11.Sınıf MEB Türk Edebiyatı CEVAPLARI 3. Ünite: Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler / SAYFA 27: Hazırlık Çalışmaları |
1. KASİDE
•
Klasik Türk edebiyatı nazım biçimidir.
•
Din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılırlar.
•
Aruz ölçüsüyle yazılmıştır.
•
Nazım birimi beyittir.
•
En az 31, en çok 99 beyitle yazılır.
•
Altı bölümden oluşur.
*
Kafiye düzeni "aa-ba-ba-ba..." şeklindedir.
2. Robot
şiiri 1870'li ya da 1920'li yıllara ait olamaz. İlk robotlar bu tarihten sonra
yapılmaya başlamıştır.
3. Öncelikle
bu dönemi ortaya çıkaran sosyal, siyasal, ekonomik yapıyla ilgili kısaca bilgi
verilir, da sonra da bu dönemde eser vermiş şairlerin şiirlerinden örnekler
verilerek dönemin şiir özellikleri çıkarılır. En sonunda da bu dönem şiirinin
özellikleri maddeler halinde tahtaya yazılır:
SAYFA
29:
İNCELEME
1.METİN
1. a. Bu tür ses
benzerliklerime şiire has bir ahenk yakalanmıştır. Şiirlerde bu tür ses
benzerlikleri redif ve kafiye şeklinde isimlendirilirler. Tekrar eden "-den" ler
redif, "-etler tam kafiyedir.
b. Bu
kelimeler,uzun ses değerine sahip kelimelerdir.Bu kelimelerin kısa ses gibi
okunması şiirin ahenginin bozulmasına sebep olur.
SAYFA
30:
2.
a.İki kaside vurgu ve tonlama
bakımından farklıdır.Çünkü Hürriyet Kasidesi'nin teması özgürlük, Nefinin
kasidesinin teması "Murat Hana Övgü"dür.Temaların farklı olması söyleyişi de
etkilemiştir.
b. Bu
kasidelerin söyleyiş tarzları ile yazıldıkları dönemlerin edebî, siyasi ve
sosyal özellikleri arasında bir ilişki kurulabilir. Nefî'nin yaşadığı çağda
kasideler bu şekilde yazılıyordu. Bu tarzdan o devrin zihniyetine ulaşabiliriz.
Kaside bir Osmanlı Padişah'ına sunulduğu için şair, söz sanatlarını padişah'ın
övülmesi için çok fazla kullanmıştır. Şiirin iç akışında, kasidenin sunulduğu
kişinin özelliklerini yansıtan kelime ve tamlamalar seçilmiştir. Namık Kemal'in
kasidesinde hürriyetten bahsedilmesi, dönemin yönetiminin eleştirilmesi, nazım
şekli aynı kalmakla birlikte içeriğinin değiştirilmesi şiirlerin yazıldığı
ortamın zihniyetiyle, yani edebî, siyasi ve sosyal özelliklerime yakından
ilgilidir.
3.
a. Hürriyet
Kasidesi'nde birimlerin yerlerinin değiştirilmesi şiirin akışını ve anlamını
BOZMAMAKTADIR.Çünkü kasidede her birim kendi içinde anlamlıdır, anlam aynı birim
içinde başlar ve biter.
b.
Hürriyet Kasidesi'ni oluşturan birimleri anlamlı bir bütün hâline getiren unsur,
hürriyet temasıdır
4.
a.
b.Hürriyet Kasidesi'nde
kaside nazım biçiminin kullanılması divan şiiri geleneinin devam ettiğini buna
karşılık hürriyet gibi bir temanın işlenişi nazım şeklinin içeriğinde değişiklik
yapıldığını gösterir.(edebiyat fatihi,en doğrusu, en
iyisi)
SAYFA 31:
5."Cihangîrâne
bir devlet çıkardık bir aşîretden" mısrası tarihi bir değeri;
Mürüvvet-mend
olan mazluma el çekmez i'ânetden" ve
"çıkar
asar-ı rahmet ihtilaf re'yi ümmetten" dizeleri sosyal değerleri
gösterir.
