Türk Edebiyatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türk Edebiyatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10.Sınıf Türk Edebiyatı Etkinlik Cevapları Sayfa 83

OĞUZ TÜRKÇESİNİN ANADOLU'DAKİ İLK ÜRÜNLERİ(13.-14.YY)
HAZIRLIK
Tasavvuf ;
Tanrı'nın niteliğini ve evrenin oluşumunu varlık birliği anlayışıyla açıklayan dinî ve felsefi akımı.
GEL GÖR BENİ AŞK NEYLEDİ
Ben yürürüm yane yane
Aşk boyadı beni kane "ane" zengin uyak
Ne âkilem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi
Gâh eserim yeller gibi
Gâh tozarım yollar gibi "ler gibi" redif , "l" yarım uyak
Gâh akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi
Akar sulayın çağlarım
Dertli ciğerüm dağlarım "rım" redif ; "ağla" zengin kafiye
Şeyhim anuban ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi
Ya elim al kaldır beni
Ya vaslına erdir beni "dır beni" redif ; uyak yok
Çok ağlattın güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi
Ben yürürüm ilden ile
Şeyh soraram dilden dile "ile" zengin uyak
Gurbette halim kim bileGel gör beni aşk neyledi
Mecnun oluban yürürüm
Ol yâri düşte görürüm "(u)rüm" redif ; uyak yok
Uyanıp melûl olurum
Gel gör beni aşk neyledi
Miskin Yunus biçareyim
Baştan ayağa yareyim "yim" redif; "are" zengin uyak
Dost elinde avareyim
Gel gör beni aşk neyledi
Şiirdeki bazı kelimelerin anlamları: (ek bilgi)
ışk: aşk
Âkil:akıllı
divane: deli ,çılgın
neyledi: ne yaptı
geh: (kah) bazen, bazı zaman
sulayın: su gibi
dağlaram: yaralarım
anuban: anıp, anarak
vasl: sevgiliye kavuşma
miskintasavvufta) yoksul, benliğinden geçmiş kişi
yâre: yara
melûl: kederli, dertli
il: memleket
âvâre: serseri, başıboş, boş gezen
Read more

