısmı demektir. Şiirde seslerin uzunluk ve kısalığı esasına dayalı ölçüdür. Aruz hecelerin sayısını değil, şeklini esas alır. Aruzla yazılmış şiirlerde, her bir mısranın heceleri, diğer mısraların aynı hizadaki heceleriyle aynı açıklık (kısalık) ve kapalılık (uzunluk) noktasında birbirlerine denktir.
6. Günümüz şairlerinden birine ait beğendiğiniz bir aşk şiiri bulunuz.
6. Seni Aşksız Bırakmam
Seninle tattım ben her mutluluğu
Bırakıp gidersen bil ki yaşayamam
Ömrümden canımdan ne istersen al
Gülü susuz seni aşksız bırakmam
Üşüdüm diyorsan güneş olurum
Yanarım sevginle ateş olurum
Dolarım havaya nefes olurum
Gülü susuz seni aşksız bırakmam
Gönlümdeki derdi siler atarım
Ümit pınarından coşar akarım
Kış göstermem sana ben hep baharım
Gülü susuz seni aşksız bırakmam
Zekai TUNCA
7. Sizce şiirlerde daha çok aşk ve sevgilinin konu olarak işlenmesinin nedenleri nelerdir?
7. Aşk ve sevgi insanların karşı koyamayacağı bir duygudur. Evrensel bir tema olduğu için de yıllardır birçok şair tarafından farklı üsluplarla anlatılmıştır ve anlatılmaya devam etmektedir.
8.
Her kim bana ağyar ise Çalabım bir şar yaratmış
Hak Tanrı yâr olsun ona İki cihan arasında
Her kancaru varır ise Bakıcak Didâr görünür
Bağ u bahar olsun ona. O sarın kenâresinde
Bana ağu sunan kişi O şar dediğim gönüldür
Şehd ü şeker olsun işi Ne delidir ne usludur.
Kolay gele müşkil işi Âşıklar kanı sebildir
Eli erer olsun ona. O sarın kenâresinde
Âşık Paşa Hacı Bayram-ı Veli
XIV. yüzyıl şairlerinden Âşık Paşa ve Hacı Bayram-ı Veli’den alınan yukarıdaki şiirleri dil ve söyleyiş yönünden karşılaştırınız. Sonuçları tahtada sıralayınız.
8. Her iki şiirde aynı dönemde olmasına rağmen aynı konuyu işlemiştir. Her ikisi de dil ve üslup yönünden aynıdır.
İNCELEME
1. metin
İLAHİ
Aşkın aldı benden beni Sûfilere sohbet gerek
Bana seni gerek seni Ahîlere ahret gerek
Ben yanarım dün ü günü Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni Bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim Eğer beni öldüreler
Ne yokluğa yerinirim Külüm göğe savuralar
Aşkın ile avunurum Toprağım anda çağıra
Bana seni gerek seni Bana seni gerek seni
Aşkın âşıklar öldürür Yunus’durur benim adım
Aşk denizine daldırır Gün geldikçe artar odum
Tecelli ile doldurur İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni Bana seni gerek seni
Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dün ü gün endişem
Bana seni gerek seni
Yunus Emre
1. Sınıfta yedi gruba ayrılınız. Grup sözcünüzü seçiniz.
a. Okuduğunuz ilahinin bir dörtlüğünü seçiniz. Belirlediğiniz dörtlükte ahengi sağlayan öğeleri, 9. sınıfta öğrendiğiniz “şiir inceleme yöntemi”ne göre tespit edip aşağıdaki tabloya yazınız.
a.
b. Şiirin yapı özelliklerini belirtiniz.
b. Şiir ilahi nazım şekli ile yazılmıştır. Nazım birimi dörtlüktür. 8’li hece ile yazılmış olup düz uyak şeklinde kafiyelenmiştir. Genellikle yarım uyak kullanılmıştır.
2. Yunus’un “Aşkın aldı benden beni /Bana seni gerek seni” diye seslendiği kimdir? Şairin bu seslenişi nasıl bir duyguyla yaptığını açıklayınız.
2. Şairin seslendiği Allah’tır. Allah aşkıyla yanıp tutuşan bir tasavvuf ehli insanın duygularını görebilmekteyiz.
3. Destan Dönemine ait, daha önce kitabınızda okuduğunuz sagu ya da koşukla Yunus Emre’nin ilahisini karşılaştırarak aşağıdaki soruları cevaplayınız.
a. Şiire yeni giren kelime, kavram ve sesleri (ünlüleri) belirleyiniz. Bunların dilimize giriş nedenini açıklayınız.
a. Aşk, aşık, mecnun , ahi, sufi gibi kelimeler girmiştir. Bunların girme nedeni İslam kültürünün yaşantımıza ve edebiyatımıza olan etkisidir.
b. Dilimize yeni yerleşen bu kelime, kavram ve söyleyiş tarzı o dönemde Türkçenin zenginleşmesini ve yeni bir edebî dilin oluşumunu sağlamış mıdır? Düşüncelerinizi açıklayınız.
b. İslamiyet Öncesi Türk edebiyatımızda kapalı bir edebiyat hakimdi, başka kültürlerden etkileşim söz konusu değildi. Fakat İslamiyet’in girmesiyle dilimizde yeni kavramlar girince ve özellikle de Türkler bu kavramları benimseyip Türk – İslam kültürü haline getirince Türkçe tamamen zenginleşmeye ve yeni kavramlar girmeye başladı.
4. a. XIII ve XIV. yüzyılda Anadolu’nun sosyal, siyasi ve kültürel durumu hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınıza aktarınız.
a. 4. XIII. ve XIV. yüzyılın siyasî ve sosyal durumu bir hayli karışıktır. XIII. yüzyılın başlarında Anadolu Selçuklu devleti eski gücünü kaybetmeye başlamıştı. Bu yüzyılın ortalarında, doğudan gelen Moğol akınları durdurulamadığından siyasî birlik bozuldu. Bunun sonunda bazı isyanlar çıktı. Bu çözülme ile birlikte XIV. yüzyılda Anadolu’da çeşitli beylikler görüldü. Yüzyılın sonuna gelindiğinden Osmanlı Beyliği Anadolu’da Türk birliğini yeniden kurmayı başardı.
b. Okuduğunuz ilahide, yeni uygarlığa ait değerlerin yansıtıldığı kelimeleri sıralayınız. Bu değerlerin şiirle ve manzum metinlerle halka öğretilmesinde şair ve yazarların rolünü nasıl değerlendirdiğinizi belirtiniz.
b. Ahi, sufi, aşk, iki cihan, tecelli, mecnun gibi kelimelerdir. Bu kelimeler özellikle 13 ve 14. Yüzyılda şair ve yazarlar tarafından anlatılması çok etkili olmuştur. Dönemi itibariyle Fetret döneminin yaşayan halk bu bunalımları şair ve yazarların anlatmış olduğu kavramlarla rahatlamışlardır.
5. Hazırlık bölümünde karşılaştırmasını yaptığınız Âşık Paşa ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin şiirlerini, Yunus Emre’nin okuduğunuz ilahisiyle de karşılaştırarak Oğuz Türkçesiyle nasıl bir şiir anlayışının oluşmaya başladığını kısaca aşağıya yazınız.