6. "Hürriyet"
teması Tanzimat döneminin ana unsuru olduğu için döneminin tarihi ve
sosyal,siyasi gerçekliğiyle ilişkilidir.
7.
a.
Divan
şiirinde işlenen temalar: Aşk tabiat güzellikleri din ve devlet büyüklerine
övgü tasavvuf ve ahlak
Hürriyet
Kasidesi'nin teması : Hürriyet sevgisidir.
Divan
şiirinde işlenen temalar hürriyet temasından dönemin gerçekliği bakımından
farklıdır.
b. Bu durum Tanzimatla birlikte "birey"in ön plana
geçtiğini gösteririr.
8. Hürriyete
Doğru ve Hürriyet şiirlerindeki hürriyet teması şiirin bütününe yayılarak
işlenmiştir.Hürriyet Kasidesinde ise bu tema birimler(beyitler) içinde
işlenmiştir.(EN DOĞRUSU EDEBİYAT FATİHİ'NDE)
SAYFA
32:
9. Hakîr olduysa millet sânına noksan gelir
sanma
Yere
düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetden
Bu
beyitte şair, "altın yere düşmekle değerinden bir şey kaybetmez" atasözünü
kullanarak iktibas (alıntı) sanatını uygulamıştır. Bu sanatta şair, sözüne
vuruculuk katmak için deyimler, atasözleri, ayet ve hadisleri şiirinde kullanır.
Bu dönemde ülkenin içinde bulunduğu kötü durum anlatılmak istenmektedir. Şair,
milleti değerli bir taşa benzetmiş ve milletin eski zenginliğini kaybetmesini,
cevherin yere düşmesi şeklinde düşünmüştür. Şaire göre eski güzel günler yeniden
gelecektir. Devletin ve milletin asıl değeri bu sefer ortaya yeniden
çıkacaktır.
Durur
ahkâm-ı nusret ittihâd-ı kalb-i miüetde
Çıkar
âsâr-ı rahmet ihtilâf-ı re'y-i ümmetden
Bu
beyitte de milletin bir amaca doğru birlik içinde yürümesinin öneminden
bahsedilmektedir. Devrin şartları icabı ve diğer devletlerin baskıları sonucu
ülke parçalanmanın eşiğinde bulunmaktadır. Ülkeyi bu durumdan kurtaracak yegane
güç, milletin fikir birliğine sahip olarak tek bir amaç etrafında
kenetlenmesidir. Bu kenetlenme olmazsa, ülke kısa sürede parçalanacaktır.
Beyitte peygamberimizin bir hadisine telmih (hatırlatma) yapılmıştır. "Ümmetimin
fikir ayrılığından rahmet beklenir." Şeklindeki bu hadise şair telmih sanatıyla
temas etmiştir.
10. Yeni Kavram ve İmgeler: Hürriyet,
eşitlik, vatan sevgisi,hamiyet kanıyla yoğrulmak, gayret-cevher, vatan yolunda
toprak olmak...
11. Bir milletin ve insanın hürriyeti nasıl
değerlendirdiğidir. Hürriyet olmadan insan, bireysel hayatını özgürce
yaşayamaz. Bu durumda insan, kendini baskı altında hissedecek ve sürekli
huzursuz olacaktır.
12.