10.sınıf Türk Edebiyatı Cevapları Sayfa 76-82

76-82 e Kadar Kitabın Cevapları

SAYFA 76
1) Ahmet Yesevi İslamiyet'in esaslarını , şeriatın ahkamını ve akidesini (hüküm ve kurallarını)
İslami yeni kabul etmiş veya henüz kabul etmemiş Türklere öğretmek, tasavvufun inceliklerini ve
tarikatın adap ve erkanını telkin etmek için eserini kaleme almıştır.
2) Ahmet Yesevi mutasavvıf olduğu , amacı dini bilgiler yanında müritlerine tasavvufun erkan ve
adabını (gereklerini ve kurallarını) öğretmek için Divan-ı Hikmet'i yazmıştır.Verilen metinde de
bu zihniyet unsurlarını görmekteyiz.
SAYFA 79:
1.ETKİNLİK:
Divanü Lügati't Türk 1072 yılında (11.yüzyılda ) Kaşgarlı Mahmut tarafından Araplara Türkçeyi
öğretmek amacıyla yazılan eşsiz bir kültür hazinesidir.Eserde zaman zaman dil bilgisi kuralları da
anlatılmaktadır.Bu yönüyle Türkçenin ilk dilbilgisi kitabıdır.Kaşgarlı Mahmut da ilk Türk dil
bilginidir.Divanü Lügati't Türkçenin ilk sözlüğüdür.Eserde 7500 kelime vardır, bunların
anlamlarının daha iyi anlaşılması için deyimlerden , atasözlerinden ve şiirlerden örnekler
verilmiştir.Kaşgarlı Mahmut Türk illerini adım adım gezerek sagu, koşuk, sav gibi sözlü edebiyat
ürünlerini derleyerek yazıya geçirmiştir.İslami dönemin ilk ürünlerinden belki de en önemlisi
olan Divanü Lügati't Türk İslamiyet öncesi Türk kültür ve medeniyet ve edebiyatının bir belgesi
niteliğindedir.
13.
buga: tıp
eşük: halk bilimi
etil: coğrafya
kagut: halk bilimi
karakuş: astronomi
kimi: dil bilgisi
koşug: edebiyat
ne: dil bilgisi
tag: coğrafya
tonga: dil bilgisi
yüksek : dil bilgisi
Eserde farklı bilim dallarıyla ilgili kelime örneklerinin yer alması eserin ansiklopedik bir sözlük
olduğunu gösteririr.
14. Öğretici nitelikler taşıyan bu eserlerin nazımla yazılmasının sebebi halk tarafından daha iyi
anlaşılmasını sağlamak ve nazmın nesire göre ölçülü uyaklı olması sebebiyle akılda daha kalıcı
olmasındandır.
15.
İslam inançlarıyla, Müslüman Araplar ve İranlıların oluşturduğu ortak kültür ve edebiyatın
etkisindedir.
Mesnevi nazım biçiminin kullanılmaya başlanmıştır
İslam inanncı ile ilgili unsurlar metinlere yansımıştır.( Tanrı'nın birliğine dil ile şehadet,
peygamber, ayet,hadis vb…)
Beyit nazım birimi kullanılmaya başlanmıştır.
Arapça ve Farsça kelime ve kelime grupları edebi ürünlere girmiştir.
Aruz ölçüsü kullanılmaya başlamıştır.
Tam ve zengin uyak ön plandadır.
Hakaniye lehçesinin dil özellikleri görülür.
2.etkinlik:
KUTADGU BİLİG:
11. yüzyılda Yusuf Has Hacip tarafından yazılan Kutadgu Bilig didaktik bir eserdir.Konusu, toplum
hayatındaki bozuklukları düzelterek insanı mutlu edecek yolları bulmak; bu yolları devrin
hükümdarlarına öğütler halinde göstermektir.Yapıtta ahlak, dinin önemi devlet idaresi gibi
konulara da değinilmiştir.Yapıtta dört sembolik kişilik yer almaktadır.Kutadgu Bilig İslami Türk
edebiyatının ilk örneği olmasının yanında siyaset-name türünün Türk edebiyatındaki ilk ve en
önemli örneği olması dolayısıyla eşsiz bir kültür hazinesidir.Ayrıca Türk edebiyatında aruzla
yazılan ilk mesnevi türündeki yapıttır.
16.
Kutadgu Bilig'de "iki cihan" "Tanrı"
Atabetü'l Hakayık'ta : " dua, resul"
Divan-ı Hikmet'te : "bismillah,rûz-ı mahşer (mahşer günü) ,Resûl, Mirac, ümmet, ayet, hadis" gibi
sözcükler İslam dini ve medeniyetiyle ilgilidir.Türkler İslam Dinini kabul etmelerinden Türk
edebiyatı İslam inançlarıyla, Müslüman Araplar ve İranlıların oluşturduğu ortak kültür ve
edebiyatın etkisi altına girmeye başlamıştır.
17.
İslam dini ve medeniyetinin şekillendirdiği Türk kültürü
Arapça ve Farsça sözcüklerin de kullanıldığı Türkçe, uzun heceli sözcükler (İslamiyet öncesinde
Öz Türkçe)
Arap alfabesi
Mesnevi nazım biçiminin ve beyit nazım biriminin kullanılması
İslami Dini ile ilgili öğretilerin yer alması
Kutadgu Bilig'de "elig, bilig, tidim, küni, sözüg, közüg, aydı, kılguka, yazguka"
Atabetü'l Hakayık'ta "körgen, eşitgen, şahımga,kitabnı, tidi,