5. Türkistan’dan Anadolu’ya gelen Türkler büyük bir kültür ve medeniyeti de bu sahaya taşımış oldular Türk yazı dilinin tarihî gelişimi içerisinde Karahanlı Türkçesinden sonra Batı Türkçesi teşekkül etmeye başlamıştır. Batı Türkçesinin ilk dönemini Eski Türkiye Türkçesi’ni oluşturur Türkistan’dan Anadolu’ya gelen Türklerin büyük çoğunluğunu Oğuzlar oluşturduğu için bu devir Türkçesine Oğuz Türkçesi de denmiştir.
6. Okuduğunuz ilahinin “Ne varlığa sevinirim / Ne yokluğa yerinirim” dizelerinde Yunus, nefsin tüm isteklerinden arınarak Allah’a yönelmek gerektiğini vurguluyor. Fenafillah yani aşk içinde eriyebilmek için insanın (müridin) önce maddi olan her şeyden arınması gerekmektedir. İlahinin tamamına hâkim olan ilahî aşkı “Leyla ve Mecnun”un aşkı ile karşılaştırınız. Tasavvuf inancının yansıtıldığı diğer özellikleri de siz bulunuz.
6. Her iki metin de ilahi aşkı işlemektedir. Leyla ile Mecnun hikayesinde de aşk beşeri aşk gibi görünse de gerçek akı bulan Mecnun, beşeri aşktan vazgeçer.
Aşkın âşıklar öldürür
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni
Sûfilere sohbet gerek
Ahîlere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni
Yunus’durur benim adım
Gün geldikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni
Yukarıdaki dizelerde de tasavvuf inancının izlerini görebilmekteyiz.
7. Aşağıdaki şemayı inceleyiniz.
İncelediğiniz şema ve okuduğunuz ilahiden de hareketle İslamiyet’in kabulüyle Türk toplumunda görülen kültür değişikliğini açıklayan bir paragraf yazınız.
7. Bir yaşam biçimi olarak kabul edilen İslam dini, Türklerin sosyal ve kültürel yaşamında, düşünce dünyasında ve dil anlayışında köklü değişiklikler meydana getirdiği gibi kültürün önemli bir yansıması olan edebî ürünlerde de yeni şekillenmelere zemin hazırlamıştır. Bu ortak edebî malzemenin temelinde İslami birikim vardır. Arap, İran ve Türk şairleri, işte bu malzemeyi farklı dil, güzellik ve sanat anlayışlarıyla işlemişlerdir.
8. Şiirin temasını söyleyiniz.
8. Allah sevgisi
9. Şiiri ilk okuduğunuzda neler hissettiniz? Yunus’un birinci, üçüncü ve dördüncü dörtlüklerinde geçen “yanarım, öldürür, aşk şarabı” kelime ve kelime gruplarıyla neleri anlatmaya çalıştığını açıklayınız. İlahide geçen bu tarzdaki diğer anlatımları da siz bulunuz. Tasavvuf ve Yunus Emre ile ilgili edindiğiniz bu bilgilerden sonra şiiri bir kez daha okuyunuz. İlahinin şimdi size neler hissettirdiğini belirterek şiiri yorumlayınız.
9. Mürid, Allah aşkıyla yanan kimse demektir. Bu aşk ateşi onu öldürmektedir. Aşkından dolayı sarhoş gibidir. Aşk şarabından içmiş gibidir. Ne yaptığını bilemez. Allah’a kavuşmak için uğraşır.
10. a. Yunus Emre ve onun sanat anlayışı hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
a. YUNUS EMRE:
b. Yunus Emre’nin hayatı hakkında edindiğiniz bilgilerden yola çıkarak şair ile ilahi arasındaki ilgiyi açıklayınız.
b. Hayatı ve şiirinden yola çıkarak bir tasavvuf ehli olduğu ve hayatını eserlerine yansıttığını görebilmekteyiz.
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz
11. Yunus Emre’ye ait yukarıdaki dörtlükten ve kitabınızda okuduğunuz ilahiden yararlanarak onun fikrî ve edebî yönü hakkında aşağıya bir paragraf yazınız. Yazınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
11. Edebi yönü bakımından etkili söz kullanmayı önemsemiştir. Herkesi kullandığı sıradan sözcüklerle sanatsal ve etkili sözler kullanmıştır ki burada söz söylemenin öneminden bahsetmektedir.
2. metin
GAZEL
Aceb bu derdümün dermanı yok mı
Ya bu sabr itmegün oranı yok mı
Yanarım mumlayın baştan ayağa
Nedür bu yanmagun pâyânı yok mı
Güler düşmen benim ağladuğuma
Aceb şol kâfirin îmânı yok mı
Delüpdür cigerümi gamzen okı
Ara yürekde gör peykânı yok mı
Su gibi kanımı toprağa kardun
Ne sanursun garîbün kanı yok mı
Cemâl-i hüsnüne mağrur olursın
Kemâl-i hüsnünün noksanı yok mı
Begüm, Dehhânî’ye ölmezdin öndin
Tapuna irmegü imkânı yok mı
Günümüz Türkçesiyle
Acaba bu derdimin dermanı yok mu?
Ya bu sabretmenin oranı yok mu?
Mum gibi baştan ayağa yanıyorum,
Nedir, bu yanmanın sonu yok mudur’
Düşman benim ağladığıma güler,
Acaba şu kâfirin imanı yok mudur?
Yan bakışın oku ciğerimi deldi
Ara, yürekte temreni yok mu gör.
Kanımı toprağa su gibi karıştırdın,
Garibin kanı yok mu sanıyorsun?
Yüzünün güzelliğine gururlanıyorsun
Güzelliğinin eksileceği yok mu?
Beyim! ölmeden önce Dehhânî’nin
Senin huzuruna çıkmasının imkânı yok mu?
Dehhânî
Büyük Türk Klasikleri
1. Okuduğunuz gazelde, ahengi sağlayan öğeleri, 9. sınıfta öğrendiğiniz “şiir inceleme yöntemi”ne göre tespit edip aşağıya yazınız.
1. Beyitlerle yazılmış olup yedi beyitten oluşur. Kafiye örgüsü aa, ba, ca, da, ea, fa, ga şeklinde kafiyelenmiştir. Mahlas kullanılmıştır. Tam kafiye kullanılmıştır. Aruz ölçüsü ile yazılmıştır.
2. a. Gazelde geçen “derman, sabr, pâyân, peygân, zâlim, cemal, hüsn, mağrur” kelimelerinin anlamlarını ve Türkçeye hangi dillerden girdiklerini söyleyiniz. Dehhânî’nin bu yeni kelimeleri kullanma nedenini açıklayınız.
2.
Derman= Güç, takat, mecal
Sabr= Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme
Payan= Son, sonuç, nihayet
Peygan= Ok
Zâlim = Zulm eden
Cemal= Yüz güzelliği
Hüsn= güzellik
Mağrur= Gururlanma
Bu kelimeler dilimize Farsça ve özellikle Arapçanın etkisi ile girmiştir. Dehhani bunları İslam kültürünün etkisi ile yazmıştır.
b. “Derman, pâyân, garîb, mağrur” kelimelerinde “a, i ve u” ünlülerinin neden uzun okunduğunu söyleyiniz.
b. Aruzla yazıldığı için aruz ölçüsünde hece sayısı değil, seslerin uzunluğu ve kalınlığı önemlidir. Buradaki a,i,u seslerin üzerinde işaretler onları bir buçuk ses olarak okutarak uzatıldığını gösterir.
c. Aruz ölçüsüne göre ikinci beyitteki “pâ-yâ” hecelerinin neden kapalı gösterildiğini belirtiniz.
c. Yine aruz ölçüsünün etkisiyle gerçekleşmiştir.
