Farabi ve Erdemli Şehir Farabi İnsanlar hayatlarını devam ettirebilmek için ve en üstün
yetkinliklere ulaşmak için ta-mamını yalnız temin etmesi mümkün olmayan birçok
şeye muhtaç olarak yaratılmıştır . Bu se-beple insan başkalarının yardımına
ihtiyaç duyar , kendi ihtiyaçlarını tek başına karşılayamaz . Dolayısıyla
insanlar ihtiyaçlarını karşılamak için topluluklar oluşturur ve bu topluluklar
daha büyük ihtiyaçlar için bir araya gelir ve daha büyük toplulukları oluşturur
. Erdemli şehir , organları tam ve sağlıklı olan , bütün organları canlı
varlığın hayatını sağlayıp korumak için birbirleriyle yardımlaşan bir bedene
benzemektedir . Nitekim bedenin organları farklı yaratılışta olduğu gibi sahip
oldukları güçler açısından da organlar arasında bir derecelenme söz konusudur .
Bedende tek idareci organ olan Kalp ile kalbe yakın konumdaki organlar
bulunmaktadır . Bu organlardan her birinin , idareci organın amacına uygun
olarak kendi işlevlerini gerçekleştirmelerini sağlayan tabiî güçleri vardır .
Bu organlar dışında ise , idareci organ ile alalarında herhangi bir aracı
olmayan organların amaçlarına uygun olarak işlevlerini gerçekleştirdikleri
güçleri vardır , ki bu organlar mertebe bakımından ikinci sıradadır . Diğer bazı
organlar ise bu ikinci mertebedeki organların amaçlarına göre Hareket
etmektedirler . Bu durum , organa hizmet eden , ancak idare edeceği hiçbir
organ bulunmayan organlara kadar böyle devam eder . Şehir de aynı beden gibi
farklı yaratılışta ve yapıları bakımından aralarında bir derecelenmenin söz
konusu olduğu bölümlere sahiptir . Şehirde bir insan idareci konumunda-dır ve bu
idareciye yakın durumda başka insanlar bulunmaktadır , idareciye yakın
konumdaki bu insanların her birinin , idarecinin amacına uygun olarak hareket
etmelerini sağlayan bir ya-pısı ve yeteneği vardır . Bunlar ilk mertebedeki
insanlardır . Bunların altında ise , bu bilinci mertebedeki insanların
amaçlarına göre hareket eden ikinci mertebedeki insanlar; bunların altında da
ikinci mertebedekilerin amaçlarına göre hareket eden başka insanlar
bulunmaktadır . Devletin bütün unsurları , başkalarının amaçlarına göre hareket
eden , başkalarına hizmet edip , kendilerine hizmet eden hiç kimse bulunmayan
insanlara kadar bu şekilde sıralanır . Bunlar en aşağı mertebedeki insanlardır;
ancak bedenin organları gibi bu organlara ait güçleri sağlayan yapılar da
tabiîdir . Halbuki şehrin unsurları tabiî olsa da , bunların şehir için
işlevlerini gerçekleştirmelerini sağlayan yapı ve kabiliyetleri tabiî değil ,
iradîdir Buna göre şehrin unsurları tabiî olarak , insanların birbirleriyle
olan ilişkilerinde şunu değil de bunu yapmalarını uygun kılacak farklı
özelliklerde yaratılmışlardır . Ancak insanlar sadece sahip oldukları bu
yaratılıştan gelen özellikler dolayısıyla değil , sanatlar ve benzeri beceriler
gibi iradî kabiliyetlerle elde edilebilen şeyler sayesinde de şehrin bir unsuru
durumundadırlar . Bedendeki organların sahip oldukları tabiî güçlerin şehrin
unsurlarındaki karşılığı , iradî kabiliyet ve yapılardır . Erdemli şehrin
yöneticisinin sıradan bir insan olması mümkün değildir; çünkü yöne-ticilik şu
iki şeyden birisiyle gerçekleşir: 1- Kişinin yaratılışı ve yapısı bakımından
yöneticiliğe hazırlanmış olması; 2- İradî yapı ve kabiliyet , ki bu da tabiat
olarak yöneticiliğe yatkın olarak yaratılmış bir kimse için söz konusudur .
