Şehzade Mustafa Nasıl Ölmüştür?


Bu sırada sadrazamlık görevinde bulunan Rüstem Paşa, Hürrem Sultan'a yakınlığı ile tanınmaktadır. Kânunî Sultan Süleyman'ın Hürrem'den doğma kızı Mihrimah Sultan ile evlenmiş, bu evlilik Paşa'nın Hürrem Sultan'a yakınlaşmasına sebep olurken, Mustafa'nın taraftarı İbrahim Paşa'yı öldürten Hürrem'in de evlâtlarını koruma ve tahta çıkarma uğruna çevirdiği entrikalar için uygun bir piyon bulmasını sağlamıştır.
Nitekim öyle de olmuş Hürrem, Mihrimah ve Rüstem üçlüsü Şehzâde Mustafa'nın ağzıyla Şah Tahmasb'a bir mektup yazarak Kânunî Sultan Süleyman'a karşı işbirliği teklif etmişler, bu teklife Şah'ın verdiği olumlu cevabı getiren elçiyi yolda yakalatan Rüstem Paşa mektubu Şehzâde Mustafa'nın bağîliğine delil olarak doğrudan pâdişaha göndermiş, pâdişah da bu mektup üzerine Şehzâde Mustafa'yı ortadan kaldırmak için kesin kararını vermiştir. Kararı uygulamak için, plan gereği İran seferini bahane ederek, Konya Ovasında orduya katılan Mustafa'nın işi oracıkta bitirilecektir. Celalzade Mustafa, pâdişahın hasta olmasına rağmen İran Seferine, Hürrem Sultan ve Vezir-i A'zam Rüstem Paşa'nın tahrikleri sonucu Şehzâde Mustafa'yı ortadan kaldırmak ve Anadolu'da gelişen olayları yerinde görüp düzeni sağlamak niyetiyle çıktığını söyler.
Şah Tahmasb'ın önce Biga Sancakbeyi Mahmud Bey'e mektup gönderip sulh istemesi, arkasından da Seyyid Şemseddin Dilicani aracılığı ile özür dilemesine rağmen Pâdişah'ın bu sefere bizzat çıkması Anadolu'nun dirliğini sağlamak için Şehzâdenin ortadan kalkması gerekliliğine inandığı ve bunu bizzat uygulamak için kararlı olduğunu göstermektedir. 18 Ramazan 960 / 28 Ağustos 1553'te yola çıkan pâdişah Ramazan Bayramı'nı Yenişehir'de geçirdikten sonra 26 Şevval / 5 Ekim 1553'te Konya-Ereğli civarındaki Aköyük (Akdepe) menziline gelmiştir.
Şehzâde Mustafa Ereğli Ovasında konaklayan babasının elini öpmek üzere girdiği çadırında babası yerine dilsiz cellâtlar ile karşılaşmış ve bu cellatlar tarafından boğularak öldürülmüştür. Yavuz'un bu yiğit torunu üzerine çullanan yedi dilsizden kurtulmayı başarıp babasına doğru koşarken saray hademelerinden Zal Mahmud Ağa'nın arkadan saldırması sonucu yere yıkılır ve oracıkta boğulup cesedi çadırın önüne asılmıştır.
Bu yiğit civanmerte gönül bağlayan yeniçeriler Taşlıcalı Yahya'nın
"Meded, meded ki cihanın yıkıldı bir yanı/
Ecel Celâlileri aldı Mustafa Han'ı"
beytiyle başlayan mersiyesini okuyarak teselli bulmuşlar. Ama 60 yaşındaki koca sultan 39 yaşındaki oğlunun acısını içine gömmek zorundaydı. Öyle de yaptı, ya da yapmış gibi davrandı. Devlet işinde acz yakışmazdı Osmanlı sultanına. Ağlamak yoktu. Ama yüreği Karacaahmet olmuştu adeta. Paramparça permiperişan bir yürek

Mehmet İPÇİOĞLU


Load disqus comments

0 Yorumlarınız