ç. “Süzgün bakış, sevgilinin süzgün veya manalı yan bakışı. Divan şiirinde sevgilinin bakışı gamzeyi doğurur ve bu gamzede binlerce anlam vardır. Âşık, bakışın manasını çözmekte güçlük çeker. Gamze, yalnızca bakışa dayanmayıp göz, kaş ve kirpiğin birlikte ortaya koyduğu bir harekettir. Gamze, gözden çıkar ve âşığa ıstırap verir. O öylesine naziktir ki hiç hissettirmeden sanatını icra eder. Sevgili, âşığa gamzeleriyle naz yapar ve gamzesini tam yerinde ve zamanında gerçekleştirir. Divan şiirinde gamze en çok ok ve kılıca benzetilir. Gamze ok olunca yaralamak, delmek, öldürmek, avlamak gibi eylemleri üstlenir. Bir ok olan gamzenin hedefi ise can, gönül, sine, ciğer ve yürektir. (…) Gamzenin ok oluşunun en büyük nedeni kirpik oklarından dolayıdır. Sevgili, şöyle süzgün bir bakışıyla yay kaşlarından kirpik oklarını hedefe atar. Zaten onun kaşları ile kirpikleri kurulu bir kemanı andırır. Sevgili bu okları atmada öyle ustadır ki hiçbiri hedefini şaşırmaz. (…) Gamze bazen öldürücü bir katil bazen de cellattır. Âşık, gamze ile şehit olunca gamze de kâfir olur.”
Yukarıdaki açıklamayı yansıtan imge(mazmun)nin şiirde nasıl kullanıldığını açıklayınız.
Gazelle ilgili bu incelemenizden yola çıkarak o dönemde İslam medeniyetinin etkisiyle dilin zenginleşmesi ve yeni bir edebî dil arayışının nedenleri hakkındaki düşüncelerinizi açıklayınız.
ç. Divan edebiyatı estetiği içerisinde kullanılan önemli mazmunlardır ki bütün şairler bunları hemen hemen aynı şekilde kullanır. Burda önemli olan neyi anlattığın değil nasıl anlattığındır. Eğer kaşların güzelliği anlatıyorsan herkesten farklı bir üslup içinde anlatırsan önemli bir yere sahip olursun.
3. Okuduğunuz gazelden hareketle İslamiyet’in kabulüyle birlikte Türk toplumundaki kültürel değişmeyi özetleyiniz.
3. İslamiyet’in Türkler arasında yayılmasında dönüm noktası olmuştur. Karahanlılar ilk Müslüman Türk devleti olmuştur.
Toplumda meydana gelen inanca bağlı değişiklikler sosyal hayatı bütünüyle etkiler, değiştirir. Pagan inanışı, Şamanizm ve GökTanrı inancı Türklerin ilk dinî inancını oluşturuyordu. Türklerin İslamiyet’i kabul etmeleriyle birlikte inançları tamamen değişmiştir. İslamiyet’le 10. yüzyıldan 19. yüzyılın sonlarına kadar etkisini devam ettiren yeni bir medeniyet ve kültür dairesine girmişlerdir. Bu medeniyetin etkisiyle yerleşik hayata geçmişlerdir. Yerleşik hayata geçince de dünyaca tanınan şehirler ve kültür merkezlen kurmuşlardır. Bilim, sanat, edebiyat, sosyal hayat, devlet sistemi gibi alanlarda büyük ilerlemeler sağlamışlardır.
Bir yaşam biçimi olarak kabul edilen İslam dini, Türklerin sosyal ve kültürel yaşamında, düşünce dünyasında ve dil anlayışında köklü değişiklikler meydana getirdiği gibi kültürün önemli bir yansıması olan edebî ürünlerde de yeni şekillenmelere zemin hazırlamıştır. Bu ortak edebî malzemenin temelinde İslami birikim vardır. Arap, İran ve Türk şairleri, işte bu malzemeyi farklı dil, güzellik ve sanat anlayışlarıyla işlemişlerdir.
11. yüzyıl ile 12. yüzyıl arasında Türk edebiyatı bir geçiş dönemi yaşamıştır. Arap ve Fars edebiyatının etkisiyle Türk edebiyatı, yeni biçim ve içeriklerle zenginleşmiştir. Bu yüzyıllarda Arap ve İran edebiyatlarıyla tanışan edebiyatçılarımız, gerek İran, gerekse Arap edebiyatlarındaki şekil ve türleri Türk edebiyatına taşımışlardır. Türk sanatçıları, ilk önceleri Arap ve İran edebiyatlarında çok yaygın olan bazı eserleri tekrar yazma yoluna gitmişler; ancak zaman içinde içerik ve üslup yönünden özgün ve üstün eserler ortaya koymuşlardır.
Edebiyat, İslamiyet’ten önceki sözlü kültürün devamı olan Halk edebiyatı, İslam düşüncesiyle yoğrulmuş, İslam’ın daha çok etkisinde kalan Divan edebiyatıyla birlikte gelişmeye devam etmiştir.
4. Gazelin temasını söyleyiniz.
4. Aşk
5. Şairin, gazelde sevgiliyi ve kendini nelere benzettiğini söyleyiniz. Bu benzetmelerin şiire nasıl bir anlam yüklediğini açıklayınız. Şiirle ilgili bu bilgilerinizden yararlanarak gazeli yorumlayınız.
5. Kendini muma benzetmiş
Sevgiliye kafir demiş
Sevgilin kirpiklerini oka benzetmiş
Bunlar şiirde ayrı bir estetik güzellik sağlamıştır. Yan anlam ve mecazlarla söz sanatlarının olması şiir etkileyici ve çarpıcı kılmıştır.
6. Kitabınızdaki ilahi ve gazelden hareketle XIII – XIV. yüzyıllarda Oğuz Türkçesinin Anadolu’da yazılmış ilk şiirlerinin oluşmasını sağlayan zihniyet hakkında bilgi veriniz.
6. İlahi ve gazellerde hakim olan zihniyet Arap ve Fars kültürüdür. İslamiyet’in kabulünden sonra Türkler bu iki topluluğun etkisine girmişler ve her alansa bu iki kültürün izleri görülmektedir.
7. a. Dehhânî’nin sanat anlayışı hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
a. 13. asırda din dışı eserler veren ve Divan şiirinin ilk temsilcisi sayılan Hoca Dehhani’nin hayatı hakkında etraflıca bilgi yoktur. Horasanlı olduğu, Konya’ya gelip Anadolu Selçuklu sultanı 3. Alaaddin’e kasideler sunduğu, eserlerinden anlaşılmaktadır. Oldukça işlenmiş bir şiir üslubu olduğuna göre onunla aynı çağda yaşamış başka şairlerin varlığı da kuvvetli ihtimaldir .Yine gazelin ve Divan edebiyatının bizde yankı bulması onunla olmuştur. Divan edebiyatının kurucusudur.
b. Dehhânî ile ilgili edindiğiniz bilgiler ve okuduğunuz gazelden hareketle şair ile eseri arasında nasıl bir ilgi olduğunu açıklayınız.
b. Aralarında sıkı bir ilişki vardır. Zihniyetinin yansıtmıştır.