Divan-ı Hikmet'te aydım, sözni, bolgıl, muna, bolup"
Divanü Lügati't Türk'te teğre, ilbay, yalavac, irdemen, yarlığaması"
18.
Kutadgu Bilig:
içerik:Kitap, baştan sona bu 4 sembolik şahsiyetin karşılıklı konuşmalarında oluşur.toplum
hayatındaki bozuklukları düzelterek insanı mutlu edecek yolları bulmak; bu yolları devrin
hükümdarlarına öğütler halinde göstermek, ahlak ve dinin önemi devlet idaresi, bilgi ve aklın
faydaları… gibi konular işlenmiştir.Türü siyaset-namedir.
Atabet'ül Hakayık: "Cömertlik,bilginin yararı,alçak gönüllülük , ilim, doğruluk, ahlak , din gibi
konular işlenmiştir.Türü nasihat-namedir.(öğüt kitabı)
Divan-ı Hikmet: Allah aşkı, peygamber sevgisi İslam'ın kaidelerini, tasavvufun adap ve gereklerini
anlatan din ve tasavvuf konulu bir kitaptır.Türü dini muhtevalı bir eserdir.
Divanü Lügat'it Türk: Türkçenin ilk ansiklopedik sözlüğü, ilk dilbilgisi kitabıdır.
SAYFA 80:
19. Atatürk'e göre Türk milleti demek Türk dili demektir.Türk dili kutsal bir hazinedir.Çünkü bir
topluluğu "millet" yapan her şey dil sayesinde oluşur.Bu sebeple Türk dili Türk milletinin kalbidir.

20.Dil bir milleti millet yapan en önemli özelliktir.Dilini koruyan, zenginleştiren ve yabancı
dillerin boyunduruğundan kurtaran milletler bağımsız yaşar.Dilini kaybeden bir millet ise tarih
sahnesinden silinmeye mahkumdur.Bütün insan kültürünün temelini oluşturan ve insan
topluluğunu yaratan dildir.Dilini yüceltemeyen toplumların zamanla başka kültürlerin
tutsaklığında debelenmesi ve kültürünü unutarak yabancılaşması kaçınılmazdır.
21: Atatürk ve Kaşgarlı Mahmut'un Türk diliyle görüşleri parallellik gösterir.Ortak görüşleri
şunlardır:
Türk milleti demek Türk dili demektir.
Türk milletinin her şeyi dilinde yaşamaktadır.
Türk dili dillerin en zenginlerindendir.
Türk dilini yabancı dillerin istilasından korumak gereklidir.
Türk dili her kavramı karşılayacak zengin ve köklü bir dildir.
SAYFA 81:
1.BU eserlerdeki öğütler günümüzde de geçerliliğini korumaktadır.
2.1.2.3 ve 4. metinlerde İslam Din ve medeniyetinin şekillendirdiği kültür izlerini görmek
mümkündür.
3. Kutadgu Bilig : Mutluluk Veren Bilgi

Atebetü'l Hakayık: Hakikatlerin eşiği
Divanü Lügati't Türk: Türk dilleri sözlüğü ve divanı
Divan-ı Hikmet: Hikmet Divanı (hikmet:bilgece söylenen söz demektir, vikipedi'ye göre de hoş,
hayırlı demektir.)
Eserlerin başlıklarıyla içerikleri uyumludur.
4.Karşılıklı konuşmaların bulunması eserin sembolleştirilerek anlatıldığını didaktik bir yapıda
olduğunu ve soyut kavramların bu şekilde somutlaştırılarak daha iyi anlaşılmasının sağlanması
içindir.
5.Kaşgarlı Mahmut eserinin ön sözünden alınan bu metin parçasında Türklerin Tanrı tarafından
yer yüzüne ilbay kılındığından ve Hz.Peygamberin "Türk Dilinin öğreniniz çünkü onlar için uzun
sürecek egemenlik vardır." hadisinden bahsetmektedir.Kaşgarlı Mahmut da bu yüzden eserini
Araplara Türkçeyi öğretmek için yazmıştır.
6.Divanü Lügati't Türk 1072 yılında (11.yüzyılda ) Kaşgarlı Mahmut tarafından Araplara Türkçeyi
öğretmek amacıyla yazılan eşsiz bir kültür hazinesidir.Eserde zaman zaman dil bilgisi kuralları da
anlatılmaktadır.Bu yönüyle Türkçenin ilk dilbilgisi kitabıdır.Kaşgarlı Mahmut da ilk Türk dil
bilginidir.Divanü Lügati't Türkçenin ilk sözlüğüdür.Eserde 7500 kelime vardır, bunların
anlamlarının daha iyi anlaşılması için deyimlerden , atasözlerinden ve şiirlerden örnekler
verilmiştir.Kaşgarlı Mahmut Türk illerini adım adım gezerek sagu, koşuk, sav gibi sözlü edebiyat
ürünlerini derleyerek yazıya geçirmiştir.İslami dönemin ilk ürünlerinden belki de en önemlisi
olan Divanü Lügati't Türk İslamiyet öncesi Türk kültür ve medeniyet ve edebiyatının bir belgesi
niteliğindedir.
7.Türkçenin pek çok ülkede ve bölgede milyonlarca kişi tarafından konuşulması onun dünyanın
en büyük dillerinden biri olduğunu göstermektedir.Türkçe bugün itibariyle dünyanın 5.büyük