İdareci organı yönetecek başka bir organın bulunması nasıl mümkün değilse , ilk
yöneticinin ait olduğu cinste , onu yönetecek başka birisinin bulunması da o
derecede imkânsızdır . Aslında bu , genel olarak bütün yöneticiler için
geçerlidir . Erdemli şehrin ilk yöneticisinin sanatının , asla başka sanatlara
hizmet etmeyen ve başka sanatlar tarafından yönetilmeyen bir Sanat olması
gerekmektedir . Aksine ilk yöneticinin sanatı , tüm sanatların onun amacım
gerçekleştirmek için hareket ettiği ve erdemli şehrin bütün fiillerinin
kendisine yöneldiği bir sanat olmalıdır . Bu durumda söz konusu insan , başka
bir insanın yönetimi altına asla giremez . İnsanı insan yapan ilk mertebe ,
insanın bilfiil akıl haline gelmesini sağlayacak tabiî yapının oluşmasıdır . Bu
bütün insanlarda ortaktır . Bununla faal akıl arasında şu iki aşama
bulunmaktadır: Edilgin aklın bilfiil akıl , kazanılmış akıl haline gelmesi . İlk
aşamasına ait bu noktaya ulaşan insan ile faal akıl arasında da iki aşama
bulunmaktadır . Yetkin edilgin akıl ve tabiî yapı , Madde ve suretin bir araya
gelmesiyle oluşan şeyin tek bir şey olması gibi bir şey halinde kabul edilecek
olursa ve bu insan , bilfiil hale gelmiş edilgin akılla olan insanlık sureti
olarak değerlendirilirse onunla faal akıl arasında sadece bir aşama kalır .
Tabiî yapı , bilfiil akla dönüşmüş edilgin aklın , edilgin akıl kazanılmış
aklın , müstefâd ( kazanılmış ) akıl da faal aklın maddesi olarak ele alınıp
hepsi birden tek bir şeymiş gibi değerlendirildiğinde bu insan , faal aklın
kendisiyle özdeşleştiği insan olur . Bu durum , öncelikle akıl gücünün her iki
kısmında yani teorik ve pratik kısımlarında , ardından da muhayyile gücünde
gerçekleştiği takdirde bu insan , artık kendisine vahyolunan bir insandır .
Sânı yüce Allah ona faal akıl vasıtasıyla vahyeder . Yüce Allah”ın faal akla
feyz ettiği şeyleri , faal akıl o insanın müstefâd aklı aracılığıyla önce
edilgin aklına sonra da muhayyile gücüne feyzeder . Faal aklın edilgin aklıma
feyzettiği şeyler sayesinde o insan tam manasıyla bir bilge , filozof ve akıl
sahibi; faal akim muhayyile gücüne feyzettiği şeyler sayesinde ise ilâhî âlemi
akleden varlığıyla , gelecekte olacakları bildiren/uyaran bir nebi , tikel
varlıkların o andaki durumları hakkında bilgi veren bir haberci haline gelir .
İşte bu insan , insanlığın en üstün mertebesinde ve mutluluğun en yüksek
derecesindedir . Onun nefsi , yuka-rıda belirttiğimiz gibi , faal akılla tam
anlamıyla birleşmiştir . Bu insan , mutluluğa götürmesi mümkün olan her fiilden
haberdardır . İşte bu , yöneticiliğin ilk şartıdır . Ayrıca bu yöneticinin tüm
bildiklerini , karşısındakinin hayal gücünde en iyi şekilde canlandırabileceği
bir dil ye-teneğine; bunun yanında insanları mutluluğa ve mutluluğa ulaştıracak
fiillere en iyi şekilde yönlendirme yeteneğine sahip olması gerekmektedir .