8. Dehhânî’nin fikrî ve edebî yönü hakkındaki düşüncelerinizi kısaca şemaya yazınız.
Hoca Dehhânî:
9. Okuduğunuz ilahi ve gazelin yapı özellikleriyle ilgili, aşağıdaki tabloda istenen bilgileri belirledikten sonra ilgili bölümlere yazınız.
YORUMLAMA – GÜNCELLEME
1. Senin aşkın beni benden alıptır
Ne şirin dert bu, dermandan içeri
Yukarıdaki dizeler ve kitabınızda okuduğunuz ilahiden hareketle, Yunus Emre’nin “Allah aşkı’yla ilgili düşüncelerinizi açıklayınız.
1. Cevabı size kalmış…
2. a. Daha önceden hazırladığınız günümüz şairlerinden birine ait beğendiğiniz aşk şiirini okuyunuz.
a. Cevabı size kalmış…
b. Dehhânî, okuduğunuz gazelde sevgiliyi niçin “kâfir ve zalim” olarak nitelendiriyor? Şair, sevgiliyi böyle nitelemesine, ondan şikâyet etmesine karşın sevgiliden vazgeçmiyor. Okuduğunuz günümüz aşk şiirinde ve popüler şarkı sözlerinde âşık ve âşık olunan kişi (maşuk) arasındaki bağın nasıl olduğunu örnekler vererek açıklayınız.
b. Divan şiiri anlayışında sevgili aşığa hiç meyil vermez, yüz vermez ve ona aşk acısı içinde bırakmak en büyük erdemidir. Dolayısıyla şairler de bu derce acı çektiren birine zalim ve kafir isimlerini kullanmışlardır.
3. Sınıfınızda Yunus Emre’nin şiirlerini okuma yarışması düzenleyiniz. Şiirleri en iyi okuyan arkadaşınızı, sınıfta oluşturacağınız bir jüri tarafından belirleyiniz.
3. Cevabı size kalmış…
DEĞERLENDİRME
1. Aşağıdaki noktalı yerlere uygun sözcükleri yazarak cümleleri tamamlayınız.
3. “Onu halk şairi saymak bir bakıma yanlıştır. Ama o, halka, halkın diliyle seslenerek halkın şairi olabilmiştir. Zaten başarısının sırlarından biri de budur. Hece ile söylediği şiirlerinden başka, aruzla yazılmış şiirleri de vardır. Yaşamı üzerine kesin bilgiler yoktur. “Risaletü’n Nushiye” adlı mesnevisinin yazılış tarihinden yola çıkarak XIII. yüzyılda yaşadığı konusunda birleşilmiştir.”
Metinde aşağıdakilerden hangisinden söz ediliyor?
A. Pir Sultan Abdal
B. Hacı Bayram-ı Veli
C. Yunus Emre
D. Mevlânâ
E. Ahmet Hasım
(1996 – ÖYS)
CEVAP:C
4. Gazelin ilk beytine matla (I), genellikle şairin adı bulunan son beytine tegazzül (II), en güzel beytine bey tül gazel (III) denir. Her beyti aynı konudan söz eden gazele yek ahenk (IV), her beyti aynı derecede güzel olan gazele yek âvâz (V) adı verilir.
Bu parçadaki numaralı terimlerden hangisinin açıklaması yanlıştır?
A. I B. II OIII D. IV E. V
CEVAP:B
5. Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıyan insan sevgisini açıklayınız.
Read more
3. Oğuz Türkçesinin Anadolu’daki İlk Ürünleri (XIII – XIV. Yüzyıl)
a. Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler (Şiir; İlahi, Nefes, Gazel)
HAZIRLIK
1. Yunus Emre ve Dehhânî’nin sanat anlayışları hakkında bilgi edininiz.
1. YUNUS EMRE:
- 13. yy’da yaşamıştır.
- Bugünkü Türkçe’nin başlatıcısı, Tekke edebiyatının en büyük şairidir.
- Yalın ve özlü söyleyiş (Sehl-i Mümteni) ustasıdır.
- İnsan sevgisini temel olarak almıştır.
- Hece ölçüsünü kullanmıştır, Aruzla da yazmıştır.
- İlahi ve nefesleri çoğunluktadır.
- Divan ve Risalet-ün Nushiye adlı eserleri vardır.
2. Yunus Emre’nin beğendiğiniz bir ilahisini şiir okuma yarışmasına katılmak üzere ezberleyiniz.
2.
3. “İlahi ve gazel” nazım şekilleri hakkında bilgi edininiz.
3. İLAHİ
Allah’ı övmek ve ona duyulan aşkı dile getirmek, ona yaklaşmak amacıyla söylenen şiirlerdir.
Belli bir makamla söylenir.
Genelde hece ölçüsünün 7-8′li kalıbıyla söylenir. Aruzla söylenenleri de vardır.
Uyak düzeni, dörtlüklerle söylenenlerde koşma tipi; beyitlerle söylenenlerde gazel tipindedir.
Tarikatlara göre değişik isimler almışlardır. Mevleviler ayin, Bektaşiler nefes, Gülşehriler tapuğ, Aleviler deme, Yeseviler de hikmet adını vermişlerdir.
Yunus Emre bu türün önemli isimlerindendir.
GAZEL
Divan şiirinde; çok yaygın olarak kullanılan bir nazım şeklidir. Aruz ölçüsüyle yazılır. Birinci beyit kendi arasında kafiyeli, diğer beyitlerin birinci mısraları serbest, ikinci mısraları birinci beyit ile kafiyelidir. Kafiye düzenini şematik olarak belirtmek gerekirse aa / ba / ca / da / ea / fa şeklinde ifade etmek mümkündür. Gazellerde beyitler arasında mana birliği olabileceği gibi, her beyit ayrı bir konuyu işlemiş de olabilir.
Gazellerde aşk duyguları, şarap âlemleri, tabiat güzellikleriyle birleşmiş bir şekilde, canlı ve akıcı bir üslûpla dile getirilir.
Gazelin ilk beyitine matla, son beyitine makta adı verilir. Matla beyitinden sonra gelen beyite hüsn-i matla, makta beyiti’nden bir önceki beyite ise hüsn-i makta denir. En güzel beyitine beyt’ül gazel, beyitleri arasında konu birliği bulunan gazellere yek-ahenk gazel, her beyiti aynı mükemmellikte söylenmiş olan gazellere ise yek-avaz gazel denir.
Mısra sonlarındaki kafiyelerden aynı olarak mısra içlerinde de kafiye bulunan gazellere musammat gazel adı verilir. Değişik konularda yazılmış olmakla beraber, gazeller genellikle birer aşk şiirleridir. Sevgi bitmez tükenmez temasıdır. Gazellerin isimlendirilmeleri ya rediflerine göre veya ilk mısralarına göre olur. Ayrı kelime halinde redifleri olan gazeller bu rediflerine göre, olmayanlar ise ilk mısralarına göre adlandırılır.
Divan edebiyatının en yaygın kullanılan nazım biçimidir. Önceleri Arap edebiyatında kasidenin tegazzül adı verilen bir bölümü iken sonra ayrı bir biçim halinde gelişmiştir. Gazelin beyit sayısı 5-15 arasında değişir. Daha fazla beyitten olaşan gazellere müyezzel ya da mutavvel gazel denilir.