dilidir.
8.Metinlerde " bilginin önemi ve değeri ,doğruluk, dürüstlük, yalan söylememek, iyilik…" gibi
evrensel değerler vardır.
9.11. ve 12. Yüzyıl Türk Edebiyatının Genel Özellikleri:
1. İslamiyet öncesi kültür ile İslami kültür iç içedir.
2. Eserlerde toplum hayatını şekillendirme ve yönlendirme amacı güdülmüştür.
3. Eserlerde dini öğretme amacı esas alınmıştır.
4. Hece ölçüsü devam ederken aruz ölçüsü de kullanılmaya başlanılmıştır.
5. Dile Arap ve Fars edebiyatında kullanılan nazım şekilleriyle kelimeler girmeye başlamıştır.
6. Nazım birimi dörtlük ve beyittir.
7. Arap ve Fars edebiyatında kullanılan nazım şekilleriyle eserler verilmeye başlanmıştır.
Read more

11. Sınıf Türk Edebiyatı Cevapları (Biryay) Sayfa 28

13. Padişahın sarayı ile Çakır Ali’nin köyünü, evini karşılaştırınız. Farklılıkları aşağıya sıralayınız.

Padişahın sarayı ile Çakır Ali'nin köyü ve evi arasında dağlar kadar fark vardır. Çakır Ali'nin köyü, sarayın bahçesi kadar bir alana sahip değildir. Evi ise saraydaki kümes kadar yoktur. Bu farklılık o dönemde yönetici kesim ile halk arasındaki ekonomik dengesizliği göstermektedir.

14. Metnin anlatımını açıklık, kesinlik, yalınlık ve duruluk açısından değerlendiriniz.

Metinde duru, yalın, kesin bir anlatım vardır. Metin sadeleştirilmiş hali göz önünde bulundurulursa metin fazla akıcı değildir.

15. “Sözleşme, seçim, hak, vekil, görev, sorumluluk, yetki, istifa, ceza, öşür, hukuk, vergi, hükûmet, kabahatli, ortaklık, imdat” kelimelerinden hangileri kavram veya terimdir? Bu kelimelerden hangileri günlük hayatta da kullanılmaktadır?

"Öşür" kelimesi dışındaki diğer kelimeler günlük hayatta kullanılmaktadır. Hak, görev, yetki, ceza, sorumluluk, hukuk, ortaklık sözcükleri birer kavramdır.

16. Yazar, günlük hayattan alınan kelimelerle kavram ve terimleri niçin bir arada kullanmış olabilir?

Kavramların daha iyi anlaşılması için

a. Batı’daki Rönesans ile bizdeki Tanzimat hareketi arasında tespit ettiğiniz benzerlikleri arkadaşlarınızla paylaşınız.

İkisinde de yenilik amacı var
Özgürlük, eşitlik, düşünce ve ifade serbestliği hedeflenmiştir.Bu serbeslik Tanzimat'ta sınırlıdır.
Rönesansta kralların, Tanzimat'ta padişahın yetkileri sınırlandırılmıştır.
Rönesansta Batı'da bilim ve sanat alanında yenilikler yapıldı, gelişmeler yaşandı. Tanzimat Döneminde de sanat alanında değişim yaşandı.
İkisinde de aydınlar, yenilikler öncülük yapmıştır.

b. Metinde geçen, Tanzimat’ın getirdiği özgür ortamla dile getirilebilen yeni kavram,
terim ve ifadeleri bularak tahtaya sıralayınız.

