Sevr Antlaşması Nedir? Sevr Antlaşması ile ilgili sorular, konu anlatımı

I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı delegeleri ile İtilâf devletlerinin yaptıkları barış antlaşmasıdır. Paris'in banliyösü Sevres'te yapıldığı için bu adla anılır. Osmanlı İmparatorluğunun çöktüğünü gösteren bir antlaşmadır. Türk milletinin bu antlaşmayı tanımaması sonucu uygulamaya konulamadı.

30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi'yle savaş son bulduktan sonra, Avrupa devletleriyle Osmanlı İmparatorluğu arasındaki meseleleri kesinlikle çözmeye karar veren galip devletler Paris Barış Konferansında Türkiye barışını San-Remo kararları çerçevesinde kendi menfaat ve dünya görüşlerine göre düzenlemeyi tasarladılar. Böylece İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan Osmanlı Devleti için yeni bir düzen hazırladılar. Bu metni imzalamak üzere de Osmanlı delegelerinin 10 Mayıs 1920'de Sevr'de bulunmalarını istediler. Bu davetten 8 gün sonra, Ankara'da M.Kemal Paşa Türk milleti ile yapılacak barış görüşmelerinin ancak, Ankara Hükûmeti'nce yürütülebileceğini ve antlaşmanın ancak TBMM'ce tasdik edildikten sonra geçerli olabileceğini bütün dünyaya duyurdu. Bununla beraber galip devletler kendi düzenledikleri Türkiye barış metnini 11 Mayıs'ta Sevr'de Osmanlı delegelerine bildirdiler. Heyet başkanı Tevfik Paşa ileri sürülen şartları reddedip geri döndü. Bunun üzerine galip devletler Osmanlı Hükumeti'ni şartları kabule zorlamak için Yunanistan'ı harekete geçirdiler. Yunan orduları 12 Haziran'da taarruza kalkarak Balıkesir, Sursa ve Uşak'ı işgal etti. Âciz bir halde olan İstanbul Hükümeti baş delegeliğe Damat Ferit Paşa'yı getirdi.

Osmanlı Hükumeti'nin galip devletlerin metnine karşı hazırladığı cevabı, Ferit Paşa, 25 Haziran'da Paris Barış Konferansı'na sundu ise de buna bir cevap alamayınca 14 Temmuzda İstanbul'a dönmek zorunda kaldı.

Müttefikler Spa Konferansı’nda Osmanlı cevabını incelediler ve 16 Temmuzda Dahiliye Nâzırı Reşid Bey'e bir ültimatom verdiler. Reşid Bey 17 Temmuzda bunu İstanbul'a bildirdi. Osmanlı Hükümeti 20 Temmuzda toplanarak görüştü ve toplantı sonuçlarını padişaha arzetti. Bunun üzerine sarayda bir Meclis toplanmasına karar verildi. Bu Meclis 22 Temmuzda Yıldız Sarayı'nda toplandı ve sonuç antlaşmanın kabulü yönünde oldu.

Sevr Antlaşması 10 Ağustos 1920 Salı günü saat 16.08'de Fransa başbakanı Millerand'm başkanlığında Sevres Milli Porselen Fabrikası salonunda sırasıyla Hadi Paşa, Rıza Tevfik ve Reşad Halid beylere imzalattırıldıktan sonra, müttefik temsilcileri ve diğer ilgili Avrupa devletleri temsilcileri, Japonya ve Yunanistan temsilcileri tarafından imzalandı. Antlaşmayı sadece Yunanistan Parlamentosu tasdik etti. Ancak müttefikler 10 Ağustos 1921 Paris Barış Konferansı'nda Türk-Yunan Savaşı'na karşı tarafsız olacaklarını ilân ettiler. Bundan sonra 20 Ekim 1921'de imzalanan Ankara İtilâfnamesi ile Fransa, 31 Mart 1922'de imzalanan antlaşma ile İtalya, Sevr Antlaşması'nı kaldırmış oldu. 3—11 Ekim 1922 Mudanya Mütarekesi ise gerek Mondros gerek Sevr'in siyasî ve askerî hükümlerini kesinlikle yok etti. Bunu 24 Temmuz 1923 Lozan, ve 1936 Montreux antlaşmalarının getirdiği hükümler tamamlandı.

Antlaşma 433 madde ve 12 bölümden meydana gelir. Belli başlı bölümleri şunlardır:

1- Milletler Cemiyeti Sözleşmesi: Bir giriş durumundadır.

2- Sınırlar: Osmanlı Devleti Tunus, Libya, Mısır, Süveyş, Sudan ve Akdeniz adaları üzerindeki haklarını bırakıyor; Hicaz'ın bağımsız bir devlet olarak kuruluşunu; İrak, Suriye ve Filistin üzerinde manda İdarelerini kabul ediyor. Kıbrıs Adası'nın İngiltere'ye İlhakını resmen tanıyordu. Buna göre güney sınırımız Ceyhan nehrinin ağzından başlayarak Osmaniye, Gaziantep, Urfa, Siverek, Mardin'in kuzeyinden eski İmadiye sancağı sınırıyla eski İran ve Kafkasya sınırlarına geliyordu. Doğu Anadolu'da müstakil Ermenistan'a bırakılacak toprakların ve sınırların tesbıti ABD başkanı Wilson'a bırakılmıştı.

Osmanlı Devleti'nin batı sınırı, Istanca-Çatalca çizgisinden geçiyor, bunun batısında kalan topraklar Yunanistan'a terkediliyordu. Gelibolu Tekirdağ, İzmit, Bursa, Biga ve Edremit yani bütün Marmara kıyıları yönetimi Boğazlar komisyonuna bırakılıyordu. İzmir ve çevresi Kırkağaç, Akhisar, Tire, ödemiş ve Söke ilçeleri Osmanlı idaresinde kalmakla birlikte bölgenin yönetimi Yunanlılara bırakılıyordu.

3- Siyasî hükümler: İstanbul Osmanlı saltanatının başşehri olma özelliğini koruyacak, Doğu bölgesi Osmanlı Devleti'nden ayrılmak iste diğinde buna engel olunmayacaktı.

4- Azınlık hakları: Azınlıkların din, yayın, eğitim v.b. hürriyetlerini kontrol hakkı müttefiklere verilecekti.

5- Askeri hükümler: Osmanlı orduları dağıtılacaktı. Padişahın korunması için 700 ve emniyeti sağlamak için 35.000 kişilik bir jandarma kuvveti ile gerektiğinde bunu takviye edecek 15.000 kişilik bir kuvvetten başka bir asker bulundurulmayacaktı. Deniz güvenliği için ise 600 tonilatodan yukarı olmamak şartıyla 13 ganbot ve torpido kullanılabilecekti.

6. Malî hükümler: Müttefikler bir komisyon kuracaklar ve Osmanlı Hükümeti, bu komisyonunun uygun görmediği tedbirleri alamayacaktı.

7- Gümrükler: Müttefiklerin kontrolü altında bulunacaktı.

8- İktisadî hükümler: I, Dünya Savaşı'nda kaldırılan kapitülasyonlar eskisi gibi korunacaktı.

9- Nüfuz bölgeleri: İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan'a ayrılan nüfuz bölgelerinde her türlü menfaatler bu devletlere ait olacaktı
Load disqus comments

0 Yorumlarınız