4. XIII ve XIV. yüzyılda Anadolu’nun soysal, siyasal ve kültürel durumu hakkında bilgi edininiz.
4. XIII. ve XIV. yüzyılın siyasî ve sosyal durumu bir hayli karışıktır. XIII. yüzyılın başlarında Anadolu Selçuklu devleti eski gücünü kaybetmeye başlamıştı. Bu yüzyılın ortalarında, doğudan gelen Moğol akınları durdurulamadığından siyasî birlik bozuldu. Bunun sonunda bazı isyanlar çıktı. Bu çözülme ile birlikte XIV. yüzyılda Anadolu’da çeşitli beylikler görüldü. Yüzyılın sonuna gelindiğinden Osmanlı Beyliği Anadolu’da Türk birliğini yeniden kurmayı başardı.
5. Aruz ölçüsüyle ilgili bilgilerinizi arkadaşlarınızla birlikte tekrar ediniz.
5. Aruz çadırın orta kısmı demektir. Şiirde seslerin uzunluk ve kısalığı esasına dayalı ölçüdür. Aruz hecelerin sayısını değil, şeklini esas alır. Aruzla yazılmış şiirlerde, her bir mısranın heceleri, diğer mısraların aynı hizadaki heceleriyle aynı açıklık (kısalık) ve kapalılık (uzunluk) noktasında birbirlerine denktir.
6. Günümüz şairlerinden birine ait beğendiğiniz bir aşk şiiri bulunuz.
6. Seni Aşksız Bırakmam
Seninle tattım ben her mutluluğu
Bırakıp gidersen bil ki yaşayamam
Ömrümden canımdan ne istersen al
Gülü susuz seni aşksız bırakmam
Üşüdüm diyorsan güneş olurum
Yanarım sevginle ateş olurum
Dolarım havaya nefes olurum
Gülü susuz seni aşksız bırakmam
Gönlümdeki derdi siler atarım
Ümit pınarından coşar akarım
Kış göstermem sana ben hep baharım
Gülü susuz seni aşksız bırakmam
Zekai TUNCA
7. Sizce şiirlerde daha çok aşk ve sevgilinin konu olarak işlenmesinin nedenleri nelerdir?
7. Aşk ve sevgi insanların karşı koyamayacağı bir duygudur. Evrensel bir tema olduğu için de yıllardır birçok şair tarafından farklı üsluplarla anlatılmıştır ve anlatılmaya devam etmektedir.
8.
Her kim bana ağyar ise Çalabım bir şar yaratmış
Hak Tanrı yâr olsun ona İki cihan arasında
Her kancaru varır ise Bakıcak Didâr görünür
Bağ u bahar olsun ona. O sarın kenâresinde
Bana ağu sunan kişi O şar dediğim gönüldür
Şehd ü şeker olsun işi Ne delidir ne usludur.
Kolay gele müşkil işi Âşıklar kanı sebildir
Eli erer olsun ona. O sarın kenâresinde
Âşık Paşa Hacı Bayram-ı Veli
XIV. yüzyıl şairlerinden Âşık Paşa ve Hacı Bayram-ı Veli’den alınan yukarıdaki şiirleri dil ve söyleyiş yönünden karşılaştırınız. Sonuçları tahtada sıralayınız.
8. Her iki şiirde aynı dönemde olmasına rağmen aynı konuyu işlemiştir. Her ikisi de dil ve üslup yönünden aynıdır.
İNCELEME
1. metin
İLAHİ
Aşkın aldı benden beni Sûfilere sohbet gerek
Bana seni gerek seni Ahîlere ahret gerek
Ben yanarım dün ü günü Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni Bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim Eğer beni öldüreler
Ne yokluğa yerinirim Külüm göğe savuralar
Aşkın ile avunurum Toprağım anda çağıra
Bana seni gerek seni Bana seni gerek seni
Aşkın âşıklar öldürür Yunus’durur benim adım
Aşk denizine daldırır Gün geldikçe artar odum
Tecelli ile doldurur İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni Bana seni gerek seni
Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dün ü gün endişem
Bana seni gerek seni
Yunus Emre
1. Sınıfta yedi gruba ayrılınız. Grup sözcünüzü seçiniz.
a. Okuduğunuz ilahinin bir dörtlüğünü seçiniz. Belirlediğiniz dörtlükte ahengi sağlayan öğeleri, 9. sınıfta öğrendiğiniz “şiir inceleme yöntemi”ne göre tespit edip aşağıdaki tabloya yazınız.
a.
Ölçütler |
1
|
2
|
3
| |
İlahinin Ahenk
Öğeleri |
Aliterasyon | b,s, n sesleri | n ve r sesi | d,l,r sesi |
Asonans | a ve e sesi | a ve e sesi | a ve e sesi | |
Kelime veya Dize Tekrarı | Bana seni gerek seni | Bana seni gerek seni | Bana seni gerek seni | |
Ölçü | Hece | Hece | Hece | |
Uyak | Yarım uyak | Yarım uyak | Yarım uyak |
Ölçütler |
4
|
5
|
6
|
7
| |
İlahinin Ahenk
Öğeleri |
Aliterasyon | ş ve n sesi | s,r,k sesi | r sesi | D sesi |
Asonans | a ve e sesi | a ve e sesi | a ve e sesi | a ve e sesi | |
Kelime veya
Dize Tekrarı |
Bana seni gerek seni | Bana seni gerek seni | Bana seni gerek seni | Bana seni gerek seni | |
Ölçü | Hece | Hece | Hece | Hece | |
Uyak | Uyak yok, ahenk redifle sağlanmış. | Uyak yok, ahenk redifle sağlanmış. | Yarım uyak | Yarım uyak |
b. Şiirin yapı özelliklerini belirtiniz.
b. Şiir ilahi nazım şekli ile yazılmıştır. Nazım birimi dörtlüktür. 8’li hece ile yazılmış olup düz uyak şeklinde kafiyelenmiştir. Genellikle yarım uyak kullanılmıştır.
2. Yunus’un “Aşkın aldı benden beni /Bana seni gerek seni” diye seslendiği kimdir? Şairin bu seslenişi nasıl bir duyguyla yaptığını açıklayınız.
2. Şairin seslendiği Allah’tır. Allah aşkıyla yanıp tutuşan bir tasavvuf ehli insanın duygularını görebilmekteyiz.
3. Destan Dönemine ait, daha önce kitabınızda okuduğunuz sagu ya da koşukla Yunus Emre’nin ilahisini karşılaştırarak aşağıdaki soruları cevaplayınız.
a. Şiire yeni giren kelime, kavram ve sesleri (ünlüleri) belirleyiniz. Bunların dilimize giriş nedenini açıklayınız.
a. Aşk, aşık, mecnun , ahi, sufi gibi kelimeler girmiştir. Bunların girme nedeni İslam kültürünün yaşantımıza ve edebiyatımıza olan etkisidir.
b. Dilimize yeni yerleşen bu kelime, kavram ve söyleyiş tarzı o dönemde Türkçenin zenginleşmesini ve yeni bir edebî dilin oluşumunu sağlamış mıdır? Düşüncelerinizi açıklayınız.
b. İslamiyet Öncesi Türk edebiyatımızda kapalı bir edebiyat hakimdi, başka kültürlerden etkileşim söz konusu değildi. Fakat İslamiyet’in girmesiyle dilimizde yeni kavramlar girince ve özellikle de Türkler bu kavramları benimseyip Türk – İslam kültürü haline getirince Türkçe tamamen zenginleşmeye ve yeni kavramlar girmeye başladı.