Hürriyet, hak, hukuk, adalet, eşitlik, seçim, sözleşme, vekil ...
c. On altıncı yüzyılın İstanbul’unda da sanatçılar bu kavramları, terimleri, ifadeleri dile getirebilirler miydi? Tartışınız. Ulaştığınız sonuçları defterinize yazınız.

Dile getiremezlerdi. Çünkü o dönemde padişahın mutlak otoritesi vardı.Ortam müsait değildi. Dönemin siyasi anlayışı bu düşünceleri dile getirmeye engeldi.

17. Yazar, makalesinin ilk bölümünün son paragrafında sözleşmenin yenilenmesi gerektiğini söylüyor. Bunu niçin istemektedir?
Sözleşmenin eskimiş olduğunu ifade ediyor.
Sözleşmenin yenilenmemesi durumunda devletin ve hilafetin zarar görebileceği endişesini dile getiriyor.
18. “Şeyh, halife, padişah” gibi ifadelerle “seçim, hürriyet, hak, istifa” gibi kelimelerin aynı metinde kullanılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Düşüncelerinizi aşağıya yazınız.

Bu kelimelerin kullanılması dönemin siyasi ve sosyal ortamını yansıtır. Hem padişahlık devam ediyor hem de demokratikleşme yolunda adımlar atılıyor.

19. Metin, hangi geleneğe bağlı kalınarak yazılmıştır?
Dil ve anlatım yönünden divan nesrine yakın. İçerik bakımından Tanzimat edebiyatı geleneğine bağlı.

20. Okuduğunuz metinden somut ifadelere örnekler veriniz. Yazarın, bu ifadelerden nasıl yararlandığını açıklayınız.
kitap, padişah, vali, mahalle, köy, tarla, mera, dağ, kasaba, Çakır Ali.... Yazar bu somut ifadeleri hak ve görevlerin kapsamı ile ilgili konular olarak kullanmış.

Muallim Naci ile Recaizade Mahmut Ekrem arasında geçen tartışmalar ve Tanzimat
Dönemindeki “eski-yeni” çatışması ile ilgili araştırma sonuçlarını arkadaşlarınızla paylaşınız.
Muallim Naici ile R. Mahmut Ekrem şiirde kafiye göz için midir, yoksa kulak için midir tartışması yapmışlardır. M. Naci, eski edebiyat anlayışıyla kafiye göz içindir demiştir. R. Mahmut Ekrem yenilik yanlısıdır kulak için kafiye anlayışını benimsemiştir. Eski edebiyat taraftarları M. Naci'nin yanında yer almışlar, yenilikçi sanatçılar R. M. Ekrem'i desteklemişlerdir.

a. Tanzimat Dönemi gazeteleri ile ilgili olarak kitabınızın 14. sayfasındaki “3. ODE” nin a, b ve c maddeleri doğrultusunda yaptığınız araştırma sonucu edindiğiniz bilgileri hatırlayınız.

b. Makale ve sohbet gibi öğretici metinlerin gazete aracılığıyla halkla buluştuğu; tiyatro, hikâye, roman örneklerinin öncelikle gazetelerde yayımlandığı Tanzimat Döneminde gazetelerin önemini gözden geçirerek yeniden değerlendiriniz.

Tanzimat gazeteciliği yeni düşünceleri halka benimsetmeyi amaçladığı gibi Batı'dan alınan edebi türlerin halka tanıtılmasında da önemli bir rol oynamıştır. Makale, roman, tiyatro, hikaye,eleştiri gibi türlerin ilk örnekleri gazetelerde yayımlanmıştır. Gazeteler yeniliklerin sözcüsü olmuştur.
21. Eserden hareketle yazarın fikrî ve edebî yönü hakkında çıkarımlarda bulunarak eser-yazar ilişkisini belirleyiniz.
Read more