13. Namık Kemal, vatan için savaşan, didinen, içi vatan
sevgisiyle dolu bir şairdir. Atatürk, Namık Kemal'in bir beytini değiştirerek
kullanmıştır. Namık Kemal, ülkenin içinde bulunduğu durumda bir kurtarıcı
arayarak, sağa sola sorular yöneltmekte, ülkenin kurtarılıp
kurtarılamayacağından endişe etmektedir. Atatürk ise, değiştirdiği bu beyitle
"vatanın mutlaka kurtarılacağını" söylemektedir. Namık Kemal endişeli, Atatürk
ise kararlıdır. Namık Kemal'i, eserinde belirttiği gibi "hürriyet" ve "vatan"
kavramlarıyla özdeşleştirebiliriz. O, hürriyet ve vatan şairidir. Onu böyle
düşünmemizde, onun hürriyete ve vatana oları âşık kişiliği ve yazdığı eserlerde
sürekli bu iki kavramı en üstte tutması, sürekli bu kavramların değerini
insanlara anlatması etkili olmuştur.
14. a. Namık
Kemal, doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen bir yazardır. Vatanını ve
hürriyetini çok sevdiği için, ülkenin içinde bulunduğu zor şartlardan
kurtarılması için elinden gelen her türlü gayreti göstermiştir. Devrin siyasi
kişileriyle de irtibatı olan şair, hükümeti yanlış icraatları sebebiyle
eleştir--niştir. Bu eleştiri onun dürüst bir insan olduğunu gösterir. Şiirinde
de dediği gibi, makam, mal mülk ve şöhret için alçalmamış, hak bildiği yolda
hiçbir şeyden korkmadan dosdoğru ilerlemiştir. Ona göre Avrupalıların Osmanlı'ya
göre bazı teknik üstünlükleri vardır. Bu teknik üstünlüğü onlardan alırsak,
bizdeki "hamiyet" mayası bizi onlardan daha zengin ve üstün yapacaktır. Bu
amaçla yazdığı yazılarda ülkenin İslam birliği içinde refaha kavuşabileceğini,
ülkenin ırk olarak farklı köklerden gelen milletlerinin tek bir potada, yani din
potasında birleşebileceğine inanmış bir fikir adamıydı. Ayrılıkları değil,
birlik olabileceğimiz yönlerimizi hep en üstte tutmalıyız. Namık Kemal, bu
ideali uğrunda pek çok eser yazmıştır.
SAYFA
33:
2.
METİN
1. Bir
katre içen çeşme-i pür-hûn-ı fenadan "-dan'lar redif, "-â"lar yarım kafiyedir.
Başın alamaz bir dahi bârân-ı belâdan
idrâk-i
me'âli bu küçük akla gerekmez "-mez'ler redif, "-ek"ler tam
kafiyedir.
Zîrâ
bu terâzû o kadar sıkleti çekmez
Beyitlerde
"-r, -k, -I" sesleriyle aliterasyon yapılmıştır. Ritim, aruz ölçüsüdür. Kafiye,
redif ve tek--arlanan kelimeler vardır. Kafiye şeması "aa-ba-ca.....bb"
şeklindedir.
2.Terkibibent
devrin söyleyiş tarzından çok farklıdır. Şiirin şekli ve dili tamamen eski şiir
geleneğiyle ilgilidir. Tanzimat dönemi sanatçıları, halkı eğitmek istedikleri
için genel olarak halkın anlayamayacağı kelime ve ifadelere çok fazla itibar
etmemişlerdir. Bu şiirde ise şair, görüşlerini felsefî bir planda aktardığı için
devrin bu tür söyleyiş özelliklerinden uzakta kalmıştır.
3.
Terkibibent'teki birimler birbirlerine beyitlerle bağlanmıştır. Bu birimler bir
araya gelerek şiirin temasını oluşturmaktadır. Şiirin son beyti, dünyayı
anlamanın akılla olamayacağını bildirmektedir. Ondan önceki bütün dizelerde akıl
ve onunla ilgili kavramlar etrafında dönen şair, son beyitte söyledik-erinin tam
tersi bir düşünceyi dillendirmektedir. Bu tezat zaten Ziya Paşa'nın karakteri
olmuştur.
Bu yazı www.edebiyatfatihi.blogspot.com sitesinden alınmıştır.
|
0 Yorumlarınız