4. a. XIII ve XIV. yüzyılda Anadolu’nun sosyal, siyasi ve kültürel durumu hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınıza aktarınız.
a. 4. XIII. ve XIV. yüzyılın siyasî ve sosyal durumu bir hayli karışıktır. XIII. yüzyılın başlarında Anadolu Selçuklu devleti eski gücünü kaybetmeye başlamıştı. Bu yüzyılın ortalarında, doğudan gelen Moğol akınları durdurulamadığından siyasî birlik bozuldu. Bunun sonunda bazı isyanlar çıktı. Bu çözülme ile birlikte XIV. yüzyılda Anadolu’da çeşitli beylikler görüldü. Yüzyılın sonuna gelindiğinden Osmanlı Beyliği Anadolu’da Türk birliğini yeniden kurmayı başardı.
b. Okuduğunuz ilahide, yeni uygarlığa ait değerlerin yansıtıldığı kelimeleri sıralayınız. Bu değerlerin şiirle ve manzum metinlerle halka öğretilmesinde şair ve yazarların rolünü nasıl değerlendirdiğinizi belirtiniz.
b. Ahi, sufi, aşk, iki cihan, tecelli, mecnun gibi kelimelerdir. Bu kelimeler özellikle 13 ve 14. Yüzyılda şair ve yazarlar tarafından anlatılması çok etkili olmuştur. Dönemi itibariyle Fetret döneminin yaşayan halk bu bunalımları şair ve yazarların anlatmış olduğu kavramlarla rahatlamışlardır.
5. Hazırlık bölümünde karşılaştırmasını yaptığınız Âşık Paşa ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin şiirlerini, Yunus Emre’nin okuduğunuz ilahisiyle de karşılaştırarak Oğuz Türkçesiyle nasıl bir şiir anlayışının oluşmaya başladığını kısaca aşağıya yazınız.
5. Türkistan’dan Anadolu’ya gelen Türkler büyük bir kültür ve medeniyeti de bu sahaya taşımış oldular Türk yazı dilinin tarihî gelişimi içerisinde Karahanlı Türkçesinden sonra Batı Türkçesi teşekkül etmeye başlamıştır. Batı Türkçesinin ilk dönemini Eski Türkiye Türkçesi’ni oluşturur Türkistan’dan Anadolu’ya gelen Türklerin büyük çoğunluğunu Oğuzlar oluşturduğu için bu devir Türkçesine Oğuz Türkçesi de denmiştir.
6. Okuduğunuz ilahinin “Ne varlığa sevinirim / Ne yokluğa yerinirim” dizelerinde Yunus, nefsin tüm isteklerinden arınarak Allah’a yönelmek gerektiğini vurguluyor. Fenafillah yani aşk içinde eriyebilmek için insanın (müridin) önce maddi olan her şeyden arınması gerekmektedir. İlahinin tamamına hâkim olan ilahî aşkı “Leyla ve Mecnun”un aşkı ile karşılaştırınız. Tasavvuf inancının yansıtıldığı diğer özellikleri de siz bulunuz.
6. Her iki metin de ilahi aşkı işlemektedir. Leyla ile Mecnun hikayesinde de aşk beşeri aşk gibi görünse de gerçek akı bulan Mecnun, beşeri aşktan vazgeçer.
Aşkın âşıklar öldürür
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni
Sûfilere sohbet gerek
Ahîlere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni
Yunus’durur benim adım
Gün geldikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni
Yukarıdaki dizelerde de tasavvuf inancının izlerini görebilmekteyiz.
7. Aşağıdaki şemayı inceleyiniz.
İncelediğiniz şema ve okuduğunuz ilahiden de hareketle İslamiyet’in kabulüyle Türk toplumunda görülen kültür değişikliğini açıklayan bir paragraf yazınız.
7. Bir yaşam biçimi olarak kabul edilen İslam dini, Türklerin sosyal ve kültürel yaşamında, düşünce dünyasında ve dil anlayışında köklü değişiklikler meydana getirdiği gibi kültürün önemli bir yansıması olan edebî ürünlerde de yeni şekillenmelere zemin hazırlamıştır. Bu ortak edebî malzemenin temelinde İslami birikim vardır. Arap, İran ve Türk şairleri, işte bu malzemeyi farklı dil, güzellik ve sanat anlayışlarıyla işlemişlerdir.
8. Şiirin temasını söyleyiniz.
8. Allah sevgisi
9. Şiiri ilk okuduğunuzda neler hissettiniz? Yunus’un birinci, üçüncü ve dördüncü dörtlüklerinde geçen “yanarım, öldürür, aşk şarabı” kelime ve kelime gruplarıyla neleri anlatmaya çalıştığını açıklayınız. İlahide geçen bu tarzdaki diğer anlatımları da siz bulunuz. Tasavvuf ve Yunus Emre ile ilgili edindiğiniz bu bilgilerden sonra şiiri bir kez daha okuyunuz. İlahinin şimdi size neler hissettirdiğini belirterek şiiri yorumlayınız.
9. Mürid, Allah aşkıyla yanan kimse demektir. Bu aşk ateşi onu öldürmektedir. Aşkından dolayı sarhoş gibidir. Aşk şarabından içmiş gibidir. Ne yaptığını bilemez. Allah’a kavuşmak için uğraşır.
10. a. Yunus Emre ve onun sanat anlayışı hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
a. YUNUS EMRE:
- 13. yy’da yaşamıştır.
- Bugünkü Türkçe’nin başlatıcısı, Tekke edebiyatının en büyük şairidir.
- Yalın ve özlü söyleyiş (Sehl-i Mümteni) ustasıdır.
- İnsan sevgisini temel olarak almıştır.
- Hece ölçüsünü kullanmıştır, Aruzla da yazmıştır.
- İlahi ve nefesleri çoğunluktadır.
- Divan ve Risalet-ün Nushiye adlı eserleri vardır.
b. Yunus Emre’nin hayatı hakkında edindiğiniz bilgilerden yola çıkarak şair ile ilahi arasındaki ilgiyi açıklayınız.
b. Hayatı ve şiirinden yola çıkarak bir tasavvuf ehli olduğu ve hayatını eserlerine yansıttığını görebilmekteyiz.
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz
11. Yunus Emre’ye ait yukarıdaki dörtlükten ve kitabınızda okuduğunuz ilahiden yararlanarak onun fikrî ve edebî yönü hakkında aşağıya bir paragraf yazınız. Yazınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
11. Edebi yönü bakımından etkili söz kullanmayı önemsemiştir. Herkesi kullandığı sıradan sözcüklerle sanatsal ve etkili sözler kullanmıştır ki burada söz söylemenin öneminden bahsetmektedir.
2. metin
GAZEL
Aceb bu derdümün dermanı yok mı
Ya bu sabr itmegün oranı yok mı
Yanarım mumlayın baştan ayağa
Nedür bu yanmagun pâyânı yok mı
Güler düşmen benim ağladuğuma
Aceb şol kâfirin îmânı yok mı
Delüpdür cigerümi gamzen okı
Ara yürekde gör peykânı yok mı
Su gibi kanımı toprağa kardun
Ne sanursun garîbün kanı yok mı
Cemâl-i hüsnüne mağrur olursın
Kemâl-i hüsnünün noksanı yok mı
Begüm, Dehhânî’ye ölmezdin öndin
Tapuna irmegü imkânı yok mı
Günümüz Türkçesiyle
Acaba bu derdimin dermanı yok mu?