Bütün bunlara ilaveten bu yönetici , dünya işleriyle ilgilenmesini sağlayacak
sağlıklı bir bedene de sahip olmalıdır . Bu kişi , başka birisinin kendisini
yönetmesi söz konusu bile olmayan yöneticidir . O , erdemli şehrin önderi ve
ilk yöneticisidir . O , erdemli milletin ve yeryüzündeki tüm Bayındır
coğrafyanın yöneticisidir . Bu düzeye doğal olarak , ancak kendisinde doğuştan
getirdiği on iki özellik bulunan kimse ulaşabilir ; kısaca bu on iki özelliğe
değinelim . Organlarının tam olması gerekmektedir . Kendisine söylenen her
şeyi tabiî olarak iyice anlayıp kavrayabilmelidir . Anladığı , gördüğü , duyduğu
ve idrâk ettiği şeyi hafızasında iyice tutmalıdır . Çok uyanık ve zeki olmalıdır
. En ufak bir işaret gördüğünde bile , bu işaretin ne anlama geldiğinin derhal
farkına varmalıdır . zihninden geçenleri tüm açıklığıyla ortaya koyabilecek
derecede güzel konuşmalıdır . Öğrenmeyi ve öğretmeyi sevmeli , buna kendini
verip kolayca kabul etmelidir . Yeme , içme ve cinsî ilişkiye düşkün olmamalı .
Doğruluğu ve doğrulan sevmeli , yalandan ve yalancılardan nefret etmelidir .
Izzet-i Nefis ( nefsine hakim ) sahibi ve cömertliği seven birisi olmalıdır .
Dünyevî şeyleri basit görmelidir . Tabiatı gereği adaleti ve âdil kimseleri
sevmeli , haksızlıktan , zulümden ve bunları işleyenlerden nefret etmelidir .
Yapılması gerektiğini düşündüğü şey konusunda azimli ve kararlı davranmalı ,
korkmadan ve gevşeklik göstermeden cesur bir şekilde onu gerçekleştirmelidir .
Bütün bu özelliklerin tek bir insanda bulunması zordur . Dolayısıyla insanlar
arasında doğuştan bu özelliklere sahip sadece bir insan bulunabilir . Eğer
erdemli şehirde böyle bir kimse bulunur ve büyüdükten sonra yukarıda belirtilen
şartlardan ilk altısı veya muhayyile gücü açısından bir denginin olması
durumunda bu şartlardan ilk beşi kendisinde gerçekleşirse , yönetici o kişi
olur . Erdemli şehrin zıtları şunlardır: Cehalet şehri , fâsık ( Allah’ın
emrinden çıkan kimse-ler ) şehir , değişikliğe uğramış şehir ve sapkın şehir .
Bu şehirlerdeki insanların karşılaştıkları olumsuzluklar erdemli şehirde
bulunmamaktadır .
Read more
Home
Posts filed under İnceleme
İnceleme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İnceleme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popular Posts
-
Klasisizm akıl ve sağduyuya dayanır. Romantizm duyguya ve hayale dayanır. Klasizmde mantık önemlidir romantizmde coşku ve hisler önemli...
-
Selena Gomez Kim Kardashian Lady Gaga Demi Lovato Lidsay Lohan Bar Rafaeli Amber Rose
-
Hamburg Üniversitesi'nde pedagoji ve psikoloji okuyan 26 yaşındaki Aylin Alp, Playboy dergisinin Almanya sayısının Mart güzeli oldu. ...
-
Gta San Andreas Çiş Yapma Şifresi, Sigara İçme, Sarhoş Olma İçki İçme Hile Kodları Gta San Andreas oyununda oturmanıza, duvara yaslanmanıza,...
-
If those feet in ancient time Wrote that song in 1995 Set the scene, clouded hills Mountains, green weather or making pills Who gave ...
-
1988 doğumlu İngiliz sanatçı ve söz yazarıdır. ingiltere doğumlu şarkıcı. baba tarafından kıbrıslı rum, anne tarafından irlandalıymış. ...
-
Özbekistan Devlet Başkanı İslam Karimov'un kızı Gülnara Kerimova yoga yaparken çektirdiği fotoğrafları internete verdi... Gülnara 40 y...
-
ROMEO: Yarayla alay eder, yaralanmamış olan. Dur, şu pencereden süzülen ışık da ne? Evet, orası doğu, Juliet de güneşi! Yüksel ey ...
-
KOŞUK"UN UYAK VE REDİFLERİ: sayfa 38 Uyak ve redifler: a esneyu “nayu” redif s yarım uyak a ...
-
Türk dilinin yabancılaşması… Dil,insanlar arasında iletişimi sağlayan bir araçtır.” Bu bildik cümleyle yapılır dilin tanımı,sonra özellikl...