Ya bu sabretmenin oranı yok mu?
Mum gibi baştan ayağa yanıyorum,
Nedir, bu yanmanın sonu yok mudur’
Düşman benim ağladığıma güler,
Acaba şu kâfirin imanı yok mudur?
Yan bakışın oku ciğerimi deldi
Ara, yürekte temreni yok mu gör.
Kanımı toprağa su gibi karıştırdın,
Garibin kanı yok mu sanıyorsun?
Yüzünün güzelliğine gururlanıyorsun
Güzelliğinin eksileceği yok mu?
Beyim! ölmeden önce Dehhânî’nin
Senin huzuruna çıkmasının imkânı yok mu?
Dehhânî
Büyük Türk Klasikleri
1. Okuduğunuz gazelde, ahengi sağlayan öğeleri, 9. sınıfta öğrendiğiniz “şiir inceleme yöntemi”ne göre tespit edip aşağıya yazınız.
1. Beyitlerle yazılmış olup yedi beyitten oluşur. Kafiye örgüsü aa, ba, ca, da, ea, fa, ga şeklinde kafiyelenmiştir. Mahlas kullanılmıştır. Tam kafiye kullanılmıştır. Aruz ölçüsü ile yazılmıştır.
2. a. Gazelde geçen “derman, sabr, pâyân, peygân, zâlim, cemal, hüsn, mağrur” kelimelerinin anlamlarını ve Türkçeye hangi dillerden girdiklerini söyleyiniz. Dehhânî’nin bu yeni kelimeleri kullanma nedenini açıklayınız.
2.
Derman= Güç, takat, mecal
Sabr= Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme
Payan= Son, sonuç, nihayet
Peygan= Ok
Zâlim = Zulm eden
Cemal= Yüz güzelliği
Hüsn= güzellik
Mağrur= Gururlanma
Bu kelimeler dilimize Farsça ve özellikle Arapçanın etkisi ile girmiştir. Dehhani bunları İslam kültürünün etkisi ile yazmıştır.
b. “Derman, pâyân, garîb, mağrur” kelimelerinde “a, i ve u” ünlülerinin neden uzun okunduğunu söyleyiniz.
b. Aruzla yazıldığı için aruz ölçüsünde hece sayısı değil, seslerin uzunluğu ve kalınlığı önemlidir. Buradaki a,i,u seslerin üzerinde işaretler onları bir buçuk ses olarak okutarak uzatıldığını gösterir.
c. Aruz ölçüsüne göre ikinci beyitteki “pâ-yâ” hecelerinin neden kapalı gösterildiğini belirtiniz.
c. Yine aruz ölçüsünün etkisiyle gerçekleşmiştir.
ç. “Süzgün bakış, sevgilinin süzgün veya manalı yan bakışı. Divan şiirinde sevgilinin bakışı gamzeyi doğurur ve bu gamzede binlerce anlam vardır. Âşık, bakışın manasını çözmekte güçlük çeker. Gamze, yalnızca bakışa dayanmayıp göz, kaş ve kirpiğin birlikte ortaya koyduğu bir harekettir. Gamze, gözden çıkar ve âşığa ıstırap verir. O öylesine naziktir ki hiç hissettirmeden sanatını icra eder. Sevgili, âşığa gamzeleriyle naz yapar ve gamzesini tam yerinde ve zamanında gerçekleştirir. Divan şiirinde gamze en çok ok ve kılıca benzetilir. Gamze ok olunca yaralamak, delmek, öldürmek, avlamak gibi eylemleri üstlenir. Bir ok olan gamzenin hedefi ise can, gönül, sine, ciğer ve yürektir. (…) Gamzenin ok oluşunun en büyük nedeni kirpik oklarından dolayıdır. Sevgili, şöyle süzgün bir bakışıyla yay kaşlarından kirpik oklarını hedefe atar. Zaten onun kaşları ile kirpikleri kurulu bir kemanı andırır. Sevgili bu okları atmada öyle ustadır ki hiçbiri hedefini şaşırmaz. (…) Gamze bazen öldürücü bir katil bazen de cellattır. Âşık, gamze ile şehit olunca gamze de kâfir olur.”
Yukarıdaki açıklamayı yansıtan imge(mazmun)nin şiirde nasıl kullanıldığını açıklayınız.
Gazelle ilgili bu incelemenizden yola çıkarak o dönemde İslam medeniyetinin etkisiyle dilin zenginleşmesi ve yeni bir edebî dil arayışının nedenleri hakkındaki düşüncelerinizi açıklayınız.
ç. Divan edebiyatı estetiği içerisinde kullanılan önemli mazmunlardır ki bütün şairler bunları hemen hemen aynı şekilde kullanır. Burda önemli olan neyi anlattığın değil nasıl anlattığındır. Eğer kaşların güzelliği anlatıyorsan herkesten farklı bir üslup içinde anlatırsan önemli bir yere sahip olursun.
3. Okuduğunuz gazelden hareketle İslamiyet’in kabulüyle birlikte Türk toplumundaki kültürel değişmeyi özetleyiniz.
3. İslamiyet’in Türkler arasında yayılmasında dönüm noktası olmuştur. Karahanlılar ilk Müslüman Türk devleti olmuştur.
Toplumda meydana gelen inanca bağlı değişiklikler sosyal hayatı bütünüyle etkiler, değiştirir. Pagan inanışı, Şamanizm ve GökTanrı inancı Türklerin ilk dinî inancını oluşturuyordu. Türklerin İslamiyet’i kabul etmeleriyle birlikte inançları tamamen değişmiştir. İslamiyet’le 10. yüzyıldan 19. yüzyılın sonlarına kadar etkisini devam ettiren yeni bir medeniyet ve kültür dairesine girmişlerdir. Bu medeniyetin etkisiyle yerleşik hayata geçmişlerdir. Yerleşik hayata geçince de dünyaca tanınan şehirler ve kültür merkezlen kurmuşlardır. Bilim, sanat, edebiyat, sosyal hayat, devlet sistemi gibi alanlarda büyük ilerlemeler sağlamışlardır.
Bir yaşam biçimi olarak kabul edilen İslam dini, Türklerin sosyal ve kültürel yaşamında, düşünce dünyasında ve dil anlayışında köklü değişiklikler meydana getirdiği gibi kültürün önemli bir yansıması olan edebî ürünlerde de yeni şekillenmelere zemin hazırlamıştır. Bu ortak edebî malzemenin temelinde İslami birikim vardır. Arap, İran ve Türk şairleri, işte bu malzemeyi farklı dil, güzellik ve sanat anlayışlarıyla işlemişlerdir.
11. yüzyıl ile 12. yüzyıl arasında Türk edebiyatı bir geçiş dönemi yaşamıştır. Arap ve Fars edebiyatının etkisiyle Türk edebiyatı, yeni biçim ve içeriklerle zenginleşmiştir. Bu yüzyıllarda Arap ve İran edebiyatlarıyla tanışan edebiyatçılarımız, gerek İran, gerekse Arap edebiyatlarındaki şekil ve türleri Türk edebiyatına taşımışlardır. Türk sanatçıları, ilk önceleri Arap ve İran edebiyatlarında çok yaygın olan bazı eserleri tekrar yazma yoluna gitmişler; ancak zaman içinde içerik ve üslup yönünden özgün ve üstün eserler ortaya koymuşlardır.
Edebiyat, İslamiyet’ten önceki sözlü kültürün devamı olan Halk edebiyatı, İslam düşüncesiyle yoğrulmuş, İslam’ın daha çok etkisinde kalan Divan edebiyatıyla birlikte gelişmeye devam etmiştir.
4. Gazelin temasını söyleyiniz.
4. Aşk
5. Şairin, gazelde sevgiliyi ve kendini nelere benzettiğini söyleyiniz. Bu benzetmelerin şiire nasıl bir anlam yüklediğini açıklayınız. Şiirle ilgili bu bilgilerinizden yararlanarak gazeli yorumlayınız.
5. Kendini muma benzetmiş
Sevgiliye kafir demiş
Sevgilin kirpiklerini oka benzetmiş
Bunlar şiirde ayrı bir estetik güzellik sağlamıştır. Yan anlam ve mecazlarla söz sanatlarının olması şiir etkileyici ve çarpıcı kılmıştır.
6. Kitabınızdaki ilahi ve gazelden hareketle XIII – XIV. yüzyıllarda Oğuz Türkçesinin Anadolu’da yazılmış ilk şiirlerinin oluşmasını sağlayan zihniyet hakkında bilgi veriniz.
6. İlahi ve gazellerde hakim olan zihniyet Arap ve Fars kültürüdür. İslamiyet’in kabulünden sonra Türkler bu iki topluluğun etkisine girmişler ve her alansa bu iki kültürün izleri görülmektedir.
7. a. Dehhânî’nin sanat anlayışı hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
a. 13. asırda din dışı eserler veren ve Divan şiirinin ilk temsilcisi sayılan Hoca Dehhani’nin hayatı hakkında etraflıca bilgi yoktur. Horasanlı olduğu, Konya’ya gelip Anadolu Selçuklu sultanı 3. Alaaddin’e kasideler sunduğu, eserlerinden anlaşılmaktadır. Oldukça işlenmiş bir şiir üslubu olduğuna göre onunla aynı çağda yaşamış başka şairlerin varlığı da kuvvetli ihtimaldir .Yine gazelin ve Divan edebiyatının bizde yankı bulması onunla olmuştur. Divan edebiyatının kurucusudur.
b. Dehhânî ile ilgili edindiğiniz bilgiler ve okuduğunuz gazelden hareketle şair ile eseri arasında nasıl bir ilgi olduğunu açıklayınız.
b. Aralarında sıkı bir ilişki vardır. Zihniyetinin yansıtmıştır.
8. Dehhânî’nin fikrî ve edebî yönü hakkındaki düşüncelerinizi kısaca şemaya yazınız.
Hoca Dehhânî:
- 13. yüzyıl şairidir.
- Divan edebiyatının kurucusudur.
- Din dışı konularda yazmıştır.
- Lirik şiirlerin şairidir.
9. Okuduğunuz ilahi ve gazelin yapı özellikleriyle ilgili, aşağıdaki tabloda istenen bilgileri belirledikten sonra ilgili bölümlere yazınız.
Ölçütler | İlahi | Gazel |
Nazım Birimi | Dörtlük | Beyit |
Nazım Birimlerinin Uyak Düzeni | abab, cccb,dddb…Düz uyak | aa, ba,ca,da,ea,fa, |
Tema | İlahi aşk | Aşk |
Nazım Birimleri Temayı Destekliyor / Desteklemiyor | Destekliyor | Destekliyor |
Ölçü | Hece | Aruz |
YORUMLAMA – GÜNCELLEME
1. Senin aşkın beni benden alıptır
Ne şirin dert bu, dermandan içeri
Yukarıdaki dizeler ve kitabınızda okuduğunuz ilahiden hareketle, Yunus Emre’nin “Allah aşkı’yla ilgili düşüncelerinizi açıklayınız.
1. Cevabı size kalmış…
2. a. Daha önceden hazırladığınız günümüz şairlerinden birine ait beğendiğiniz aşk şiirini okuyunuz.
a. Cevabı size kalmış…
b. Dehhânî, okuduğunuz gazelde sevgiliyi niçin “kâfir ve zalim” olarak nitelendiriyor? Şair, sevgiliyi böyle nitelemesine, ondan şikâyet etmesine karşın sevgiliden vazgeçmiyor. Okuduğunuz günümüz aşk şiirinde ve popüler şarkı sözlerinde âşık ve âşık olunan kişi (maşuk) arasındaki bağın nasıl olduğunu örnekler vererek açıklayınız.
b. Divan şiiri anlayışında sevgili aşığa hiç meyil vermez, yüz vermez ve ona aşk acısı içinde bırakmak en büyük erdemidir. Dolayısıyla şairler de bu derce acı çektiren birine zalim ve kafir isimlerini kullanmışlardır.
3. Sınıfınızda Yunus Emre’nin şiirlerini okuma yarışması düzenleyiniz. Şiirleri en iyi okuyan arkadaşınızı, sınıfta oluşturacağınız bir jüri tarafından belirleyiniz.
3. Cevabı size kalmış…
DEĞERLENDİRME
1. Aşağıdaki noktalı yerlere uygun sözcükleri yazarak cümleleri tamamlayınız.
- XIII ve XIV. Yüzyıllarda İSLAMİYET’İN kabulüyle Türk kültür hayatında DEĞİŞİM olmuştur.
- UZUN (KAPALI) ünlüler dilimize İslam medeniyetiyle birlikte girmiştir.
Genellikle 8′li hece ölçüsüyle söylenir. | XX |
Dörtlük sayısı 3-7′dir. | XX |
Özel bir ezgisi yoktur. | |
Din ve tasavvuf konusunu işler. | XX |
Nazım birimi dörtlüktür. | XX |
3. “Onu halk şairi saymak bir bakıma yanlıştır. Ama o, halka, halkın diliyle seslenerek halkın şairi olabilmiştir. Zaten başarısının sırlarından biri de budur. Hece ile söylediği şiirlerinden başka, aruzla yazılmış şiirleri de vardır. Yaşamı üzerine kesin bilgiler yoktur. “Risaletü’n Nushiye” adlı mesnevisinin yazılış tarihinden yola çıkarak XIII. yüzyılda yaşadığı konusunda birleşilmiştir.”
Metinde aşağıdakilerden hangisinden söz ediliyor?
A. Pir Sultan Abdal
B. Hacı Bayram-ı Veli
C. Yunus Emre
D. Mevlânâ
E. Ahmet Hasım
(1996 – ÖYS)
CEVAP:C
4. Gazelin ilk beytine matla (I), genellikle şairin adı bulunan son beytine tegazzül (II), en güzel beytine bey tül gazel (III) denir. Her beyti aynı konudan söz eden gazele yek ahenk (IV), her beyti aynı derecede güzel olan gazele yek âvâz (V) adı verilir.
Bu parçadaki numaralı terimlerden hangisinin açıklaması yanlıştır?
A. I B. II OIII D. IV E. V
CEVAP:B
5. Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıyan insan sevgisini açıklayınız.